5

165 46 38
                                    

selamm

beklemeden bolum yazmaya basladim buna umarim begenirsiniz

iyi okumalar⛓⛓

~~~~

Hyunjin, korkudan bitkin düşen bedenini hareket ettirme gücünü bulamazken yavaşça gözlerini araladı.

Karanlık ama oldukça güzel dizayn edilmiş bir odadaydı. Odada renkli olan tek şey tepede asılı olan lambaydı muhtemelen. O da oldukça güzel duruyordu.

Kafasını yan tarafa çevirdiğinde gördüğü beden yüzünden korkuyla sıçradı.

"Neredeyim?" cevabını tahmin etmesi güç bir soru değildi ama kafasını toplaması ve adamın kendine olan tavrını kontrol etmesi için bir şanstı.

"Odamda." Chan, kısa bir cevap vermeyi seçmiş ve sessizce gözlerini çocuğun yüzünde gezdirmeye devam etmişti.

Hyunjin başka bir anda böyle dikkatli izlense muhtemelen mutlu olurdu ama kendisini izleyen kişi uçurumdan düşmesine neden olan bir şeytan olunca işler değişebiliyordu. Tedirgin bakışlarını adamdan bir an bile ayıramıyordu.

"Bakma şöyle, bir şey yapmayacağım." Hyunjin'in ağzından bir hah nidası çıkarken ne yaptığını fark ederek ağzını kapattı.

"Orada aklımı bulandıran bir şey oldu. Kafam karışınca agresifleşirim ne yazık ki. Sana zarar vermeyecektim. Üstüne yürüdüm evet ama sana zarar vermek bir an bile aklımdan geçmedi. Öyle olsaydı düştüğünü gördüğümde kılımı bile kıpırdatmazdım." haklı olduğunu bildiği için gözlerini kaçırmayı seçti Hyunjin.

Chan'ın gözlerindeki karmaşayı o an görebilmişti. Hemen ardından da gerçekten atılmıştı. Eğer zarar vermek niyetinde olsa böyle bir zahmete girmeyeceğini de hissediyordu. Hiç tanımadığı birine karşı hissettiği bu kendinden emin tavır kaşlarını çatmasına neden oldu.

"Ne oldu peki, neden birden öyle şeyler demeye başladın?" cevap vermeyeceğinden emin olarak sormuştu ancak Chan onu şaşırttı.

"Bir an gözümde bir anı canlandı. Yani anı gibi bir şeydi. Sen oradaydın ve," derin bir nefes aldı. Oldukça düşünceli görünüyordu. "Bilmiyorum, sanki daha önce seninle aynı yerde bulunmuşum gibi hissettim. Daha önce konuşmuşuz gibi..." tekrar kendi düşüncelerine daldığını anladığında dikkatlice yüzünü inceledi.

Suratı oldukça asıktı. Gülüşünün ona daha çok yakıştığını düşünmeden edemedi Hyunjin. Tamam, gülüşünde de onu tedirgin eden bir şeyler vardı ama şu anki halinden çok çok daha iyiydi.

"Ben de bir rüya gördüm." söylediği an pişman olduğu cümle üzerine Chan hızla başını kaldırdı. Hyunjin, konuyu buradan nasıl toparlayacağını düşünmeye başlamışken Chan da dikkatle onu süzdü.

"Ne rüyası?" kaçırdığı gözlerini ellerine çeviren Hyunjin aklına gelen fikirle kafasını kaldırdı.

"Çok önemli bir şey değildi. Seni görmüştüm. Tanışma anımızı yani, Felix'le aranızdaki gerilim çok aklımda kalmıştı. Bilinç altıma işlemiş olmalı." hızlı hızlı konuştu ve yalan söylediğini anlamasın diye gözlerini, gözlerinden bir an bile ayırmadı.

"Neden yalan söylediğini hissediyorum?" Chan şüpheyle konuşurken Hyunjin gitme vaktinin geldiğine karar vermişti bile.

"Neden yalan söyleyeyim? Öyle aklıma geldi söyledim işte. Yalan söyleyecek olsam konuyu açmazdım." yataktan yavaşça süzülerek ucuna geldi.

"Ben odama gideyim artık. Jisung'un yanına gidecek gücüm de kalmadı zaten." Tam ayağa kalkacaktı ki yanı başında beliren Chan onu tekrar yatağa ittirdi.

dance with the devil | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin