market sırası

2.9K 380 133
                                    

Taehyung'un evindeydik.

Saat yine ve yine gece yarısına gelmek üzereydi ve biz daha yeni yemek yemiştik. Finallerimiz yeni bitmişti ve sonunda uzun bir tatile çıkmıştık. Ve bu arada, kafedeki işten de istifa etmiştik.

İstifa etmemiz kesinlikle çok âni bir karardı. Kafeyi yenilediği için sık sık görmeye gelen patron sürekli bizi rahatsız edecek şeyler söylüyordu. Zaten bizden iki gün önce de Beomgyu istifa etmişti. İstifa ettiği gibi de önünde oturan Taehyun'un elinden tutmuş ve kafeden hızlıca çıkmıştı. Bunu yapmasının sebebini anlıyordum, patronun onların ilişkisine laf etmesini kaldıramıyordu artık.

Aslında bizim için de aynı şey geçerli olmuştu. İkimizden de birlikte olduğumuza dair sinyaller aldığında bize daha farklı davranmaya başlamıştı. Sonuç olarak da ilk patlayan Taehyung olmuş ve ikimiz adına konuşarak bir anda istifa ettiğimizi söylemiş, ve önlüğünü tezgaha bırakarak günün ortasında öylece kafeden çıkarmıştı bizi. Böyle bir şeye hakkımız yoktu fakat kimin umrundaydı ki? Bu olay yaşanalı bir hafta falan oluyordu ve biz de bu sürede finallerimizi vermiş, üçüncü sınıfın yarısını bitirmiştik. Şimdiyse bunun tadını çıkarıyor, ve yeni yıla girmeden iki gün önce birlikte vakit geçiriyorduk.

"Taehyung seni bazen gerçekten boğasım geliyor." Kalan yemekleri buzdolabına yerleştirirken bulaşık yıkadığı için ıslak ellerini bana doğru sallayıp yüzümün ıslanmasına sebep olan Taehyung'a bakarak konuşmuştum.

Hâlinden gayet memnun bir şekilde zaten iki kişi olduğumuz için çok az parça çıkan bulaşıkları kurulamaya geçerken gülüyordu. Kahkaha attığını söyleyemezdim ama sadece sırıtma da değildi gülüşü. "Ben de senin bütün yüzünü tokatlamak istiyorum ama maalesef her istediğimizi yapamıyoruz bebeğim."

Elimdeki her şeyi buzdolabına koyduktan sonra kuru bir bez alıp bulaşıkları kurulamasına yardım etmek için yanına adımladım. Büyük tabaklardan birini alıp bezle ovalamaya başlarken konuştum. "Niye yüzümü tokatlamak istiyorsun? Bir şey yapmadım ki?"

"Şimdi değil, arada oluyor. Bilmiyorum çok sinirimi bozuyorsun bazen."

"Hm? Ne zaman mesela? Söyle ki bir dahakine-"

"Söylesem de devam edeceksin yapmaya. Bilmiyor muyum sanki?"

"Aşkım ben de onu diyecektim zaten. Söyle ki bir dahakine daha çok yapayım o hareketi." dediğimde ben gülerken o da elindeki bezi bir silah olarak kulanmış, bana doğru sallamaya ve vurmaya başlamıştı. "Ah! Yavaş ol hayvan, elin çok ağır!"

"Özür dilersen dururum." Ben eğilip yüzüme elimle siper yaparken hâlâ bezi bana sallamaya devam ediyordu.

"Hayır!"

"Özür dile dedim!"

Durmaya gerçekten niyetinin olmadığını fark edince doğruldum ve âni bir hareketle kollarımı etrafına sarmaya çalıştım durması için. Hamleleri durmuştu ama bu kadar kolay durmayacağını biliyordum. Düşündüğüm gibi olmuştu ve Taehyung benim aksime kollarını bana sarmadan önce başını biraz eğip omzuma dişlerini geçirmişti.

"Ah! Taehyung! Ne yapıyorsun?!" dediğimde gülmüş ve ben geri çekilmek istediğimde izin vermeyerek kollarını belime sarmıştı. Omzumda hafif bir sızı varken konuştuğumda kıkırtıyla gülmüştük ikimiz de. "Gerçekten darp raporu alacağım bak. Önce bezle saldırdın şimdi ısırıyorsun. Sevgilim misin yoksa düşmanım mı belli değil."

Kollarını belime daha sıkı sardığında ben de boynuna ilerlemeden önce omzuna, dövmesinin üstüne öpücük bırakmıştım. Boynuna doğru öpücükler bırakarak ilerleyecektim ki gecenin bu saatine çalınan kapı durdurmuştu beni. Çatılan kaşlarımla geri çekilirken gözlerimi onunkilerle buluşturdum. "Bu saatte kim olabilir?"

cardigan, tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin