Okul çıkış saatine az bir zaman kalmıştı. Jeongyeon da eve gidince rahat bir nefes aldım orada.
Gerçi okul çıkış saati de geçmişti, Sana ve Kyungsoo gelmek üzerelerdi zaten. Ayağa kalkıp camdan içeri bakındım ve iç çektim.
"Yok bir gelişme hala değil mi?" sesini duyunca iç çektim ve arkama döndüm. Sana sabahkinden bile soluk bakıyordu. Kafamı iki yana salladım ve onlara yaklaştım "Sen iyi misin?"
"O konuyu hiç karıştırmayalım." dedi Kyungsoo ve Sana'nın oturmasına yardım edip sonra yanına oturdu "Junmyeon kendine gelsin de."
Ben de kafa sallayıp yanına oturdum. Gerginlikle arkama yaslanıp kolumu sıvazladım ve iç çektim.
"Orada öldürecektim onu." dedi Sana ve Kyungsoo'ya döndü "Chanyeol peşime takılmasaydı öldürmüştüm onu."
Kyungsoo bana döndü ve fısıldadı "Seokjin'den hesap sormaya diye sınıfa gitmiş tabii sinir krizi geçirip bayılmış."
"Junmyeon olanları bilseydi ışık hızında uyanmıştı." diyerek iç çektim. Kyungsoo kafa sallayıp ona baktı "Bir an önce uyanmazsa bu kız kafayı yiyecek evet."
Bu kızın sesini duymaktan nefret ediyorum...
"Soluğu burada almışsınız bakıyorum." dedi Jeongyeon Sana ve Kyungsoo'ya bakıp. Sonra da bana döndü "Sen de ne güzel devam ediyorsun iyi kardeş rolünü oynamaya."
"Sen misin iyi kardeş?" dedi Kyungsoo sert bir şekilde "Dünden beri aralıksız burada olan Nayeon, sen değil."
Jeongyeon göz devirdi ve oturdu oraya "Sen de güzel rol yapıyorsun Kyungsoo hakkını yiyemem."
Sonra da Sana'ya döndü "Sen de ne güzel ağlıyorsun öyle."
"Sus." dedim sert bir şekilde "Sus Jeongyeon hepimiz yeterince üzgünüz."
"Senin fikrinin soran olmadı." dedi Jeongyeon. Ağzını açmış tekrar Sana'ya laf edecekti ki tekrar araya girdim "Sen de hiç kardeşi bıçaklanmış biri gibi değil de bundan mutlu olan düşmanı gibi davranmayı bırak."
Jeongyeon bunun üstüne alayla güldü "Nefret ediyorum senden." dedi ve kalkıp gitti.
O gidince arkasından omuz silktim sadece ve arkama yaslandım ama gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Kyungsoo da bana baktı ve iç çekti "Dinleme onu Nayeon hırsından bulaşıp duruyor işte."
"Bugüne kadar kendimi hiç savunamadım ki." dedim ve ağlamaya başladım. Sonra da Junmyeon'a baktım "O da yetmeye çalışıyordu ama nereye kadar yetecek annemlerin Jeongyeon'a bayıldığı evde."
"Kendini savunmayı bırak kendin olmana mı fırsat vermişler ki Nayeon." dedi Kyungsoo adeta bana acıyarak bakıp. Sonra de sırtımı sıvazladı "Artık sadece Junmyeon değil biz de yanındayız." dedi sonrasında da.
Sana da yere boş boş bakmaya devam ederken "Eğer Junmyeon yaşarsa." dedi.
Kyungsoo Sana'ya baktı ve iç çekti "Junmyeon iyi olacak Sana düşünme şöyle."
Sana omuz silkti ve kafasını Junmyeon'a çevirdi. Çevirdiği gibi de gözlerini büyüttü ve ayağa kalkıp cama yapıştı. Sonra da bize döndü "Uyanmış."
Biz Kyungsoo'yla suratına boş boş bakmaya devam ettiğimizde de sesini biraz daha yükselterek ve gülerek söyledi "Junmyeon uyanmış diyorum!"
...
"Ruh hastası herif kafayı yemiş." dedi Junmyeon ve hırsla elini yumruk yaptı "Elime bir geçse var ya tekrar nasıl döverim."
Kyungsoo "Sence de yetmez mi Junmyeon?" dediğinde omuz silkti ve güldü "Oğlum şu anki hırsım geçen gün yoktu bak o kadar sinirlendim ki." dedi ve beni omzumda kendine çekip omzumu sıvazladı "Şu kızın gözlerinin kırmızılığına bak ya."
"Sen daha diğerini görmedin." diye sayıkladı Kyungsoo kendi kendine ve telefonuna baktı.
"Sana nerede sahiden?" dedi Junmyeon. Kyungsoo düşünür gibi yaptı ve o anda telefonu çaldı "Chanyeol'le geliyorlar şimdi." dedi ve dışarı çıktı sonrasında.
O çıkınca Junmyeon bana döndü "Sana çok ağladı mı?"
"Ben buna cevap vermem." dedim ve omuz silktim "Gelirler zaten birazdan."
"Kesin kendini suçladı." dedi Junmyeon ve iç çekti "Sen niye bu kadar ağladın ki Nayeon gözlerin kan çanağı gibi."
"Ne yapayım Junmyeon ya?" dedim iç çektim "Böyle bir durumda ağlamamak pek mümkün değil."
Junmyeon hafifçe saçımı okşayıp derin bir nefes aldı "Uğraşmadı değil mi seninle?"
Alayla güldüm ve cevapadım "Sence de bu sorunun cevabı net değil mi?"
"Maalesef net." dedi Junmyeon ve ofladı "Bu konudan nasıl bulaşmış olabilir aklım almıyor."
"Önemli değil." dedim ve gülümseyip kalktım "Sen dinlenmene bak o önemli değil şu an."
"Sana gelse rahat edeceğim." dedi Junmyeon. Tabii kapının dibinde kendini suçladığı için Sana'nın içeri gelmediğini söyleyemiyordum.
"Ben bir bakayım." diyerek kapıya yöneldim. Kapıyı açtığım an Kyungsoo ve Jihyo'nun Sana içeri girsin diye uğraşlarıyla karşılaştım.
Tabii Junmyeon da duydu, ben ikisinin arasında boş boş bakınırken "Sana lütfen içeri gelir misin?" diye seslendi.
Sana ise onun sesini duyunca Jihyo'ya direnmeyi bıraktı ve içeri baktı. Sonra da bana baktı onay beklercesine.
Gülümseyerek kafa salladığımda tam içeri girecekti ki üçümüzün önüne de biri geçip içeri daldı.
Jeongyeon...
Junmyeon o girdiği an gözlerini devirdi. Ben ise çıkacak rezilliği kimse görmesin diye kapıyı kapattım.
Jeongyeon Junmyeon'a iyi olup olmadığıyla ilgili şeyler sorarken Junmyeon lafını yarıda böldü "Böyle bir şeyde bile Nayeon'u suçlayacak hakkı kendinde nerede gördün?"
"Hemen yetiştirmiş." dedi Jeongyeon ve adeta tiksinerek bana baktı "O yetiştirmedi ben sordum." dedi Junmyeon da aynı sert tonda.
Jeongyeon sinirle ayağa kalktı ve ikimize sinirle baktı "Siz aslında hiçbir şeyi hak etmiyorsunuz, bir daha sizi düşünürsem..." dedi ve sonuna bir şey bulamayacak kadar aptal olduğundan cümlesini bitiremeyip gitti.
Kapıyı açık bıraktı, o çıktığı gibi de Sana tekrar kapıda görünüverdi.
Junmyeon kapıda dönüp kollarını sarılması için açtığında Sana akan gözyaşlarına engel olamayıp koşarak Junmyeon'un yanına geldi ve sarıldı. Onlara gülümseyerek bakarken kafamı kaldırdım bir anlığına ve bana gülümseyerek bakan Kyungsoo'yla göz göze geldik.
Ona karşı hissettiklerim kesinlikle arkadaşlıktan öte bir şey... Kesinlikle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let me breathe • kyungyeon
FanfictionEn yakınlarımdan biri olmasına rağmen o benim hayatımı kararttı...