Okuldan geldiğimizde annemle Jeongyeon gelmişlerdi eve. O salonda bozuk bozuk oturuyordu. Junmyeon'a baktım 'Ne yapacağız?" der gibi. Junmyeon sadece kolumu dürttü ve yukarı çıktık.
Jeongyeon'un odasının kapısı açıktı, Junmyeon yalnızca kafasını uzatarak içeri baktı. Gözlerini telefona kilitlemiş ruhsuzca aşağı kaydırıyordu ekranı.
Bana döndü ve kendi odasını işaret etti. Ondan önce davranıp odaya girdim, o da arkamdan kapıyı kapattı ve kapıdan uzaklaşıp bir şey demeden baktı öylece.
"Yanına gitmeliyiz bence." dedi yutkunarak. Junmyeon kafa salladı ve alnını ovuşturdu "Ama ben gerçekten gitmek istemiyorum Nayeon. Bir tarafım gidip sarılmak istiyor, diğer tarafımsa engel oluyor işte."
Sonra da derin bir nefes alıp kendini koltuğa bıraktı "Ne yapacağıma karar veremiyorum."
"Bence yanına gitmemiz lazım." dedim tekrar. Junmyeon yargılayıcı bakışlarını bana çevirdiğinde de göz devirip cevapladım "Eğer gitmezsek ona aynısını yapmış olacağız."
"Nayeon iğrenç bir gündü zaten hiç vicdan yaptırtma bana." dedi Junmyeon ve ofladı. Alayla gülüp sordum "Başka ne olmuş olabilir senin bu kadar çıldıracağın?"
"Sana vicdan da vicdan yapmış gitmeden Seokjin'e sarıldı!" diye yükseldi Junmyeon sinirle ve ofladı ceketini çıkartıp koltuğa bırakırken "Hiç onu konuşasım yok gidecek miyiz şimdi yanına?"
"Resmen bipolar gibisin." dedim ve kalktım ayağa "Bence gidelim onun yaptığının aynısını yapmak istemiyorum."
"Sen bu kafayla onun yaptıklarını yapmayı bırak haklı bile çıkartırsın." dedi Junmyeon ve oflayarak ayağa kalktı o da.
Jeongyeon'un odasının kapısına geldiğimizde iç çekip kapıyı çaldım. Jeongyeon sadece gözlerini kapıya çevirip bize baktı. Sonrasında da mimik bile değiştirmeden telefonuna geri çevirdi kafasını.
Junmyeon'a baktım ne yapacağımı sorar gibi, içeri girdi ve telefonu elinden aldı tek bir hamleyle. Jeongyeon ise boş boş baktı ve kafasını çevirip üstünü örttü.
Junmyeon gözünü kapatıp derin bir nefes aldı ve telefonu masanın üstüne bırakıp yanına oturdu.
Şu an Sana'yla kavga etmek mi istiyor, Seokjin'i bıçaklamak falan mı istiyor anlamıyordum ama sinirini zorla kontrol ediyordu.
"Geçen gün bir şeyleri düzeltmek istiyorsan arkanda olduğumu söyledim, sen niye kendi kendine triplere girip böyle bir şey yaptın ki?" diye sordu. Jeongyeon yine tepkisiz kalmıştı.
Junmyeon derin bir nefes aldı ve omzuna elini koydu yavaşça. Ama o elini koyduğu an Jeongyeon kendini hafifçe sarsıp elini çekmesini sağladı.
"Jeongyeon tamam yaptıkların kolay kolay çözülecek şeyler değiller ama hiç çabalamadan böyle bir anda pes edip kendini öldürmeye çalışmanla ne geçecek eline?" dedi Junmyeon. Jeongyeon bunun üstüne önce bize baktı, sonra da tekrar yatıp homurdanarak konuştu "Nayeon'un yanında bu konuşmayı yapman ne kadar saçma."
Junmyeon oflayıp kaşlarını kaldırdı. Bunun üstüne ben birkaç adım daha attım ve konuştum sesimi sabit tutmaya çalışarak "Hiçbir şey için bunu yapmana gerek yok ki, sonunda çözüme kavuşuyor. Yani, kavuşacak olmalı."
Jeongyeon alayla güldü ve bize bakmadan sürdürdü konuşmasını "Sana bunu da tecrübe ettirdim tabii."
Ben cevapsız kaldığımda da doğrulup bana döndü "Nayeon gerçekten şöyle gelip benimle konuştuğunda vicdan azabım daha da artıyor, neden gelip yüzüme tükürmüyorsun ki?"
Junmyeon bana boş boş baktı ve alayla sırıttı sadece. Ben ise cevapsız kaldım yine. Jeongyeon da ironik bir kahkaha atıp Junmyeon'a döndü "Anladın mı şimdi neden yaptım?"
Ben yine cevapsız kaldım. Jeongyeon ise gözünden damlayan tek yaşı silip ikimize baktı bozuk bozuk "Tek bir kişiyle konuşamıyorum bile, siz de nefret ediyorsunuz, okuldakiler de nefret ediyor. Hepinizin haklı olması da işin cabası zaten!"
Ağzını açmış konuşmaya devam edecekti ama Junmyeon böldü onu hızlıca "Ne biliyorsun?"
"Yüzüme senden nefret ediyorum diye bağırdın Junmyeon!" diye geri bağırdı Jeongyeon ona.
Bunu bilmiyordum işte.
"Nayeon'u bıçaklamıştın ne dememi bekliyordun ki?" diye sordu Junmyeon sinirle. Jeongyeon göz devirdi ve "Boşversene." dedi ona sadece.
Sonra da bana baktı ve dudaklarını büzdü "Böyle birine de o kadar boktan şeyler yapmış olmak beni vicdan azabından bitiriyor işte lütfen üstüme gelmeyin de bırakın üniversite kazanana kadar böyle gitsin."
Bir şey demeden kafasını yastığa koyup yorganı kafasına kadar çekti. Junmyeon o yattığı gibi odadan çıkıp kendi odasına gitti ve kapıyı çarptı sert bir şekilde.
Ben de hemen arkasından sakince çıkıp odama gittim.
Ona bazen çok üzülüyordum...
...
Sehun ve sevgili olmadığı 16 kişi
Junmyeon
"Şu sıçtığımın adımını atacaksan at"Sehun
"He kanka biz sevgili olduk bile çok geç kaldın"Junmyeon
"Seninle ne alakası var amk"
"Chanyeol'den bahsediyorum"Momo
"O konuda netiz yani"Junmyeon
"Bu kız bu çocukla sevgili olmadan hiçbir halt yapmaz"Mina
"Junmyeon argo kelime kullanmadan cümle kurmayı denesene"Jongin
"Hiç elleme bence"Chanyeol
"Nayeon?"Nayeon
"Beni ilgilendirmez sizin ilişkiniz"
"Buradaki kimseyle olan ilişkisi ilgilendirmez ayrı şeyler"Junmyeon
"Penguen kılıklı atarlı ergen sevgilin de öyle diyordu"Jihyo
"Kim çıldırttı bunu yine"Jongin
"Karıştırmaaaa"Sana
"Yok bir şey olduğu"
"Seokjin giderken bir kez sarılmak istedi saniyelik sarıldım diye"
"Ayrılmadığımız kaldı"Jihyo
"Kanka bunu demek istemezdim ama"
"Cep boy kafes dövüşçüsü haklı gibi"Junmyeon
"Bu konuyu açmayalım bile"
"Yarın gelecek okula"
"Ne bok yersen ye Chanyeol"
"Bir şey becer de"...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
let me breathe • kyungyeon
FanfictionEn yakınlarımdan biri olmasına rağmen o benim hayatımı kararttı...