"Hazır mısın Hilal?"
"Biraz bekle geliyorum çantama birkaç bir şey daha koymam lazım"
"Ne kadar süslü bir şeysin yaa. Biraz bana benze bak hiçbir şeyi takıyom mu? Neyse tamam çabuk olmaya çalış."Hilal'e kapıdan çığırmam bitince dönüp arabaya bindim.
Artık 11. Sınıf olmuştum ve okulların açılmasına sadece iki gün kalmıştı. İzmir'deki yazlığa yerleşmek için iki gün önceden gidiyorduk. Çantamdan telefonumu çıkarıp galeriye girdim. Yine gözlerim yaşarmak üzereydi. Ama artık tutabiliyordum kendimi.
Evet bir lumia 1020 sahibi olmanın en iyi yanı buydu: çaktırmadan istediğin kişinin fotoğrafını çekebiliyordum. Ve benimde galerim Barış'ın habersiz çekilmiş fotoğraflarıyla doluydu. Çektiğim fotoğrafları tekrar tekrar inceliyordum. Ve yeni bir dönem, yeni fotoğraflar demekti. Okulun başlamasının iyi yanlarından biride buydu.
Ve bizim süslü Hilal'imiz geldiği için telefon tekrar pantolonumun cebine girmişti."Hele şükür gelebildiniz kraliçem." deyip ona döndüm yüzündeki ifadeden, fark etmeden yine gözyaşlarımı serbest bıraktığımı anladım.
"O salak egoist için hala gözyaşlarına kıydığına inanamıyorum."
"Olmuyo tamam mı anlamıyosun beni ama anlayacaksın sende birine böylesine bağlandığında anlayacaksın."
"Ben o aşamayı geçeli çok oldu."deyip abimi gösterdi ve konuşmaya devam etti "Çocuğu ilk tanıdığın andan beri seviyorsun ama o mal sana bir kere dönüp bakmadı bile. Bi de yetmezmiş gibi okuldaki her kıza yavşıyo."
"Okulda ki bütün kızlar sana da öyle baksa sende onun gibi olurdun."
"Kendine haksızlık yapıyorsun. Barış'tan başkasına bakmadığın için mahalledeki bütün çocukların sana nasıl baktığını bilmiyorsun. Ama buna rağmen sen hala sadece ona bakıyorsun." belki de haklıydı ama ben pişman değildim. Ne olursa olsun onu sevmekten vazgeçmeyecektim. Birgün benim farkıma varacağını biliyordum.
Abimin şoför koltuğuna binmesiyle kendime geldim ve gözlerimin kızardığını anlamaması için dua etmeye başladım.
"Hazırsınız değil mi? Biraz daha beklersek hava kararıcak."
"Bana ne bakıyon ya onu sevgiline söyle sen iki saate hazırlanamıyo." diye abime atar yaptım. Hilal'in yüzüne bakınca kızardığını fark ettim. Abimle bir buçuk senedir çıkıyor olmasına rağmen bunu yüzüne karşı söyleyince hala kızarıyordu.
"Sen benim sevgilime ne karışıyorsun ya istediğini yapar o."deyip Hilal'in yanağına bi öpücük bırakınaca hilal "Fırsatçı" deyip omuzuna vurdu.
"Öhöm öhöm hava kararıyo artık yola çıksak." deyince ikiside önüne döndü. Hilal, önde abimin yanında oturduğu için arka bana kalmıştı. Ben de arkaya yayıldım.
"Hemen yayılma. Bir misafirimiz var o da İzmir'e geldiği için babamlar bizimle gelmesini istedi." deyip cama döndü. Ben de başımı kaldırıp camdaki silüetin kime ait olduğunu anlamaya çalıştım. Kim olduğunu anlayınca birden doğrulup "OHA BARIŞ!..." diye çığırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLKLER UNUTULMAZ
RandomHikayem Su'yun, Deniz ile arasındaki aşk serüvenini anlatıyor. Klasik bir konu gibi gelebilir ama ön yargıyla yaklaşmamalısınız. Beğenmeniz dileğiyle...♥♥ Anasınıfından beri kendi canınızdan daha çok değer verdiğiniz biri... Onu daha ilk gördüğünüz...