0.5

177 16 29
                                    

UYARI: Cinsel içerik, smut, küfürlü söylemler vb.

Haftanın sonuna kadar her gün Keisuke beni motoruyla okula bıraktı ve dönüşte arkadaşlarıyla buluştuk.

Günlük rutinim buydu. Önceden hayal olan günlük rutinim...

Bu zaman süresince ilaçları kullanmadığım bazı zamanlar olmuştu ve artık sakin durabiliyordum.

Her zaman yanında bulunduğum için kokusuna alışmış, hem feromon duyumu hem de vampirliğe bağlı özel koku alma duyumu kontrol edebiliyordum.

" - İlaçları bıraktım. "

Dedim telefonun diğer ucunda beni dinleyen Takemichi'ye.

" - Emin misin kontrolü kaybetmeyeceğine? "

Kendimden emin bi şekilde konuştum.

" - Kesinlikle evet. "

Bugün akşam Mikeylerin evindeki buluşmaya gidecektim. Takemichi'nin asıl endişelenme sebebi, bu akşamki buluşmada içki içenlerin feromonlarını salıp beni kontrolden çıkarabilecek olma ihtimaliydi.

Akşama kadar evde boş boş oturduktan sonra Keisuke'den gelen mesajla yerimde doğruldum.

" - Yarım saate alayım mı seni? "

Heyecanla attığı mesajı cevapladım.

" - Yarım saate hazırlanıp aşağıya inerim. "

Üzerime bol gelen beyaz gömleğimi, altıma da siyah bi kot pantolon giydim. Göğüs kemeri denen zımbırtıyı taktıktan sonra ne olur ne olmaz diyerek cebime bi hap atıp aşağıya indim.

Keisuke beni bekliyordu. Siktir... Bi insan nasıl bu kadar yakışıklı olabilir...?

Üzerindeki gömlek siyah olsa bile karın kaslarını hafif de olsa belli ediyordu. Altına da siyah kot pantolon giymişti.

Saçlarını toplamış ama kusursuz yüzüne birkaç telin düşmesine izin vermişti. Yanına yaklaştıkça vücudundan yayılan erkeksi parfüm kokusu beni ona çekiyordu sanki...

- Selam!

Kocaman gülümsedim.

- Selam Baji!

Gözlerini üzerimde gezdirdi bi süre. Bu sırada geçen birkaç saniye bana dakikalar gibi gelmişti. Yüzüme çevirdi bakışlarını.

- Ooo, mükemmel görünüyorsun.
- Sen de benden farklı değilsin.

Gülümseyip motorun arkasını işaret etti. Arkamdaki yerini alıp kollarımı beline doladığım anda motoru çalıştırdı. Hemen hemen 15 veya 20 dakika sonra varmıştık.

Saat 8 olmuştu bile. Yaz gününde olduğumuz için hava yeni kararıyordu. O motoru garaja koyarken ben de etrafı incelemeye başladım.

Evin ışıkları yanıyordu. Dolu garaj, bizden başka gelenlerin de olduğunu belli ediyordu.

- Geçelim mi? Motoru yerleştirdim.
- Olur.

Renkli ışıklar yanan evin kapısını çaldık. Bizi karşılayan Draken'di. Şimdiden bezmiş gibiydi.

(Draken) - Mikey'i durduramıyorum. Şimdiden hayvan gibi içti ve sarhoş. Takemichi'nin üzerine atladı biraz önce.

(Chifuyu) - Take de mi burada?
(Draken) - Evet, tanışıyor musunuz?

Başımı onaylar anlamda salladım. Draken içeriyi gösterince birkaç adım attım ki dışarı çıkmak için çabalayan Takemichi'yle göz göze geldim.

The Owner Of My Sharp TeethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin