𓆩*𓆪 KİMSİN SEN?𓆩*𓆪
James Potter her daim etrafı tarafından içi dışı bir, sadık, neşeli, iyi bir dost, pervasız ve aydınlık tarafın savaşçısı gibi nitelikleriyle tanınmıştı.
James'in aynaya her bakışında gördükleri ise... bambaşkaydı.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
HAZİRAN 1977 Hogwarts, Quidditch Sahası. 17,16.
Ortalığa bir karmaşa hakimdi. Hem de ne karmaşa.
SBD sınavları öncesi Quidditch final maçı yapılmıştı ve finale kalan iki takım karşı karşıya gelmişti sahada. Öğrenciler tribünleri doldurmuş, taraflarını seçmiş ve oynanacak oyunu izlemeye başlamışlardı.
Final maçının Gryffindor ve Slytherin arasında olması işleri daha eğlenceli ve rekabetli hale getiren etken olmalıydı. Ezelden beridir düşman olan bu iki binanın Quidditch maçları da daima çekişmeli olurdu.
Yalnızca maç da değil, maçlardan sonrası da çekişmeli olurdu ve maçın izleri en az bir hafta silinmezdi koridorlardan.
Kazanan taraf, kaybeden tarafa laf atmaktan ve onları kışkırtmaktan hoşlanır, ezeldendir süren düşmanlığı kamçılamaktan çekinmezdi.
Fakat şu anki karmaşa daha maç sonuçlanmadan başlamıştı, maçın tam ortasında.
Slytherin Kovalayıcısı Hastings eline Bludger alıp Gryffindor Kovalayıcısı McKinnon'a fırlattığında ve tam kafasına isabet etmeyi başardığında James yerinden ok gibi fırlayıp Hastings'i süpürgesinden itmiş ve yere düşürmüştü.
James, takımı ve takımdaki arkadaşları konusunda hassastı. Sportmence oynanan oyunları severdi ancak Slytherinler Gryffindor evi hariç herkesle sportmen olurdu, Gryffindor'a gelince ise... Önüne gelen kırmızı formalıya sertçe girişirlerdi.
Hastings yere düşünce Felix, James'i omzundan itmiş, James'e saldırılınca tüm Gryffindor takımı ayaklanmış, hınçla Slytherinlere atılmışlardı.
Bir anda devreye asalar ve asalardan çıkan büyüler de girmişti, tüm oyuncular süpürgelerinde oturmuş birbirlerine büyü atarken profesörler onları durdurmaya çalışıyordu.
"James arkadan büyü geliyor dostum!" diye haykırdı Sirius.
Evet, olan biten yetmezmiş gibi bu maçın sunuculuğunu Sirius'un yapıyor olması da karmaşanın tuzu biberi olmuştu.
"Biri bana süpürge bulsun, saçlarım üzerine yemin ederim sahaya girip Slytherinleri lanetleyeceğim. Ama Profesör McGonagall, siz de görüyorsunuz ve-" Sirius'un sesi gittikçe azalırken ve Sirius profesöründen azar yerken Madam Hooch "Tüm süpürgeler aşağı!" diye haykırmıştı.
"Ne aşağılık yılanlar böyle! Gerçek yılanlar sizin kadar sürünmüyor!" diye bağırdı Sirius mikrofondan. "Oyun kurallarını ihlal ettiniz, oyunculara saldırdınız! Kaptana saldırdınız! Kaptan James Potter'a saldırmak ne demek?! James iyi misin kardeşim?"
James süpürgesinden inerken burnundan soluyordu, gözlerini öfke bürümüştü. Burnu kanıyordu ve ciğeri kendisine batıyordu denk gelen büyü yüzünden. Süpürgesini hışımla yere bırakarak sahaya inmiş Slytherinlere döndü.
