Korkuyla çevrelenmiş kalbine ulaşan uğultu, boş ve soğuk piramidin içinde yankı buluyordu. Aklından geçen düşünceler ruhunun içine acımasızca işliyordu. Karanlık köşelerden gelen sesler, bir fırtınanın ortasında kalan yaprak misali titremesine sebep oluyordu.
Kendisinde kenetlenen gözler, kendinden emin şekilde nefreti ruhuna işliyordu. Damarlarından akan kan saf nefreti sembolize ediyordu. Bu öfke durdurulamaz vaziyete gelmişti.
Binlerce insanın kanı değmiş tırnaklar kalbinin üzerinde hissettiğinde gözleri nefretle parladı. Bir daha anlamıştı ki bu adam artık çok değişmişti.
Teninde hissettiği acı, tahmin ettiğinden daha kötüydü. Ölüyordu, kurtuluş yoktu.
Son kez nefes nefes alıyordu. Hayatı gözlerinin önüne geliyordu. Mike bir canavardı ve o evde binlerce kurban verilmişti. Orası lanetliydi çünkü. Orada babasının cesedi vardı. Babasını bile kendi öldürmüşken babasının kanını elinden atmak uğruna başkalarını öldürmesi ne kadar doğruydu? Janny'ni bunu kendine her gün sorguluyordu. Ama bir fayda yoktu. Az önce kalbine batan tırnaklar onu geri dönülmez bir karanlığa sürüklüyordu. Korkmuyordu. Çünkü sevdikleri değil kendi ölüyordu. Bu onun için inanılmaz bir mutluluktu. Son kez sevdiği adamın gözlerine baktı. Artık o eski adam değildi . Çok değişmişti.
Can çekişiyordu ruhu ama mutluydu.
Ölüyordu ama korkmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Odanın Sırrı
Ciencia FicciónHer şeyden habersiz bir adam:Christian Bir ev kiralar ama evin lanetinden habersizdir. Peki Christian binlerce kurban verilen o odada hayatta kalabilecek mi ? ©Tüm hakları saklıdır