Lanetli Odanın Sırrı

16. Bölüm : Ölümle burun buruna

Yaşıyordu . Yaşıyordu ama kolu ve bacağı yoktu kanlar içinde can çekişiyordu . Zavallı adam bizden yardım istedi ama korkumuzdan yerimizden kıpırdayamadık . Öylece dona kalmıştık .

Kabimin korkuyla teklediğini hissettim. O insan bedeni... Saçmalama Chris, dedim içimden. O Janny değil.

John "Yolumuza devam edelim. Burada beklemek ölümü beklemekten farksız. Burası... Çok tehlikeli bir yer. Niye bu piramit ki?"

Niye bu piramit? Aklıma gelen ayrıntıyla gözlerimi soğuk zeminden çekerek John'a çevirdim.

"Bu piramitin dört kenarı var!"diyerek bağırdığımda sesim boş alanda yankılanınca ürktüm. Bu yankılanma sanki kendi sesim değilmiş gibiydi. Buz gibi ve metalik bir sesti.

"Aptal! Öldürmeye mi çalışıyorsun bizi?"diye fısıldadığında cevap veremedim. Zemine tek elimi yaslayarak ayağa kalkınca tehlikeli homurtular gelmeye başlamıştı.

İlk defa bu kadar korktuğumu hissettim.

İlk defa kendimi bu kadar suçlu hissediyordum. John ' la beraber yolumuza devam ettik . Bi yandan fısıldarcasına " Janny nerdesin ? '' diyor bir yandan da piramidin derinliklerine gidiyorduk . Bu olay gittikçe korkunç bir hâl almaya başlamıştı . John önde bense onu kaybetmemek için tam arkasında yürüyordum . Bi çığlık sesi duyduğumuzda ilerlemeyi bıraktık ve sesin geldiği yeri bulmaya çalıştık . Piramidin içinde eşya olmadığı için ses çok yankılanıyordu . Ama ses yakınımızdan geliyordu . John ilerlemeye başladığında bende tam arkasındaydım . John birden durdu . Ses artık çok yakınımızdaydı . John 'un yanına gittiğimde aşşağıda demirden kalın dikenlerin üzerine düşmüş bi kadın gördük .

" Janny "

Çantamdan halatı çıkartım . Halatın bi ucunu kayaya bi ucunu kendime bağladım ve yavaşça aşşağı indim . Telaştan kim olduğuna bakamamıştım . Ama kadın can çekişiyordu. Onu o dikenlerden her kurtarmaya çalıştığımda canı daha fazla acıyordu . Onu öylece bırakmaktan başka çarem yoktu . Tam halatla yukarı çıkarken kadın ın kim olduğuna baktım . Gördüğü manzara çok tuhaftı ...