Kolumun üzerindeki baskıdan dolayı rahatsız olup gözlerimi aralamaya çalıştım. Başımın ağrısı geçmişti.
Kolumdaki baskının sebebini anlamak için yana dönmeme gerek kalmadan burnuma gelen iğrenç feromon kokusundan dolayı baskının kaynağını anladım.
- Ulan sapık!
- Mhh, biraz daha.
- Lan çekilsene kolumun üzerinden!Üzeri çıplaktı. İyi ki sadece üzeri... Dün akşamki olayı bi daha yaşamamız mümkün değildi zaten.
- Sapıksın oğlum sen.
- Ya tamam kalkıcam ama 5 dakika daha... Lan sen kimsin? Alarmım nerde?Telaşlanarak oturur pozisyona geçtikten sonra biraz suratıma bakıp rahatlamış gibi derin bi oh çekti.
- Hastasın sen. Akıl hastası.
- Ya ne bileyim. Her gün alarmla uyanınca...
- Ben gidiyorum. Saat 6 buçuk. 15 dakikaya eve varsam... Neyse, sana niye anlatıyorsam.
- Dur beraber gidelim. Evinin yolunu karıştırırsın burdan. Hem ben Baji'yi almaya gideceğim.Hâlâ Baji diyor. Şimdi bunun boğazına yapışıp, şuracıkta öldürsem, kim görebilir ki?
Yumruğumu sıkıp sakinleşmeye çalıştım.
- Ben bulurum evimi.
- O değil de, 15 dakika dedin. Biz vampir değil miyiz? Salak mısın oğlum sen?
- Ya ne bileyim ben ikimizin evinin arasında ne kadar mesafe olduğunu.Bi de salak olduk. Valla öldüresim geliyor ya. Şuan bana bu kadar iyiliği dokunmamış olsa boğazlayıp, kafasını koparırdım. Sonra da yakardım bi güzel. Küllerini de saklardım hatıra kalsın diye.
- Lan ben buraya nasıl yattım? Kusura bakma, seni buraya gönderdim ama uyku sersemi yatağıma geçmişim.
- Sapıksın işte.
- Uyku sersemi diyorum.
- İyi be. Sorun yok.
- Bekle beni 10 dakikaya hazırlanacağım.
- Gidiyorum dedim ya.
- Bulamazsın evini. Salak mısın sen? Az biraz sabret işte.Oflayıp kollarımı göğsümde birleştirdim ve yatağın üzerinde oturup beklemeye koyuldum.
Giderim dedim de kaybolsaydım cidden rezil olurdum. Onun için bekliyorum şu piçin keyfini.
Üzerini giyinip geldi. Parfüm falan saç tarama zamanı derken saat 6.45 oldu. Bizim 7 buçukta okulda olmamız gerekiyor. Kesin okulun ilk gününden geç kalıcam ya.
- Hazırım.
- Şükür, sonunda. Senin yüzünden geç kalıyorum.
- Ben de geç kalıyorum aynı durumdayız. Neyse motorla gideceğiz zaten.
- Böz vömpör döğöl möyöz?
(Burada biraz önce Kazutora'nın söylediği "Biz vampir değil miyiz?" lafını ona geri yedirmeye çalışıyor.)
- Okuldan sonra biraz gezeceğiz. Hem Baji vampir değil sonuçta. Ona ayak uyduruyorum.
- Off, tamam gidelim artık.Bi daha Baji derse ağzının ortasına çakacam bi tane. Ama sağlamından.
- Hee, son olarak. Al şu ilaclarını da unutma. Kontrolünü kaybedersin falan. Seni kurtaran bi Kazutora olmaz her zaman.
İşte şimdi sabrım tükendi.
Savurduğum yumruğu savuşturan Kazutora benimle dalga geçer gibi ellerini kaldırdı.
- Sakin ol yaa. Bir şey demedim. Teslim oluyorum uyuyan güzel.
- Hay uyuyan güzeline-Ben tekrar vurmaya kalkışınca bi anda ellerimi tutup beni yatağa ittirdi ve üzerime eğildi.
- Haddini bil Matsuno. Sana dünden beri iyi davranıyor olabilirim. Ama sınırını aşma.
Hay sikicem! O kadar güçlü ki ellerimi kurtarmam imkansız gibi bir şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Owner Of My Sharp Teeth
FanfictionAltın sarısı saçlarını gördüğüm anda zümrüt yeşili gözleri bana döndü. O an imzaladım ben kendi ölüm fermanımı. Ve... Tam o an gözlerini kalbime mühürledim bi daha başkasına bakamasın diye... ! vampir, omegaverse, gay, smut, küfür, kan ve daha bir...