Sarhoş~7

48 2 0
                                    

Barış;

Benim inadıma içtiğinin farkındaydım ama durdurmak istemiyordum. Kendi kaşındı sonuçta. Onun bu halini görmek güzeldi. Aslında az önceki danstaki hali daha güzeldi. Eskiden beri onun yüzünü kızartmayı çok seviyordum.

Benim bir kardeşim yok ama onu hep kız kardeşim gibi görüyordum. Fatih abi zaten bana hep abimmiş gibi davranıyordu. Fatih abi ile aramdaki ilişki hiç gevşemiyor ama Su'yla aram sekizinci sınıftan bu yana biraz açıldı.

Elimdeki bardağı masaya bırakıp Su'ya döndüm. Bu kadar abartacağını hiç düşünmemiştim ama şuan sanırım yedinciyi falan içiyor. Ağzına doğru götürdü bardağı alıp masaya koydum. Tekrar almaya çalıştı ama bardağı almasına izin vermeden onu kucakladım.

Okul eteğini giyiyordu hala ve epey kısaydı. Bundan fatih abinin hoşlanacağını hatta Su'yunda hoşlanacağını düşünmüyordum. Ama yine de altının görünmesinden iyidir diye düşündüm ve elimi kalçasına götürüp eteğinin açılmasını önledim.

Arabaya doğru ilerlerken sersem sersem konuşuyordu ama be dediğini anlamıyordum. Kapıdaki adamlardan biri arabayı kapıya getirdi. Önce yan koltuğun kapısını açtı. Su'yu koltuğa oturttum. Emniyet kemerini yerine takacakken birden Su yanağıma sulu bir öpücük kondurdu yüzüme bakıp sırıtıyordu. Benimde içimden gülümsemek geldiği için kendime engel olmadım.

Neden böyle bir şey yaptığını düşündüm biran ama zaten içkiden dolayı kendinde olmadığını hatırladım ve üstünde durmadım. Kapımı açmaya giden adama gerek olmadığını söyledim. Motoru çalıştırıp yola koyuldum.

Su'yu evine götürecektim ama evin nerede olduğunu bilmiyordum. Geçen gün onu almak için gittiğim köşe aklıma geldi ama yinede evinin tam olarak nerede olduğunu bilemiyordum. Yapacak başka birşey olmadığı için onu kendi evime
götürmeye karar verdim.

Su;

Başım davul gibiydi. Gözlerimi aralamaya çalıştım ama açamadım. Aslında uyanmak istemiyordum. Başımı ellerimin arasına alıp yataktan kalktım. Gözlerimi araladım ama etragı hala buğulu görüyordum. Kapıdan çıktım ve banyoya doğru ilerlemeye başladım. Kapı bizim evin kapısına pek benzemiyordu. Ama takmadım. Kapıyı açıp içeri girdim. Gördüğüm manzara karşısında donup kaldım. Hani gözlerim buğulanmıştı emin olamadım, ama bu manzarayı kör biri bile hd kalitesinde görebilirdi. Ben yinede gözlerimi bir kaşıyım dedim. Sanırım hala rüya görüyorum diye geçirdim içimden. Kapıyı kapatıp tekrar açtım. Ama hala karşımda bir adet yarı çıplak Barış duruyordu.

Ben hala rüyada olduğumu düşünürken karşımdan "İyi misin?" diye birşey duydum. Merakımı gidermek için artık konuşmaya kara verdim "Şeyy.. Sen gerçek misin?" karşımdaki şey birden kahkaha atmaya başladı. "Oradan bakınca hayalete falan mı benziyorum?" küçük bir çığlık atıp koşarak geldiğim odaya geri döndüm.

Ayy.. Ne oluyor ya?! Dün.. Dün gece ne oldu ya? Yanlış bir şey olmuş olma ihtimali yüzde kaç? Tamam ya bir sakin hemen niye kötü düşünüyorum ki.. Hiçbir şey olmamıştır sonuçta Barış yani. OHA! Üzerimde en son hatırladığım kadarıyla okul gömleği ve okul eteği vardı. Ama üstüme baktığımda bana büyük gelen mor bir erkek tişörtü ve altımdada koskoca bir şort giydiğimi gördüm.

Biraz sonrasında kapı çaldı. Ne yapmalıydım? Sanırım bir ömür boyunca yüzüne bakmamak hatta mümkünse bir daha hiç karşılaşmamak en harika fikirdi. Saçmalama Su, Barış öyle biri değil sadece üstündekileri değiştirdi. Kendime deldim ve kapıya doğru "Gel!" dedim. Kapıyı aralayıp başını kapı aralığından sarkıttı. "Geleyim mi?" utanarak evet anlamında başımı salladım. "Şey ben.. Sen dün gece biraz fazla içtin. Evinin nerede olduğunu bilmediğim içinde buraya getirdim. Sana soracaktım ama çoktan sızmıştın." o sarhoş falan deyince unuttuğum baş ağrım tekrar kendini gösterdi. Ellerimi başıma götürünce "Sen iyi misin?"diye sordu

İLKLER UNUTULMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin