süslü bi' gülümseme

4.8K 602 314
                                    

"Bir şey içer misin?" Küçük salonun rahatsız koltuğunda uzanan Beomgyu'ya mutfak kapısından bakarak konuştum.

"Sen içecek misin bir şeyler?"

"Sen içersen, belki."

"İçerim o zaman."

Işığı yanıp sönen mutfaktan masanın üstündeki küllüğü, ve iki şişe içeceği alıp yine ayağıma dolanan kediyle birlikte salona geri döndüm.

Beomgyu bugün bende kalıyordu çünkü iş çıkışı inanılmaz şiddetli bir yağmura yakalanmıştık ve o kadar çok ıslanmıştık ki Beomgyu o ıslaklıkla bir de evine kadar yürüse büyük ihtimalle hasta olacaktı.

Onu gerçekten umursadığımdan mı, yoksa hasta olursa 2-3 gün bütün iş bana yıkılır diye düşündüğümden mi bilmiyorum ama hasta olmasını istemiyordum. Bu yüzden benim evimin önünden geçerken ona bende kalmasını teklif etmiştim. Kabul edeceğini asla düşünmemiştim ama o an beni şaşırttı ve tereddüt bile etmeden benim ardımdan apartmanın merdivenlerini ikişer üçer çıkmaya başladı.

Ona temiz bir eşofman altı ve sweatshirt verdikten sonra o banyoda kurulanırken ben de kendi üstümü değiştirdim ve onun yatacağı koltuğun yanına bir yastık ve battaniye bıraktım.

Şimdi ise o koltukta oturmuş havluyla saçlarının nemini almaya çalışırken ben de elimdekilerle yanına çökmüştüm.

"Al bakalım."

Dizlerine dayadığı dirseklerini kaldırdı ve sehpada duran içkisini alıp büyük bir yudum aldıktan sonra arkasına yaslandı, koltukta iyice yayıldı. Sweatshirtünün büyük cebinden sigara paketini ve çakmağını çıkardıktan sonra onları önümüzdeki sehpaya koymadan önce kendine bir dal aldı ve dudaklarının arasına yerleştirdi. Ardından bana da uzattıktan sonra paketi masaya attı ve ikimizin de sigarasını alevlendirdi.

"Düşünceli görünüyorsun."

"Düşünceliyim, hyung."

Anlatmasını söylemem gerektiğini düşünüyordum ama bu ikimiz arasındaki ilişkide ne kadar geçerliydi emin değildim. Bir şey demek ya da susmak arasında gidip gelirken önümdeki teneke kutudan bir yudum aldım ve sigaranın küllerini döktüm. Bu sırada Beomgyu aklımda dönen şeyleri anlamış gibi birden konuşmaya başladı.

"Babamı kaybettim." Ne diyeceğimi bilemedim, sesli bir şekilde yutkundum.

"Üzgün müsün?"

Dudakları arasındaki sigarayı geri çekip dumanı dışarı üflerken süslü bir gülüş kaçırdı ağzından. "Hiç." Ardından dudaklarının iç kısmını ısırırken odanın köşesine dalmıştı gözleri. "Hiç üzülmedim."

"Zaten ben babamı kaybedeli çok oluyor." Tamam, bu gece kesinlikle derin bir şeyler konuşulacaktı.

"O ne demek Beomgyu?"

"Ben Taehyun ile tanışana kadar babamdı aslında. Her normal baba evlat ilişkisi gibi bir ilişkimiz vardı. İzin günlerinde beni lunaparka götürür, geceleri ben uyurken gelir üstümü örterdi mesela." Gözlerini daldıkları yerden ayırdı ve içeceğini yudumlarken gülerek konuştu, "Taehyun ile tanışana kadar işte."

Hikayesini doğru düzgün bilmediğim için anlattıklarına fazla bir anlam veremiyordum. Taehyun ile ne zaman tanışmıştı? Babası ile arası ilişkisi yüzünden mi açılmıştı? Anlamıyordum.

"Ne zaman tanıştın onunla?"

"Lisenin ilk günü."

"O zamandan beri kötü mü aran babanla?"

cardigan, tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin