Elimi tutmadan ilerlemeye başladığında,arkasından yürüdüm.Kafeden çıkmıştık,onun insanı ferahlatan görüntüsünün ardından yürüyordum.
Çağan kafede kalmıştı,açıkçası onu pek de önemsediğim söylenemezdi.
Önümde ilerleyen adama baktım.
Bu dünyaya ait değil gibiydi...
Sanki...
Melekler olur ya,onlar gibiydi.
Yüzü bembeyazdı,herhangi bir kusur veya eksiklik barındırmıyordu.Kanatları eksik diye bir tâbir vardı ya,o tabire uygundu işte.Fazlasıyla...
Onu takip ediyordum,nereye gittiğinden emin değildim.
Fazla umursamaz görünüyordum.
Daha yeni tanıdığım,hatta ismini bile bilmediğim bir insanın ardından yürüyordum.
Ama ona güveniyordum...
Güvenmek hiç bu kadar kolay gelmemişti.Hiç bu kadar umutla güvenmemiştim bir insana.
Nereye gideceğimizi bile umursamıyordum sanki.O...İsmini bile bilmediğim önümdeki adam...
Nasıl bir insandı?
Sevdiği veya önemsediği şeyler neydi?
Çabuk mu kırılırdı?
Duygusal mıydı?
En önemlisi...
Ben neden onu merak ediyordum?
Bilmiyordum.Hiçbir şey bilmiyordum,ama onun ardından gidiyordum işte.
Sokağın bitiminde bana döndü.Aceleden yürümemizin sonucu hızlanan kalbim,ve hafif kızarmış yanaklarım...
" Bana düşmez belki ama,onunla görüşmemelisiniz.Pek tekin bir tipe benzemiyor."dedi haklı olarak.Açıkçası bende pek tekin sayılmazdım...
" Haklısın.Çok teşekkür ederim.Bir daha onunla görüşmem zaten."dedim içimden geçenleri söyleyerek.
"Rica ederim.Kendinize dikkat edin."dedi ve arkasını döndü.Gitmeye yeltendiğinde kolundan tutup,bana bakmasını sağladım,
"Nedendir bilmem ama sana çok güvendim.Tekrar teşekkür ederim. "
Yüzüme baktıktan sonra gözlerini kaçırdı.
O da mı yalnızca güzelliğimden etkilenmişti? Ya da gözlerimdeki güveni fark etmiş miydi?
Kolunu kibarca çektikten sonra,
"Önemli değil demiştim.Sadece mahallemizin bir insanını korumak istemiştim."deyip ben tek kelime edemeden gitti.Yüzüme bir tebessüm yayıldı.Demek aynı mahalleden olduğumuzu hâlâ hatırlıyordu.
Sonra...
O gittikten sonra düşündüm de...
Ona başka ne diyebilirdim ki sâhi?•••ººº•••
Yağmur hafif çiselemeye başladığında,yüzüme ondan kalmış bir tebessüm hakimdi.
Bu sefer yağmur,mutluluk yağıyordu.Nedenini bilemediğim bir sevinç esiyordu kalbimde.
Sanki bir kelime etsem,ardından kahkaha atacaktım.Gözlerim parlıyordu,bunu görmesem de hissediyordum.
Ervaların oralara ilerlemeye başlamıştım,ama içim içimi yiyordu.O haklıydı,beni affetmeyecekti.
Bir bakıma onun yanına gitmeye korkuyordum.Kulağımdaki beni başka âlemlere sürükleyen şarkıyı durdurdum.
Ve kulaklıklarımı çıkardım.
Havada akşamüstü yorgunluğu hâkimdi,bulutlar yorgun,gökyüzünde özgürce uçan kuşlar bitkin,ben ise...Karmaşık duyguları barındıran ve arkadaşına kendini affettirecek olan Afra...
Tam köşeyi dönmüştüm ki,vitrinde asılı bir şal dikkatimi çekti.Rengi turkuazdı ve üzerinde Eyfel Kulesi gibi usta çizimler hâkimdi.
Ne kadar da yakışırdı Erva'ya.Elimi spor çantama attım.Cüzdanımı kavradığımda derin bir oh çektim.
Genellikle unuttuğum cüzdanım,şansıma çantamda idi.
Dükkanın demir kapısını iteledim ve kapıyı açtım.Gül kokusu burnuma çarptığında derin nefesler almaya başladım.Çok hoş kokuyordu,ferahlatıcıydı.
Kapalı ve güler yüzlü çalışana döndüm, aynı gülümseyen yüzümle.
" Bakar mısınız? "
Gözleri hızlıca üzerimde dolaştı,ve sorar gözlerle bana baktı.
"Şu vitrindeki şalı almak istiyorum."diyerek vitrini işaret ettim.
Vitrine yöneldi ve şalı nazikçe aldı.
Cebimde titreyen telefonumu hızla elime aldım.
Mesaj...Yine ve yine Çağan.." O da koruman mı ?Sence ben korumalarla başa çıkamaz mıyım,bahar kız.Sadece seni incitmemek için o adama bir şey yapmadım.Hemen umutlanma."
Yüzümü yine siniri bozulmuş ifade kapladığında,sakin kalmaya çalıştım.Artık fazla oluyordu.
Kız poşete koyacakken hızla durdurdum,
"Şey...Hediye paketi yapsanız?" Kafasını sallayıp,alt raftan paket çıkardı.
Bende Erva'nın aldığım şalı giydiğinde ne kadar güzel gözükeceğinin mutluluğunu düşündüm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUDUM YUDUM İMAN
Romance"Dudaklarımı ne zaman bir tebessüm kaplasa,bilsinler ki o tebessümün kıyısında köşesinde Yusuf vardı. Ne zaman şarkı söylesem,bilsinler ki o şarkıda Yusuf'a dâir kelimeler vardı.Cümleler gizliydi... Saçlarımı tarasam mesela... Bilsinler ki,saç telle...