18/ Kavga.

259 46 36
                                    

Mutfaktan ayrılıp odaya doğru çıktım. Mektubu açtım. Ona vermek isteyip de vermediğim mektubu okumaya başladım

'Dünya'nın en tatlı insanına...

Sanırım sana böyle hitap edeceğim. Çünkü neden olmasın?

Her neyse, sana söylemem gereken bir şey var.

İçimde sana karşı bir duygu var! Kelimelerle tarif edemiyordum önceden bu duyguyu ama bir söz denk geldi önüme sanırım en uygun tarifi bu...

Kalbimin hareket etmesine sebebiyet veren sensin.
Yağmur'un altında ıslanmamı sağlayan sensin.
Sebepsiz yere aşk şarkılarında seni düşünmemi de sağlayan sensin.
Bunu Aşk diye üç harfle anlatamam...
Ama ben buna Sen Aşksın diyebilirim.
Ey sevgili seni seviyorum.
Duy sesimi, gör artık beni!
(Yazarı me)'

Mektup bittiğinde gözlerimden akan yaşlara hakim olamadım. Elimdeki kağıdı tekrar zarfın içine koydum. Çantama zarfı attım.

Başımı yastığa koydum. Pencereden ayın ışığı doğrudan bana vuruyordu. Elime telefonumu aldım. Müzik açıp telefonumu koltuğa bıraktım. Rastgele müzik listemde çalan şarkıları diledim. Gözlerimi kapadım.

~

Bir sesle aninden yerimden kalktım.

"Azel! Kalk artık!"

Yarı açık gözlerimle kimin konuştuğuna baktım. Reya başımda uyanmamı bekliyordu.

"Tamam sen git ben kalkarım." Diye mırıldandım.

"Bekliyorum bak! Masanın üzerine kıyafet koydum giyersin onları da..."

Kapıyı kapatıp çıktı. Bende masadaki kıyafetleri elime aldım. İçinden bir mektup düştü. Bu küçükken Orçun'a yazdığım başka bir mektuptu.

Zarfın içinden kağıdı çıkarıp okumaya başladım.

'Sen ve ben olabilirdik sevgilim...'

Sadece tek bir cümle yazıyordu. Kağıdı tekrar zarfın içine koydum. Yatağa oturdum, zarfı yastığın üstünde koyup giyinmeye başladım.

Siyah tişört ve siyah bir eşofman giyip aşağı indim.

Mutfaktan gelen eşya seslerine doğru ilerledim.

Sanki evde kazı çalışması yapılıyordu da ben bilmiyordum. Şu sese bebeklerin uyanmaması beni daha da çok şaşırttı.

Mutfağa girdim. İçerde Reya ve Orçun kahvaltı hazırlıyordu.

"Yardım lazım mı?"

"Gel Azel, sen Orçun'a yardım et bende bebeklere bakıp geliyorum."

Reya yanımdan geçip gitti. Tezgaha doğru ilerledim.

Reya'nın yarım bıraktığı yerden devam ettim. Orçun bir yandan iş yapıyor bir yandan da bana bakıyordu.

Melemen yapmak için tavayı ocağa koydum. Üzerine yağ döküp soğanları ve biberleri ekledim. Orçun'da bir yandan domatesleri idam ediyordu.

Domatesleri kesip tavaya koydu. Tavanın kapağını kapattım.

Kısa bir süre pişmesini beklerken kahvaltıları hazırlamaya başladım. Peynir, zeytin, salatalık ve diğer ürünleri tabaklara koyduk.

"Keşke bu kahvaltıyı ikimizin evinde hazırlasaydık."diye söyledi Orçun.

"İmkansız bir şey söylediğinin farkındasındır inşallah!"

Tavanın kapağını açtım. İçindeki buhar havayla karıştı.

Hayat Senden İbaret |Yarı Texting| Tamamlandı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin