19

46 11 17
                                    

"Aptal herif." diye söylendi Junmyeon ve boynunu kıtlattı "Şuna bak hala oturuyor pişkin pişkin"

"Buradaki pişkin sensin Junmyeon." dedi Sana sert bir şekilde ve masanın diğer ucundan Junmyeon'a elindeki yaprağı fırlattı.

Tabii ona ulaşana kadar yere düştü yaprak ama, olumlama yapacak olursak sinirli olduğunu belli edebildi en azından.

"Aşkım iyi hissettim ki geldim bence evde kalmam saçmalıktı." dedi Junmyeon ve omzuma elini atıp beni de ileri ittirdi "Hem Nayeon görüyor evde iyiyim."

"Ben karışmam." dedim ve omuz silktim. Junmyeon oflayıp beni bıraktı ve Sana'ya döndü "Sıkıldım evde ama ya."

"Güüüünaaydın!" diye uzatarak yanımıza geldi Jeongyeon. Ortam çok gerildi tabii, Jihyo Chanyeol'le olan saatlik kavgasını bıraktı, Kyungsoo telefona kafasını gömdü ve biz üçümüz de konuşmayı bıraktık.

Jeongyeon'a kimse karşılık vermeyince garip bakışlarla arkadan Jihyo'ya sarıldı. Jihyo ise etrafına garip bakışlar atıp olduğu yerde gerindi.

Jeongyeon karşılık alamayınca doğruldu ve bakındı bize. Sonra da anlamış gibi kafasını salladı "Siz de inandınız yani."

"Gördük diyelim biz ona." dedi Jihyo "Bence sen de boşuna ağlama buradan dönüşü yok çünkü."

Jeongyeon kafasını sinirle salladı ve bir iki adım geri gitti "Hepiniz çok pişman olacaksınız biliyorsunuz değil mi?"

"Emin ol okula ilk geldiğiniz gün seninle takıldığım için daha pişmanım. dedi Kyungsoo da sert sert. 

Bunun üstüne Jeongyeon sinirle kısa bir kahkaha attı ve Junmyeon'la bana döndü "Akşam görüşürüz."

"Aynen görüştük." dedi Junmyeon o uzaklaşırken. Sonra da aynı sinirli ifadeyle Sana'ya döndü "Şimdi anladın mı aşkım neden geldiğimi."

Resmen benim yüzümden dikkat etmiyor kendine.

"Junmyeon eve dönelim." dedim yutkunup "Hem bugün salmaz zaten hem de sen dinlenmiş olursun."

Junmyeon yüzünü buruşturup  omzumu sıvazlayıp bana baktı ve bir şey demeden sarıldı.

Gerçekten çok suçlu hissettiriyor ona karşı ama Junmyeon'dan başka sığınacak biri olmaması çok kırıcı.

...

Okul çıkışı eve dönüyorduk, Sana'nın yurdu bizim evin ilerideki sokağında olduğu için o da bizimle beraber yürüyordu. Yurdun önüne geldiğimizde birbirlerinden ayrılamamışlardı ve konuşmaya hala devam ediyorlardı.

Biraz bekledim ama gerçekten ayrılmaya niyetleri yoktu. 

Junmyeon'u kolundan dürtüp eve gittiğimi işaret ettim. Eve zaten az kalmıştı, yorgunlukla eve girip ayakkabılarımı çıkarttım ve çantamı kenara bırakıp en yakınımdaki koltuğa kendimi attım.

"Arkadaşlarımla takılmayı geç, bir de onları doldurup aramızı bozdun öyle mi?" diyen Jeongyeon'un sesini duymamla oturduğum yerden doğruldum ve sesin geldiği tarafa baktım. 

Bu kız bugün dışarıda olacaktı...

"Ben bir şey yapmadım." dedim sadece tir tir titreyen sesimle.  O kadar gözü dönmüş bakıyordu ki gerçekten korkuyordum.

"Hep sen masumsun zaten!" diye bağırdı adeta nefretle. Yutkunup ayağa kalktım ve merdivenlere doğru bir adım attım "Nereden öğrendiler bunları da benden uzaklaştılar?"

"Neden insanların seninle arasını bozmasından kötü bir şey yaptığını anlamıyorsun!?" diye bağırdım titreyerek. 

O ise sinirle üstüme yürüdü ve beni boş odaya doğru ittirdi "Çünkü senin gerçek yüzünü görmüyorlar!"

let me breathe • kyungyeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin