TEMMUZ 1978
Grimmauld 12, Londra
18,17.Her ailenin saçma kuralları vardır. Daha doğrusu kural değil de, alışkanlıklar. Bu alışkanlıkları aileden biri deldiğinde ise ona kötü bakılırdı.
Black ailesinin de birden çok alışkanlığı vardı, bunlardan birisi ise kahvaltıya inerken güne hazır bir şekilde olmaktı. Kıyafetler değiştirilmiş, saçlar taranmış, gerekiyorsa makyaj yapılmış bir vaziyette aşağı inilmesi gerekiyordu.
Clarissa bu alışkanlığı edinmişti ancak o gün kendini çok hasta hissettiği için eşofman ve tişörtle, saçları at kuyruğu bağlanmış bir halde aşağı iniyordu. Yüzünde hiç makyaj yoktu.
Kreacher masayı tekrar donatmıştı, Clarissa masadaki kahvaltılıklara bakarken karnının guruldadığını hissetti, oldukça açtı.
Masaya oturduğunda Regulus kaşlarını çatarak kardeşine baktı. "Neyin var senin?" diye sordu. "Yataktan kalkıp gelmiş gibisin."
Orion ve Walburga da oğullarının konuşmasıyla kızlarına bakmıştı. Orion endişeyle kızını süzerken "Clarissa? Neyin var kızım?" diye sordu.
"Hasta gibiyim, bir tuhaflık hissediyorum üzerimde." dedi Clarissa.
Tam olarak açıklayamıyordu, hastalık belirtileri göstermiyordu ama bir şeyler yanlıştı bedeninde, onun farkındaydı.
"Şifacı çağıralım hemen." dedi Orion. "Ne zamandır bu haldesin, niye baştan söylemiyorsun kızım?"
Clarissa ona tersçe baktı. Bu ilgili baba hallerinden nefret ediyordu, yaptığı tüm yanlışları bu şekilde telafi edebileceğini mi sanıyordu?
"Gerek yok." Suyundan bir yudum aldı. "St. Mungo'ya giderim bugün, Şifacı gerekeni yapar."
Orion hala ona endişeli bir şekilde bakarken Clarissa önüne dönüp kahvaltısını etmeye devam etti. Kreacher'ın hazırladığı her şeyi afiyetle yerken bir türlü doymuyordu, üç gün yemek yemeden durmuş gibi yemek yiyordu.
Walburga "Clarissa, doymadın mı hala?" dediğinde ağzına attığı salatalıkla annesine döndü. "Kilo alacaksın."
Clarissa duyduklarıyla elindeki çatalı tabağa yavaşça bırakırken nefes verdi. Kadınların zayıf kalması bir ihtiyaçtı adeta, Clarissa kendini bildi bileli annesinin zayıflık ve narinlik takıntısını dinliyordu.
Bir kadın zayıf ve narin olacaktı ki karşısındaki adam onu beğenecekti, hep bunu söylerdi.
Bir an James'in onu kilo alsa beğenip beğenmeyeceğini merak etti ancak gözlerini kırpıştırıp bu düşünceyi kafasından kovmuştu. James'in böyle bir şeyde bile onu seveceğini biliyordu.
Kahvaltı nihayet bittiğinde Clarissa odasına çıkarak St. Mungo'ya gitmek için üzerini değiştirdi. Evden çıkmak üzereyken annesi "Clarissa, bekle bir dakika." diyerek onu durdurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSİN SEN?「Jᴀᴍᴇꜱ ᴘᴏᴛᴛᴇʀ 」
Fanfiction𓆩*𓆪 KİMSİN SEN?𓆩*𓆪 James Potter her daim etrafı tarafından içi dışı bir, sadık, neşeli, iyi bir dost, pervasız ve aydınlık tarafın savaşçısı gibi nitelikleriyle tanınmıştı. James'in aynaya her bakışında gördükleri ise... bambaşkaydı. ...