1.3

196 18 27
                                    

Kollarında indim eve. Sanki kırılacakmışım gibi nazik bi şekilde bıraktı beni yatağa.

Uzanmamı sağlayıp üzerime çıktı. Dudaklarımızı birleştirdi tekrar.

Dudaklarımız belli bi ritimle dans ederken sol elini tişörtümden içeri soktu. Diğer eliyle üzerime düşmemek için yataktan destek alıyordu.

Elini tişörtümün içinde gezdirdi bi süre. Her hareketi çok nazikti. Canım her dokunuşunda yanıyormuş gibi hissediyordu belki de. Ama ben onun her dokunuşunda kıvranıyordum zevkten.

Dudaklarımız ayrıldığında nefes nefese kalmıştım. Dudaklarımın arasından ciğerlerimi doldurmak için nefes almaya çalıştım.

Ben nefesimi düzene yeni yeni sokabilmişken dudaklarını şah damarımın üzerinde hissettim. O kadar hassaslaşmıştım ki... İnlememek için sıktım altımdaki çarşafı.

Dudakları bütün boynumu talan ettikten sonra duraksadı biraz.

- Dudaklarımın seni kirlettiğini düşünüyorum. Aydan daha güzel teninin benim yüzümden kirlenmesi fikri beni deli ediyor Fuyu. Dokunmaya kıyamıyorum sana.

Nefes nefese söylemişti bunları. Ben destek vermek istercesine üzerindeki tişörte uzanıp üzerinden sıyırdım.

- Dudaklarının saflığı beni kirlerimden arındırıyor Kazu ama kirlerimden arınırken senin dudaklarını kirletiyor muyum bilemiyorum. Tek bildiğim... Şuan sadece seni istediğim.

Sözümü bitirdiğim anda titredi bütün bedeni, elleri üzerimdeki uzun tişörte kaydı. Cılız bedenimden sıyırdı bana bol gelen tişörtü.

Göğüs uçlarımda ilk parmaklarını hissettim sonra dudaklarını...

Ellerimi koyacak yer bulamadım. Boğukça inledim. Sarıldım çıplak bedenine.

Dudaklarımı birbirine bastırmaya çalışıyordum sesim çıkmasın diye ama her dokunuşunda kendimi kaybediyordum.

Bi süre sonra dudaklarını çekti göğsümden ve dudaklarımızı birleştirdi tekrar.

Eli göğsümden karnıma, karnımdan kasıklarımın çizdiği yolun sonundaki penisime indi.

Penisimi kemikli parmaklarıyla kavrayınca sırtına geçirdim tırnaklarımı.

Ağzının içine inledim. Dudaklarına karşılık vermek istesem de aklımı kaybedecek düzeye geldiğimden sadece ağzının içini inlemelerimle doldurabiliyordum.

Boxerımın üzerinden sertliğimi okşaması bile beni sınıra getirecek kadar etkiliydi.

Sırtını çizerek inledim boşalırken. Vücudum tir tir titriyordu. Sıkıca tutundum bedenine.

Ben ona tutunurken biraz önce içine boşaldığım boxerımı sıyırdı ince bacaklarımdan. Boşalmama rağmen hâlâ serttim.

Kendi boxerını da çıkarıp kenara attı. Bacaklarımı ayırıp sertliği kalçalarıma değecek şekilde yerleşti.

Gözlerime baktığı anda yana döndürdüm kafamı. O kadar utanıyordum ki tam şuan yerin dibine girebilir ya da utancımdan ölebilirdim.

Üzerime eğildi. Dudaklarını kulağımla hizalayıp fısıldadı.

- Emin misin...?

Yutkundum. Bi fısıltı ne kadar tahrik edici olabilirdi ki...?

Korksam da kafamı sallayarak onayladım onu. Boynuma ıslak öpücükler bırakırken eli kalçalarımda geziyordu.

Parmaklarından biri deliğimin etrafında daireler çizmeye başlayınca inledim.

- Mmh... Kazu...

Deliğimin etrafını iyice yumuşatınca parmaklarından birini yavaşça içime yolladı. İnleyerek kasıldım. Bulunduğum yerde kıvranıyordum.

The Owner Of My Sharp TeethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin