2.BÖLÜM: "BADE TUNALI"

427 20 94
                                    

🕊

Bir yıldızınızı alırım ★

İyi okumalar.

____________________

2.BÖLÜM: "BADE TUNALI"

Hayatı kumar olan biri, işini şansa bırakırdı. Zira ben bunun tam tersine işimi hiçbir zaman şansa bırakmazdım. Eğer bir iddia konuluyorsa ortaya, kazanacağımı garanti etmeden girişmezdim.

Bu hayatta beni şaşırtan çok az şey olmuştu. Bunun sebebi fazla düşünen biri olmamadan kaynaklıydı. Her şeyi düşünür, ne olacağına önceden hazırlıklı olurdum. Fakat şu an karşımda duran adam, beni fazlasıyla şaşırtmıştı. Bir derdi vardı anlaşılan. Bunu tahmin edemiyordum.

Bakışları beni ister gibi değildi. Bakışlarında başka bir şey vardı. Ve bunu çözememek beni sinir etmeye yetmişti. Kolay sinirlenen biri de değildim oysa. Fazla sakinliğim karşımdaki insanı bazen delirtirdi.

Şaşkınlığımı belli etmedim. Samimiyetten uzak bir gülüşle konuştum "Herhalde kumar oynamaya doyamadın. Karşımda durduğuna göre" dedim aşağılar tondaki sesimle ve devam ettim "Bu gece fazla iyiydin. Bakalım şansın burda da aynı olacak mı?"

Karşımda buz gölünü andıran gözler anlamsızca bana bakarken sessiz kaldı. Ben bunu onay olarak kabul ederek devam ettim "Peki ozaman." Dememle şortlu tulumumun arkasında saklanan silahı, sıkıştırdığım dantelden kurtardım.

Bu silahı bana Zeynel vermişti. Kendimi korumam içindi. Fakat ben onu bile oyuncağa çevirip Rus ruletine uygun hale getirmiştim.

İçinde tek mermi olan silahı başıma tuttum. Elimdeki silah karşıdakini vuracak şekilde ayarlanmıştı. Evet. Bunda da hile yapıyordum.

"Hadi kumar oynayalım." Dediğimde yüzüme hafif bir esinti çarptı. Karşımdaki adamın gözlerinde ilk defa endişeyi ve şaşkınlığı gördüm. Kumarhaneden bu yana ağzı bıçak açmayan adamın en sonunda dudaklarından bir kelime dökülmüştü "Bade..."

Dudaklarım şaşkınlıkla aralanmamıştı belki ama içten içe şaşkındım.

İsmimi bilmesine şaşırmamam gerekirdi. Sonuçta buranın sahibinin üvey de olsa kızıydım.

"İndir o silahı" dedi ve birkaç adım bana yaklaştı. Başımı iki yana salladım ve güldüm. "Yoksa korkuyor musun koca adam?" Dememle kaşları çatıldı ve ilerlemeyi kesti. Olduğu yerde kaldı. Meydan okuyordu.

"Oyunu bilmiyorsun herhalde." Dedim. Bilmemesi imkansızdı. Fakat ben ona tekrar hatırlatmak istedim.

"Ben sana açıklayayım. Altı atış hakkımız var ve bir de mermimiz. Mermi kime denk gelmezse o kazanır. Başlayalım mı?" Dedim ve o daha tamam demeden başıma dayadığım silahın tetiğine bastım.

Silahta susturucu vardı. Ortalığı ayağa kaldırmak istemiyordum. "Boş" dedim. Bu sefer silahı ona doğrulttum. Tetiğe hiç düşünmeden bastım.

Gözlerini gözlerimden ayırmadan beni izliyordu. Yüzünde korkuya dair hiçbir iz yoktu. Korkmuyordu. Bu beni eğlendirmemişti ama ilgi duymamı sağlamıştı.

Cesareti ilgimi çekmişti. Silahı bir kez daha başıma dayadım. Büyük ihtimalle bu rahatlığı yüzümdeki rahat ifadeden kaynaklıydı. Hatta içinin boş olduğunu bile düşünüyor olabilirdi.

ACIBADEM +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin