2- Çıkmaz sokağın başında

92 3 0
                                    

Sevgili okurlar,

Öncelikle buraya girerken ilk başlarda ön yargınızı bırakıpta girmenizi öneririm.

Seçtiğim karekterler benim kendi beğendiğim karekterler ama kendi hayal ettiğinizlide okumaya devam edebilirsiniz.

Keyifli okumalar.

⚜⚜⚜⚜

Her hayat bir filizlenmeyle başlar, büyür, büyür ve köklü bir ağaç olur, zamanla çürümeyenler hariç. O filizi anne baba sulardı bildiğim kadar, annemi bilmiyorum, babam hem ailem hem annem olmuştu şu yaşıma kadar, ve ondan sonra halam geliyordu. Babam Ferit Şanlı emekli amirdi, mesleğine aşık bir adamdı kendisi ve görevini uzun yıllar önce bitirsede mesleğinin verdiği katılığı  hâlâ hali hazırda duruyordu. Ama bu katılığı bana geçerli değildi tabi. Yıllar önce ben 2 yaşımdayken annemin ilik kanseri nedeniyle öldüğünü söylemişti, Keşke şimdi yaşasaydı bu kadar buruk hissetmezdim eksik hissetmezdim. Biraz kendimden bahsedeyim 23 yaşında, 1.70 boyunda, kahve aşığı, sporla arası iyi, ve en sevdiği şey arabalar olan, küçüklüğünden beri hayali olan hukuk üniversitesini bitiren, saçlarım ve gözlerim kahverengi ve babasına benzeyen bir kızdım. 14 yaşımda tesettürü bir çok kişide görüp severek örtünmüştüm.

2 hafta önce mezuniyetim olmuş herkes sevgilisine sarılırken benim yüreğim pamir pars'ı aradı ama bulamayınca iki büklüm oldu.  Ama her daim yanımda ardımda duran babam vardı, emekli olduğu halde arkadaşlarıyla ilk gün ki gibi samimiydi ve beni mutlu etmek için karakoldaki polislerle beni karşılamıştı, onları öyle görünce çok duygulanmıştım, hayatımda o kadar şaşırdığımı hatırlamıyordum. Şimdi evden çıkmış, 1 hafta bulduğum iyi bir avukatlık bürosunda işe girmiş oraya yetişmeye çalışıyordum. Biraz yetişme sıkıntım vardı malûm otobüste insanların oyalanması beni bitiriyordu. Geç kalma koşturmasıydı bu bir zaman hayellerini kurduğum tatlı koşturmalar.

Sonunda ofisime nefes nefese girmiştim, işimde ikinci günüm olmasına rağmen çok yoğun geçiyordu, sanırım sayın savcı çalışma azmimi beğenmişti. Bu beni çok mutlu ederken önümdeki dosyaları inceledim. Bugün iki davam vardı biri boşanma davası diğeri velâyet davasıydı, ikiside yürek yakan davalardı kendime acı bir kahve söylerken kafamı kaldırmadan dosyalara bakıyordum.
Kapı tıklatıldı 'gir' komutunu duyunca girdi, berfin abla içeri girerken ona gülümsedim " hayırlı sabahlar olsun berfin abla" dedim o da kahvemi yanıma koyarken " sana da hayırlı sabahlar olsun canım " dedi. Berfin abla burada kahve ve çaylarla ilgileniyordu sıcak kanlıydı çok sevmiştim onu.  Burada 2 yakın arkadaşımla beraber çalışıyordum onlarla beraber kazanmış ve baş koymuştuk bu davaya. Aslında 4 kişiydik ama diğer arkadaşım akrabası aracılığıyla başka bir büroda iş bulmuş orada işe başlamıştı. Ayrı olmamıza üzülsekte onun için sevinmiştik en azından şu şartlar da kendisine iş bulmuştu. Kapı kapanma sesini duymayınca kafamı kaldırdım savcı içeri girerken ayağa kalkarak önümü düğmeledim.

"buyrun savcım" dedim yerimi göstererek,  her şeyin başı saygıdan geçerdi.

" gereği yok avukat hanım oturabilirsiniz "  dedi yerime geri otururken. Dün hepimizi tebrik amaçlı gelmişti ama bugün neden geldiğini anlamamıştım sakince ne diyeceğini beklerken elindeki dosyayı önüme koydu gözlerimi karşımdaki sandalyede oturan savcıya çevirdim.       
" Bu günden sonra, bu davadan başka dava almanı istemiyorum. Bu dava çok önemli, ne olursa olsun bu dava alınacak sana ve geçmişine bakarak güvenli birine benziyorsun o yüzden bu davaya bakmanı istiyorum." Güvenli birine benziyorsun demişti bunun verdiği inançla kafamı gururla dosyaya çevirdim. " bana güvenmeniz beni onure etti sayın savcım, güveninizi boşa çıkarmamak için elimden geleni yapacağım."

VİRANE DÜŞLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin