15.BÖLÜM "KUŞ KAFESİ"

163 11 52
                                    

🕊

Home With You - Maddison Beer

Oylamayı unutmayalım ★

İyi okumalar

____________________

15.BÖLÜM: "KUŞ KAFESİ"

Geceleri kafesinde öten kuş neden dışardayken ötmez?

Özgürlük öyle birşeydi ki en büyük örneği kuşlardı.

Kuşu kafese tıkarsan öterdi. Bu ötme, kuşun yardım çığlığı, öfkesi hatta mutsuzluğu bile olabilirdi.

Özgürlüğüne düşkün biri olarak kendimi kuşlara benzetirdim. Onların göklerde kanatlarını çırptığı gibi özgür olmaktı benim tutkum.

Kafesse hapisti. Ben hapse girmek istemiyordum. Bir kere girmiştim o kafese ve kurtulmuştum. Aynısını Demir yaşasın istemiyordum.

Peki Zeynel'e bu acımasızlığım niyeydi? Bana ne zaman bir kötülüğü dokunmuştu da o özgürlükten mahrum kalıyordu? İnsanlara birçok kötülük yapmış olabilirdi ama bana zararı dokunmamıştı ki.

'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' cümlesi hayatımın özeti olmak için kurulmuşu fakat bu sefer yılan biraz fazla yaşamıştı.

Kendime kızgındım. Ama benim kızgınlığım suçu birine atmakta zorlanmamdan kaynaklıydı.

Yalın? O da beni bir kafese tıkmamış mıydı? Zor durumda bırakmamış mıydu? Onun işi bu değil miydi zaten. Suçluları yakalamak için her yola başvurmak. Bana seçme hakkı sunulmuştu ve ben özgürlüğü seçmiştim. Ardımda sırtından bıçaklanmış bir adam bırakarak.

Uzandığım koltukta üzerimde örtü vardı. Mutfak, görüş hizamdaydı ve Yalın'ın büyük bir konsantrasyonla bana çorba hazırlayışını izliyordum.

Üzerimde örtü olmasına rağmen üşüyen ben onu üstü çıplak görünce onun yerine de üşümüştüm.

Ona göre ev sıcaktı. Bana göreyse ev kışı yaşıyordu.

Gözlerim onun üzerinden ayrılmıyorken o da bunun farkındaydı ama odağını bozmuyordu.

Gözlerim onun dudaklarına kaydığında aklıma dudaklarıma çarpan sıcak nefesi geldi. Hemen ardından buluşturduğu dudaklarımızı.

İstemsizce yutkundum. Öpmemişti. Deydirmişti ama hiçbir şey bana bu kadar iyi hissettirmemişti. En son hasta değil miydim oysa ki?

Tekrar bir hata yapmak üzereydim. Eski benliğim geri dönmezse her şey için çok geç olacaktı.

Beynim dışarı çıkmamı ve kendime gelmemi söylesede kalbim burda Yalınla kalıp dinlenmemi söylüyordu. Bense ikisini yapabileceğimi biliyordum.

"Manzaran güzel mi?" Diye seslendi Yalın.

"Harika" Diye karşılık verdim. En sonunda odağını bana çevirmişti ve sırıtıyordu. Sırıtan dudaklarını öpmediğim için pişman olmamam gerekiyordu.

Çorbayı ateşe koyarken tekrar odağını çorbaya çevirdi ve karıştırmaya başladı. Yemek yaparken bir insan bu kadar çekici gözükemezdi.

Ayağa kalkmaya yeleteneceğim sıra konuştu "Otur oturduğun yere"

Üçüncü gözü olduğu konusunda şüphelerim vardı. Bana bakmıyorken bile nasıl ne yaptığımı anlayabiliyordu halen anlamış değildim.

ACIBADEM +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin