Anlaşma~12

11 2 0
                                    

Dudaklarımızı birbirinden ayırdığımız anda ben başımı yere gömdüm. Rakının verdiği hafif sarhoşluk olmasa şu anda gerçekten utanıyor olurdum.

Daha sonra bu çocuğun yüzüne nasıl bakacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Bu ana daha fazla katlanmamak için tekrar sarhoş rolü yapmaya karar verdim.

Salına salına arabaya ilerlerken sarhoş olduğum izlenimi verdiğime emindim. Barışın hala orada dikildiğini fark edince ağzımı yayarak "Artık eve gitmem gerek. Gerçekten çok uykum var." dedim. Belki de o yarın bunları hatırlamayacağımı düşünüyordu. Ama ben bu gecenin her saniyesini hatırlayacaktım. Acaba onu böylesine uzun bir süre öptüğüm için Sedanın ondan ayrılacağını mı düşünüyordu.

Onu daha beklemeden arabaya bindim. Zaten o da benden hemen sonra arabaya bindi. Bir süre sessizce ilerlemişken yine Barış sessizliği bozdu. "En azından ilk öpücüğünü benim gibi bir korkakla kaybettiğini hatırlamayacaksın. Sanırım bu da iyi birşey." Buna bir şey söyleyemezdim. Bu yüzdende de sızmış numarası yapmaya karar verdim.

Gözlerim kapalı olsada üzerimdeki bakışları hissediyordum. "Seni bıcırık.. Kim derdiki ilk öpücüğün benden olacak diye.." deyip iç geçirdi. Kullandığı ses tonundan bunun hoşuna gidip gitmediğini anlayamamıştım. Zaten az da olsa hala rakının etkisindeydim. Sanırım gerçek bir uykuya ihtiyacım vardı. Zaten uykudan daha güzel birşey var mı ki dünyada? Daha fazla uzatmayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

❇❇❇❇❇

Alarmın sesiyle zorda olsa gözlerimi açmayı başardım. Neyse ki bu kez kendi odamda uyanmıştım. Sanırım akşam Barış geri getirmişti. Başımı yastıktan kaldırdım ve bir sürüngen misali sürüne sürüne lavaboya gittim. Uzun uğraşlar sonucu yüzümü yıkayıp ayıldım. Hayır yani anlamıyorum ben daha yataktan bile çıkamazken sabah sabah duş almak nasıl bir kafa?? Onlar sen mi be! Yahu sana ne? Bazen bu iç ses dediğim şeyin aslında iç ses olmadığını falan düşünüyorum. Sonuçta bana ait bir şey gelipte niye bana laf atsın ki? Belki de telepati yoluyla başka biri benim beynime gidiyordur? Tamam tamam bende farkındayım saçmaladım susuyorum.

Odama geri dönüp formalarımı üzerime geçirdim. Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yapıp gözlerime kalem çektim. Çantama gerekli kitapları ve kulaklığımı koyup aşağı indim. Çantamı salondaki koltuğun üzerine atıp mutfağa gittim. Abim ve Hilal oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. "Ee.. Beni ne zaman uyandırmayı planlıyordunuz sevgili abicim ve yengecim?" sandalyeye oturduğumda Hilal'in yüzünün kızardığını gördüm. Normalde ona bu şekilde seslenmezdim. Ama artık öyle görünüyor ki bu şekilde sesleneceğim. "Birincisi seni lavaboya giderken gördüm. İkincisi o bütün evi inleten alarma rağmen uyanamayacağını düşünmüyordum."

"Benim alarmım bütün evi inletmiyor sevgili abicim. Öyle olsaydı anlardım. Ben o alarmı zar zor duyuyorum."

"Farkındaysan sen o alarmı zar zor duyuyorsun. Yani bu normal bir şey. Ama bizim odaya kadar geldiğine göre öyle değil değil mi?" yok artık abimin odasına kadar mı gidiyor. Onun odası bu katta benim ki üst katta... Bir dakika o bizim oda mı dedi? İkisinde de gözlerimi gezdirdim. Bunların odası ayrı değil miydi? Neyse bunu sonra düşünürüm. Simdi okula yetişmem lazım.

Güzel bir kahvaltıdan sonra okula doğru yola çıktım. Daha doğrusu dolmuşa.. Abimlerle bu konuyu en yakın zamanda konuşmam gerekli. Bende gayet güzel araba kullanıyordum. Yani hem Barış kullanıyorsa benim de kullanmamda bir sakınca yoktur. Durağa giderken yanımda bir araba durdu. Bende durup o tarafa baktığımda Barışın arabası olduğunu gördüm. Pencere açıldığında sabah sabah en son görmek isteyeceğim.. Pardon hiç görmek istemeyeceğim kişiyi gördüm. Bu şıllığın bu arabada ne işi vardı!

İLKLER UNUTULMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin