Saat 6' ya gelirken uykusu da gelmeye başlamıştı Zehra'nın. Abdest alıp sabah namazına durdu. Selam verdikten sonra ayetel kürsi okuyup tesbihini çekti. Ellerini açıp dua etmeye başladı. Birkaç saat önce farkına vardığı duygularının etkisi altındaydı halâ. Eğer hayırlıysa Ali ile bir ömür huzurlu bir yuvaya sahip olmayı istiyordu Rabbinden.
"Allah'ım sen kalpleri birbirine ısıtansın. Ali ve ben birbirimiz için hayırlıysak ömür boyu mutlu olmayı nasip eyle ya Rabbim. Birbirimizin imanının yarısını tamamlayıp en güzel cennet köşesinde birlikte olmayı nasip eyle. Amin."
Önce Ali'ye sonra kendine dua ederek seccadesini katladı.
Sandalyeye oturup tekrar havluyu değiştirdi. Eliyle havluyu tutarken kafasını da diğer kolunun üstüne yaslayıp Ali'yi izlemeye başladı. İçi kıpır kıpırdı. Onu sevdiğini fark etmiş olmak sanki sevgisini daha da arttırmıştı. Ali de kendisini seviyor olsaydı hiç çekinmeden söylerdi boşanmak istemediğini ama sevip sevmediğinden emin değildi. Evet, bazen seviyormuş gibi şeyler yapıp yüreğini hoplatıyordu Zehra'nın ama yine de emin olmalıydı. Ali'yi izlerken düşüncelere dalmıştı sonunda yavaş yavaş uykuya teslim oldu.
Gün ışığı odanın içine dolarken Ali sırtındaki sızlamayla gözlerini araladı. Farkında olmadan sırt üstü dönmüş olmalıydı çünkü yarası bayağı sızlıyordu. Dün akşam olanlar ışık hızında gözünün önünden geçerken en son merdivenden çıkmaya çalıştığını hatırlıyordu.
Alnındaki ağırlıkla başını sola çevirdi. Zehra başını yatağın ucunda koluna dayamıştı diğer elide alnındaydı. Gece boyunca kendisinin başında mı beklemişti?! İçindeki mutluluk sırtının ağrısını unutturmuştu bile. Telefonun çalmasıyla söverek telefonu bulmaya çalıştı. O sırada sese uyanan Zehra elini alnından çekmişti. Komodinin üstündeki telefonu alıp Ali'ye uzattı. Gözlerinden uyku akıyordu resmen. Başını tekrar yatağın ucuna yaslayıp uyumaya çalıştı.
Telefonu alan Ali arayan hayırsıza baktı. Salih arıyordu. Meşgule atıp yatakta oturur pozisyona geçti. Sırtının ağrısıyla yüzünü buruşturmuştu. Bacaklarını aşağı sarkıtırken hemen yanında sandalyede oturmuş kafasını yatağa yaslayarak uyumaya çalışan Zehra'ya seslendi.
"Zehra, hadi kalk belin tutulacak orda. Geç yatakta uyu."
Zehra uyku mahmurluğuyla kafasını sallayıp bulunduğu tarafa yattı. Normalde hep Ali orda yatıyordu Zehra ise sağ tarafta. Cam tarafına dönüp tekrar uykuya daldı.
Ali, yorganla Zehra'nın üstünü örtüp odadan çıktı. Çalışma odasına geçip Salih'i aradı.
"Hayırdır kardeşim sabah sabah niye arıyorsun?!"
"Zaferle ilgili de ondan aradım sabah sabah. Duymak istemiyorsan kapatayım da tatlı uykuna devam et."
Ali nefesini tutmuştu. Salih bu saatte aradıysa önemli bir gelişme olmalıydı.
Salih, Ali'nin agresif ses tonuna aldırmayıp müjdeli haberi verdi.
"Zafer'i suç üstü yakalayabilme ihtimalimiz var hemde bu akşam!"
Tuttuğu nefesi rahatlayarak verdi Ali. Sonunda kurtulabileceklerdi şu köpekten.
"Ne buldunuz?"
"Bu akşam sevkiyat varmış. Bayağı büyük bir işmiş. O yüzden Zafer kesinlikle işin başında duracakmış. Biz de tam üstüne baskını verdik mi tamamdır kardeşim!"
Ali ayağa kalkmış odanın içinde tur atıyordu. Zafer uyuşturucu mal alıp satıyordu ve bu müebbet yemesi için gayet yeterli bir suçtu.
"Tamamdır. Adamlara söyleyelim deponun etrafına şimdiden pusu kursunlar. Son dakika değişiklik yaparlarsa haberimiz olur. Hatta belki bize tuzak kurmak için de yapmış olabilirler. Dikkatli olsunlar. Bende birkaç saate gelirim. Sen yanlarında durur musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇALIKUŞU (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"Bıraksana yahu elimi! Gittiler işte." Ali elimi bırakıp arkasına yaslandı. Gözlerini kısmış düşünceli bir şekilde bana bakıyordu. "Onlar var diye tutmadım ki elini.." Heyecandan elim terlemişti. Kalbim, maratona girmiş bir şekilde kan pompalarken...