3. GEÇMİŞİN GEÇMEYEN İZİ

120 8 2
                                    

Bölümün şarkıları:
Sia-Bird Set Free.
Taylor Swift-Look What You Made Me Do.
Model-Yalnızlık Senfonisi.
Keyifli okumalar dilerim:)


"Ama hepimizin içinde saklamaya çalıştığı bir çığlık var."
-Sia:Bird Set Free.

"-Sia:Bird Set Free

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Geçmiş.

Kirli bir kutu gibidir kimisi için. Kimisinin 'iyikilerinin' olduğu, kimisinin de 'keşkelerinin'  olduğu bir kirli kutudur. Hatırlamak istemez kimisi, kimisi de geçmişten çıkmak istemez.

Bugünümüz, varoluşumuz, olduğumuz kişi aslında geçmişin bir eseri değil midir? Yaşadıklarımız iyi ya da kötü, geçmişin bir eseri değil miydi?

Öyle bir şeydi ki değiştirmek istiyordun, ama değiştiremiyordun bazı şeyleri. Benim de geçmişimde değiştirmek istediğim çok şey vardı, o bileklikleri aldığım an gibi.

Katil her kimse iyi oynuyordu, beni çok yakından tanıyordu. Yoksa bu bilekliğin açıklaması olamazdı. Ama en büyük sorun da şuydu: beni bu kadar iyi tanıyan kim vardı?

Defne mi? Zannetmem. Sırlarımız var ancak o, benim henüz karanlık hiçbir yanımı görmemişti. Onunla sakladğımız sırlar bile benim karanlığımın yanında hafif kalırdı.

Annem, babam mıydı? Alayla güldü içimdeki şeytan. Bu imkansız, dedi. Onlar annen ve baban. Ayrıca onlar Defne'nin bildiklerini bile bilmiyor.

Ablam, Mete, Fikret miydi? Ablan mı? Daha da kocaman ve iğrenç bir kahkaha attı içimdeki şeytan. Ablan ve o kocası hayatımda gördüğüm korkak ve kendini düşününen tek insan. Mete'yi saymıyorum bile! O daha dünkü bebe!

İyi de kimdi? Kimdi bu katil? Beni nasıl bu kadar iyi tanıyordu? Bu bileklik ablama ait olandı, cesedin üzerinden çıkmıştı. Ablam bilekliğini kaybettiğini söylüyordu aylardır.

Fısıltım, ortamın buz kesmesine sebebiyet vermişti. "Şaka yapıyorsun!" Diye haykırarak ortamdaki sessizliği bıçak gibi kesen kişi Defne olmuştu.

"Daha açıklayıcı konuş," dedi Rüzgar savcı. Bileklik hala parmağında sallanmaya devam ediyordu. "Nasıl açıklayıcı olayım?" Dedim kinayeyle. "Annem ve babam yedinci yaş günümde  bu bilekliği almıştı bize. Ablamla bana. Ben sakladım, atölyemdeydi. Ablam da kaybetmişti."

Beynim acıyordu, düşünmek bile istemiyordum ama ablamın bu olayla dahili neydi?

"Pekala," dedi Rüzgar savcı. "Şu an çok geç. Bu bileklik bende kalsın, ablan da yarın ifadeye gelsin." İtiraz edemedim bacaklarım tutmuyor gibiydi. Hissizdim. Tamamen hissiz. Algılarım kapalıydı.

MELTEM RÜZGÂRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin