Senin gibiler..~6

56 2 0
                                    

  Arkama oturmasından rahatsız olmuştum. Ama bir yandan da hoşuma gitmişti. Belki içimden geçirdiğim gibi bu dönemin daha farklı olması için ilk adım gibi bir şey olabilirdi. Acaba benimle konuşur mu diye merak ettim. Tamam sadece kendimi kandırdığımın farkındayım. Barış bu okulun popisiydi. Artık bir de 12. Sınıf havası var.

  Sınıfa giren bir kız dikkatimi çekti ve ona döndüm. Kıçının hemen altında biten eteğini gördüğümde hemen yaşlı nine moduna girip 'kızım giymeyeydin fazlalık olmuş.' diyesim geldi de kendimi tuttum. Bunların hepsi okulun popülerlerine kendilerini beğendirip kendilerini tanıtmak için zaten. Kim bilir bu sürtük gözüne kimi koydu. Şimdi bana demeyinki sen ne yaptın bu sabah. Çünkü en başta benim eteğim benim kıçımı örtüyor. Sonracığıma ben birilerine yaranmak için değil Barış için bunu yaptım. Yani amaçlarımız farklı.

  Beni bütün düşüncelerimden arındıran şey az önceki sürtüğün Barış'ın yanına oturması oldu. Hatta biz ona kıçını dayaması diyelim. Yavaş ol kızım yaa sen kendini ne zannediyorsun. Uff kesinlikle bir şeyler yapmalıyım. Ama ne?! Tamam hiçbir şey bulamadım. Belki hoca geldiğinde biraz düzelirler derken hoca geldi. Sonra arkadan "Ahh!" diye bi ses geldi. Arkama döndüğümde sürtüğün yanlışlıkla (!) Barış'ın kucağına düştüğünü gördüm. Off yaa salak kız!  Sürtük Barış'ın kucağından kalkınca hoca da sınıfı selamlayıp kendi yerine geçti.

  "Evet çocuklar merhaba ben yeni matematik hocanız Sevda Güzel" aman ne güzel ne güzel. Hayatımda güzel görmesem neysede, olmamış bu sana be.

"Aynı zamanda sınıf öğretmeninizim. Şimdi sizinle tanışalım. Evet önce kim kendini tanıtmak ister." herkes kendini tanıtmaya başladı. Yanımdaki çocuk ayağa kalkıp kendini tanıttıktan sonra sırayla gittiğimizi ve sıranın bana geldiğini fark edince bende ayağa kalkıp kendimi tanıtmaya başladım"Adım Su." deyince yan sıradan birinin "Ben çok susadım yaa biraz içsem olmaz mı?"dediğini duydum. Barış'ın müdahale edeceğini düşünürken yanımda oturan çocuk benim düşündüğümü yaptı. "O kadar susadıysan gel sana kantinden bir tane alayım." bu hiç hoşuma gitmedi ben kendimde ona cevabını verebilirdim.

  Hiç bozuntuya vermeden devam ettim. "Su Demir. Buraya Bursa'dan geldim." deyip oturdum. Fazla uzatmaya gerek duymadım. Yanımdaki çocuk bir teşekkür falan bekliyordu galiba ama ben teşekkür yerine "Gerek yoktu. Ben kendimi savunabilirdim." deyince hayal kırıklığına uğramış gibiydi yüzü. Seni hiç takamayacağım. Şu anda başkalarına sinir olmakla meşgulüm.

  Boş geçen bir dersin ardından Hazal ile birlikte kantine indik. Ben sandalyelerden birine oturdum. Parayı da Hazal'a verip bana bir tost almasını söyledim. O tostu getirince bir yandan tostumu yeyip bir yandanda sınıfa doğru ilerliyorduk. Zil çalınca sınıflarımıza gitmek için ayrıldık. Ben bu işi hiç sevmedim. Keşke bizim sınıflarımızı hiç degişmeseler diye düşünürken yanımda biri belirdi. Yana bakınca bana laf atan çocuğu gördüm. Mesafeyi açmak için biraz daha hızlı yürümeye başladım. Ama bir etkisi olmadı. Bir süre sonra yine yanımda belirdi.

"Aa. Tatlı şey neden benden kaçıyorsun ki? Sadece arkadaş olmak istiyorum."

"Ama ben istemiyorum."deyip hemen kapıdan geçip sınıfa girdim. Sırama vardığımda çocuk sırada oturduğu için geçemedim."Şeyy.. geçebilir miyim?" adınıda bilmiyordum o yüzden soruyu sorarken biraz durakladım. Umarım bunu fark etmemiştir. Bu kadar da fazla kalp kıramam. Çocuk sıradan kalkınca bende kendi sırama geçtim.

"Bu kadar mı kötüyüm. Kendimi tanıtırken bile dinlememişsin." off yaa anladı hemen kendimi kurtarmalıyım.

"Bugün biraz dalgınım da. Kusura bakma." elimi ona doğru uzatıp."Ben Su."

İLKLER UNUTULMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin