0.4

187 17 12
                                    

Akşama kadar boş boş uyuduktan sonra Keisuke'nin sesiyle uyandım.

İlerdeki sırada oturan Kazutora'ya bir şeyler söylüyordu.

- Kazu hadi kalk amk. Okul bitti hocalar gitti sen hâlâ uyuyon lan.
- Of Baji bi siktir git uyutmadın lan.
- Hay sikicem kalk!
- İyi kalkıyom dur.

Onlar kavga ederken ilacın etkisi geçtiği için bi tane daha ilaç aldım.

- Lan sende mi burdasın? İkiniz de uykucusunuz amk.
- Sen kendine bak bi Baji. Normalde kıçından soluyosun. Uyandırmaya kalkışsak dövmeye çalışıyosun. Bı de gelmiş bize laf ediyosun.

Kazutora'nın dediği şeyle kıkırdadım. Cidden uykudan uyandırılınca o kadar sinirli mi oluyordu acaba?

Düşüncelerimden sıyrılıp etrafa baktım. Sınıfta üçümüzden başka kimse kalmamıştı. Keisuke'nin dediği gibi hoca da, sınıftaki kişiler de gitmişti.

Yanıma gelip beni kolumdan çekiştirmeye başladı Keisuke.

- Sen de kalk lan! Yoksa burda kilitlenip kalacaksın yarına kadar.

Kalp atışlarım bana dokunmasıyla hızlanırken dediğini yapıp ayağa kalktım ve masanın üzerindeki kitaplarımı çantama tıktım.

- Yarın görüşmek üzere.

Kelimelerimi bitirmemle Kazutora'nın bana dönmesi bi oldu. Çünkü Keisuke kolumdan tutmuş bırakmıyordu.

- Nereye ya?
- Eve gideceğim.
- Motorla gezeceğiz sen de gel.
- Yok rahatsızlık vermeyeyim.
- Ya ne rahatsızlığı gel işte.

Israrları geri çeviremeyeceğim kadar tatlıydı. Bi anda ne olmuştu böyle? Sanki uzun zamandan beri arkadaş gibiydik.

- Peki geleceğim.

Anın güzelliğine kapılarak düşüncelerimde kaybolurken sessizliği bozan Kazutora'nın kendinden emin sesiydi.

- Bizim ortam ona uygun değil Baji. Ben onu eve bırakır gelirim.

Sinirden kasılırken karşılık vermeye hazırlanıyordum ki aklıma Keisuke'nin bizi arkadaş olarak bildiği geldi. Ne kadar sinirlensem de yumruklarımı sıkıp samimiyetsizce bi gülümseme yerleştirdim suratıma.

- Kazutora diyorsa vardır bi bildiği. Ben gelmeyeyim.
- Ya saçmalama gel işte, eğleniriz. Hem Kazutora ne anlar ortamdan.

Uzun ısrarlar sonrası Kazutora artık uğraşmayı bırakmıştı. Zaten kim oluyordu ki yapacağım şeylere karışıyordu? Keisuke'yi kıskanabilir, ama bana karışamaz. Zaten bundan sonra Keisuke'yi daha çok kıskanacak.

Nihayetinde üçümüz de okuldan çıkmayı başardık. Ben sabah geldiğim gibi Keisuke'nin motorundaki yerimi almaya hazırlanırken Kazutora tekrar araya girdi.

- Sabah onunkine bindin. Bu sefer benimkine gel.

Ya ne bok var da karışıyor ki? Sabah kendisi demişti Keisuke'nin motoruna bin diye. Ama şimdi neden tam tersi tepkileri veriyor? Herhalde Keisuke'yi elinden alabileceğimi farkettti. Onun için kıskançlıktan çatlıyor.

- Sen yavaş gidiyorsun. Onun için Keisuke'ninkine binmek istiyorum.
- İşte benim adamım!

Keisuke'nin zafer dolu gülümsemesiyle nefesinin kesildiğini hissederken kurduğu cümle beynimin içinde yankılanmaya başlamıştı bile. " İşte benim adamım! " dedi. Gitgide daha da yakınlaşıyoruz. Çok mutluyum.

Kazutora'nın gözlerini devirmesini izleyip Keisuke'nin arkasındaki yerimi aldım.

- Sıkı-
- Biliyorum. Sıkı tutunacağım.

The Owner Of My Sharp TeethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin