Toplantı odasında büyük bir gerginlik hakimdi. Herkes başını yere eğmiş, yaramazlık yaparken yakalanmış çocuklar gibi sessizce yaklaşan fırtınanın büyük bir gümbürtüyle başlamasını bekliyordu.
Clarissa bir yanında Regulus ve diğer yanında Adrian ile dururken başını kaldırma cesaretini gösteren ilk kişi oldu.
Karanlık Lord öne arkaya yürüyerek volta atıyordu. Yüzünde hiçbir ifade yoktu ancak Clarissa onun öfkesinden kendini kaybetmek üzere olduğunu tahmin edebiliyordu.
"Bir hain demek." dedi Voldemort tiz bir sesle, kulakları söylediklerine inanamıyor gibiydi. "Kim Lord Voldemort'a ihanet edecek kadar ahmak olacak ki?"
Dudaklarını birbirine bastırdı Clarissa, hain tam yanındaydı ancak bunu kimse bilmiyordu elbette. Kendisi hariç.
"Benden korkusu olmayacak kadar aklını kaybetmiş beyinsiz kim olabilir?!" diye bağırdığında duvarlar titredi, Clarissa endişeyle gözlerini kapamıştı. "Hanginizi öldürmem gerek? Yoksa hepinizi mi?!"
"Lordum izin verin bizzat araştırayım." dedi Bellatrix. "Haini sizin önünüze atayım, cezasını vermenizi izlerken yanınızda olayım!"
Regulus bakışları yerde, zihnini boşaltmaya çalışarak sakin dururken sorun çıkmadan bu odadan ayrılmak istiyordu.
Voldemort bakışlarını tek sıra halinde dizilmiş Ölüm Yiyenlerinde gezdirdi. Sonra "Clarissa." diyerek gözlerini hedefinin üzerine yerleştirdi.
Clarissa kalbi endişeyle titrerken "Buyurun lordum." dedi, sesini düz tuttuğu için kendisiyle gurur duymuştu.
Bu kadar endişeli olması yersizdi aslında, sonuçta kendisinin bu olaylarla hiçbir alakası yoktu ve tamamen suçsuzdu. Yalnızca Regulus için yaşadığı endişenin bu denli yoğun olmasını beklemiyordu.
Daha sakin olmalıydı, sakinlik daima kazanırdı.
"Sorguladığın bulanık." dedi Voldemort. "Gördün mü hainin kim olduğunu?"
Clarissa "Maalesef lordum." dedi endişeyle. Voldemort'un yeşil gözlerinde kırmızı parıltılar belirince yutkunarak "Dumbledore, Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyelerine Zihinbend eğitimi vermiş, kızın zihni oldukça korunaklıydı." diye ekledi.
"Benim sana verdiğim eğitime rağmen mi?!" diye gürledi Voldemort ve Clarissa'nın kalbi bir anlığına yerinden çıkıp atmayı bıraktı. "Aptal bir bulanığın zihnini mi aşamıyorsun?! Beceriksiz ve işe yaramaz mısın sen?!"
Yaşadığı aşağılanma ile ezilirken Clarissa "Lordum, özürlerimi sunuyorum ancak Dumbledore'un ne denli iyi bir Zihinbendar olduğunu siz de biliyorsunuz. Bir bulanık bile-" diye söze başlamıştı.
Voldemort elini kaldırdığı anda Clarissa sessizleşti. "Dumbledore'un ne olduğuyla ilgilenmiyorum." dedi. "Beceriksizliğinle ilgileniyorum! Öğrencim olman hiçbir anlam ifade etmemiş anlaşılan! Bir bulanığa yenildiğine göre! Aptal bir bulanığın seni zorlamaması gerekiyordu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSİN SEN?「Jᴀᴍᴇꜱ ᴘᴏᴛᴛᴇʀ 」
Fanfiction𓆩*𓆪 KİMSİN SEN?𓆩*𓆪 James Potter her daim etrafı tarafından içi dışı bir, sadık, neşeli, iyi bir dost, pervasız ve aydınlık tarafın savaşçısı gibi nitelikleriyle tanınmıştı. James'in aynaya her bakışında gördükleri ise... bambaşkaydı. ...