Titreyen bedenimle çalan telefonuma uzandım. Arayan Kazutora'ydı. Sabahın bu saatinde niye arıyor ki? Bi sorun mu oldu acaba?
Aklıma düşen kötü düşünceleri kenara atıp telefonu hemen açtım.
" - Kazutora? Bi sorun mu var? Gelmeli miyim? "
" - Yok telaşlanma. Herhangi bir sorun yok. Sadece iyi misin onu merak ettim. "
" - Biraz ateşim var galiba o kadar. Beni düşünmene gerek yok teşekkürler. "
" - Gelmeli miyim? İlaç getireyim mi? "
" - Baji'nin yanında dursan yeter. Halledemeyeceğim bir şey değil. "
" - Emin misin? "Niye bu kadar ısrarcıydı ki...?
" - Umm, evet? "
" - Bir şeye ihtiyacın olursa ara. "
" - Tamam, teşekkürler. "Telefonu kapatıp kenara koyduktan sonra yerimde doğruldum. Başım bi yandan ağrıdan çatlayacak duruma gelmişti.
O değil de... Kazutora benim için niye bu kadar endişelendi ki? Niye bu kadar ısrarcı? Yoksa Keisuke mi merak etti?
Ayaklarımı sürüyerek zar zor mutfağa gittim. Ağzıma kaç gündür orada durduğunu bilmediğim taş gibi olmuş kurabiyelerden ikisini atıp köşede duran bardaktaki bayatlamış suyu kafama diktim.
Bardağı tekrar doldurup çekmecedeki ağrı kesici ve ateş düşürücü haplardan birer tane aldım. İkisini de yuttuktan sonra bitkin düşmüş bedenimi tekrardan yatağıma taşıdım.
O kadar iğrenç hissediyorum ki... Midem bulanıyor, başım ağrıyor bi de bunlar yetmezmiş gibi ateşim olduğu için tir tir titriyordum.
Elime telefonumu alıp Takemichi'ye mesaj attım.
" - Bana gelebilir misin? Hastalıktan gebereceğim yoksa... "
Mesajıma cevap gelmeyince iç çekip telefonu kenara bıraktım ve gözlerimi kapattım.
Birkaç dakika sonra kapı çaldı. Ama cidden kalkıp bakacak halim yoktu.
Telefonuma tekrar arama gelince uzanıp açtım.
" - Umm, evet? "
Kim olduğuna bile bakmadan açtığım telefonun diğer ucundan Kazutora'nın sesi gelince gözlerimi aralayıp yerimde doğrulmaya çalıştım.
" - Kapındayım, evdesin değil mi? "
" - Dur açayım. "Dönen başıma inat zorla kalkıp kapıyı açtım. Ve ayaklarımın üzerinde daha fazla duramayacağımı anlayınca duvardan destek aldım.
Beni belimden kavrayan Kazutora kapıyı arkamızdan kapattı ve yürümeme yardımcı olarak beni geri yatağıma yatırdı.
- Neden geldin? Gerek olmadığını söylemiştim.
- Gerek olmamış halin buysa...Konuyu dağıtmaya çalışarak sordum.
- Baji nerede? Nasıl?
- Şuan onu düşünecek durumda mısın sence Chifuyu?Üzerimi örtüp yatağın kenarına oturdu.
- Evet çünkü benim hatamdı.
- Değildi...
- Öyleydi.
- Bilmediğin şeyler var Chifuyu! Baji sandığın kadar mükemmel biri değil!Söylediği şeyle şok olmuştum. Kazutora Keisuke'yi seviyorsa şuan niye bunları söylüyor...? Beni ondan soğutmak için...
- Beni ondan soğutmak için milyon tane şey uydurmana gerek yok Hanemiya.
Dalga geçer gibi kıkırdadı Kazutora.
- Hâlâ anlayamadın, anlayamıyorsun. Belki de hiçbir zaman anlayamacaksın...
- Neyden bahsediyorsun sen?!
- Boşver...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Owner Of My Sharp Teeth
FanfictionAltın sarısı saçlarını gördüğüm anda zümrüt yeşili gözleri bana döndü. O an imzaladım ben kendi ölüm fermanımı. Ve... Tam o an gözlerini kalbime mühürledim bi daha başkasına bakamasın diye... ! vampir, omegaverse, gay, smut, küfür, kan ve daha bir...