Uyandığımda Jungkook'un sert koluna kafamı, sert göğsüneyse ellerimi koymuş bir halde buldum kendimi. Sabah olana çadıra gelip bir sorun olup olmadığını sorarak elli kere uykumdan uyandırmışlardı beni.
Jungkook da sonuncusunda bir kez daha gelip beni uyandıracak olurlarsa onları yok edeceğini söylemişti.
Suratımı kaldırıp ona baktığımda gözlerinin kapalı olduğunu gördüm. O hala uyuyordu. Parmaklarımı suratında onu uyandırmayacak şekilde gezdirmeye başladım.
" Hayatımda gördüğüm en yakışıklı liderlerden birisin. "
" Öyle miyim ? " Uyuduğunu zannettiğim için ses çıkarması beni korkutmuştu. Ağzımdan kaçırdığım çığlıktan sonra ellerimi ağzıma götürüp kapattım. O da hala gözleri kapalı sırıtıyordu.
" Jungkook bir problem mi var ? " Jimin'in dışarıdan sesi geliyordu. Sanırım ben bağırınca bir şey oldu zannetmişti.
" Bir şey yok Jimin." Jungkook bunu söylerken hala kahkaha atıyordu. Sabah sabah bu kadar gülünecek şeyi nasıl bulabilmişti anlamış değilim.
Yattığım yerden dizlerimin üzerine doğrularak kalktığımda gözlerini açmış suratımı süzüyordu." Geçen gün yaşlı adam diyordun." Saçlarımı gözümün önünden çekmeye çalışarak söylemişti bunu.
" İnsani duygularının köreldiğini ve hatta yok olmak üzere olduğunu zannetmiştim çünkü."
" Ben de öyle zannetmiştim." dedi olduğu yerden doğrulup beni kendine çekip suratını suratıma yakınlaştırarak. " Seninle tanışana kadar ben de bir kalbim olduğunun farkında değildim. Varmış." Beni göğsüne bastırdı. Ben de elimi onun beline sarmıştım.
Bir anda böyle olmak çok enteresan gelmişti. Ama bir o kadar da özel.
" Peki Hae ? " Bu gerçek aklıma geldiğinde hızlıca geri çekilmiştim. O da kaşlarını çatmış beni kendine geri çekmeye çalışıyordu.
" Ne Haesinden bahsediyorsun Vien. Kapat artık şu konuyu." beni tekrar göğsüne çekmişti. Ama bu konu böyle kolay kapanmayacaktı. Ben de onu itip tekrar uzaklaşmıştım.
" Benim evimde yattığınızı unuttum zannetme."
" Vien sadece bir şey deniyordum."
" Ne deniyor olabilirsin? "
" Sana sadece baktığımda bile hissettiğim şeyleri, varabileceğim en uç noktada hissedip hissedemeyeceğimi."
" Hissedebildin mi? "
" Hayır. Bunun tek sebebinin sen olduğunu dün fark ettim. Üzerini çıkardığında aklımdaki ilk şeyin seninle sevişmek olmaması şaşırttı ilk başta beni. Çünkü aslında seni sadece fiziksel olarak beğendiğimi düşünmüştüm. Sana dün ilk baktığımda üşüteceğini düşündüm... Başka erkeklerin gözünün senin vücudunda gezmesi öfkelendirdi beni... Birden fazla duyguyu aynı anda bu kadar yoğun bir şekilde yaşamamıştım. Ben seni yaşamak istiyorum Vien. Her halini. Her anını. Hiçbir şeyini kaçırmak istemiyorum. Seninle yaşıyor gibi hissediyorum."
Duygularını bu kadar yoğun bir şekilde anlatmasını bu koca adamdan beklemiyordum aslında. Çok gizliydi. Çok siyahtı. Karanlıktı her şeyiyle.
" Seni yaşatabilmeme izin ver o zaman Jungkook. Ve benim güvenimi kıracak bir şey yapma. Çünkü bu zamana kadar beni hayal kırıklığına uğratmayan tek kişi Jimin oldu. Ve yanımda kalan tek kişi de."
Gözlerindeki yoğun duyguyu hissettiğimde dudaklarımı dudaklarının üstüne örttüm. O da bana yavaşça karşılık veriyordu. İncitmemeye çalışır gibi bir hali vardı. Öpüşmeye devam ettikçe zorlanıyor gibiydi. Kendini geri çekmek istiyordu ama ben daha çok öpmek istiyordum.
Hızla kendini geri çektiğinde gözlerini kapatmıştı ve kendine gelmeye çalışıyordu.
" Jimin kahvaltı hazırlayacaktı. Hadi sen kahvaltıya git. Ben de geleceğim. " Gözlerini açmadan söylemişti. Beni göndermek istediğini fark etmiştim. Kendine gelmesi gerektiğini fark ettim ancak o kadar da ileriye gitmemiştik bile. Yanına yaklaşıp yanağına ufak bir öpücük kondurdum. Gözlerini ufakça açtığında kahverengilerinden öpmek istedim.
Geri çekilip çadırın içerisinden çıkmıştım. Hava düne nazaran daha serindi. Kendi çadırımdan hırka alıp kalabalığın olduğu yere ilerlemeye başladım.
Benim geldiğimi fark eden herkes bana dönmüş suratımı inceliyordu. Hae'nin suratında öfke vardı. Jimin'in ve Tae'nin suratında ise endişe.
" Ne bakıyorsunuz öyle? " dedim ikisini kastederek.
" H-Hiç sadece dün öyle birden gidince..." Jimin yanıma gelmişti ve beni kontrol ediyordu.
" Niye beni inceliyorsun? " ne yaptığına anlam vermeye çalışırken Tae de gelmiş beni inceliyordu. Etrafımda beni döndürmeye başlamışlardı. Hırkamı üzerimden çıkarıp kollarıma boynuma bakıyorlardı.
" Ne yaptığınızı zannediyorsunuz ? " Jungkook nasıl bu kadar hızlı bir şekilde yanıma gelmişti bilmiyorum ama gelir gelmez Tae'nin elindeki hırkamı alıp üzerime giydirmeye başlamıştı.
" Dün geceden beri ona bakmama izin vermedin. Müsaadenle arkadaşıma bakıyorum biraz. Özledim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Vampir Sevgilim | JJK
FanfictionHikayede +18 diyaloglar ve olaylar olacaktır. 18 yaşından küçüklerin okuması yasaktır.