Hemen kendimi toparladım ve yan koltuğa oturdum. Benim yana kaymamla Barış içeri girdi.
"Herkese merhaba. Tekrar çok teşekkürler Fatih abi. Beni uçaktan kurtardığın için."
"Önemli değil. Zaten arabada boş yer vardı." "Yoktu bi kerem orasıda benim di" "Çok pardon yaa rahatınızı mı bozduk Su Hanım."abimin atarından sesli düşündüğümü ve rezil olduğumu anladım. Zaten şu çocuğun yanında bir kere bile insan gibi davrandığımı bilmiyorumki.
"Eğer rahatsız ettiysem uçak biletim hala duruy..." lafını bitirmesine izin vermeden konuşmaya başladım
"Saçmalama sadece şaka yapmıştım."
"Birileri kendinden başkalarını da düşünür olmuş"Hilal önden atlayınca yanaklarımın kızardığını hissetmiştim. Buyüzden başımı önüme eğdim. Bu yolculuk pek iyi geçecek gibi durmuyordu.
Anayola çoktan çıktık. Ozamana kadar kimseden çıt çıkmamıştı. Dayanamayıp "Bari biri müzik açsın." dedik. Evet, dedik dedim çünkü bu cümleyi benimle aynı anda Barış'ta kurmuştu. Allah'ım ya bukadar uyumlu bir çift olabilecekken neden bize bir fırsat vermiyorsun ki. Birden radyodan KOLİVA'nın YÜKSEK DAĞLARA DOĞRU şarkısı çalmaya başlamıştı. En sevdiğim şarkılardan biriydi.
Bu şarkıyı dinlerken Barış aklıma gelirdi hep. Ve şimdi yanımdaydı. Ama hala benim değildi. Şarkının sözlerini içimden tekrar ediyordum. Ve benim için en anlamlı olan kısma -çok sevduğume degil bilmemene yanarum- geldiğinde Barış'a döndüm. O da bana bakıyormuş buyüzden göz göze geldik. Bana bunu neden yapıyordu. Hem beni sevmiyordu hemde beni izliyordu. Onun yüzünden kahrolası beni büyüleyen mavi-yeşil 'evet gözlerinin rengini hiçbir zaman çözemedim' gözleriyle karşı karşıyaydım.
Gözlerimi çekmek istiyordum ama birşey buna engel oluyordu. Bir türlü gözlerimi onunkilerden çekemiyordum. Önden abimin sesi gelince amacıma ulaşmıştım"Ee sen hangi lisede okuyorsun Deniz?" abim Deniz deyince ilkten bir aklım karıştı sonradan Barış'ın diğer adının Deniz olduğu aklıma geldi. Diğer adı dediğime bakmayın ona belkide sadece ben Barış diyordum. Ama bunu seviyordum çünkü ben onu öyle tanımıştım.
Birden onunla ilk karşılıklı tanışmamız aklıma geldi. Anasınıfındayken hocamız sınıfın bir tarafına erkekleri bir tarafınada kızları dizmişti. Ozamanda ona deli gibi aşıktım ve sıra bana gelinceye kadar kimle dans edeceğimi birçok kez hesaplamıştım. Ve sıra bana gelince çok kez hesapladığım ama emin olamadığım gerçekle karşı karşıyaydım. İlk dansımı ilk ve tek aşkım olduğunu olacağını düşündüğüm kişiyle yapmıştım. Bana o zaman adımı sormuştu. Adımı söyledikten sonra bende onunkini sormuştum aslında biliyordum ama tam adını değil. O zaman öğrenmiştim ve bir daha da unutmadım. Bir an aklımdan 'acaba o da bunu hatırlıyor mu?'diye geçirdim.
Aklıma bir şey geldi. Cebimden telefonu çıkardım ve Hilal'e mesaj attım:
-Abime ilk kimle dans ettiğini sor o cevap verince dönüp Barış'a sor. Bana bir şey sorma sadece dediğimi yap. Ve sakın Barış'a sormayı unutma.
Mesajı yolladıktan sonra hemen Hilal okudu ve bana dönüp evet anlamında gözlerini oynattı. Hemen sonrada abime dönüp
"İlk kimle dans ettin?"
"Neden sordunki?"
"Soru sorma cevap veeer."
"Annemle."
"Başka bir kızın adını söyleseydin seni parçalardım ama neyse böylesi iyiymiş."
Biraz bekledi sonra dönüp Barış'a sordu"Peki ya sen Deniz?"
Biraz bekledi ve bana dönüp yüzüne gerçekten hiç hoşlanmadığım bir ifade yerleştirdi. Oha anladı m..."Su sen kimle yaptın ilk dansını?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLKLER UNUTULMAZ
RandomHikayem Su'yun, Deniz ile arasındaki aşk serüvenini anlatıyor. Klasik bir konu gibi gelebilir ama ön yargıyla yaklaşmamalısınız. Beğenmeniz dileğiyle...♥♥ Anasınıfından beri kendi canınızdan daha çok değer verdiğiniz biri... Onu daha ilk gördüğünüz...