1.0

169 16 31
                                    

Hanemiya Kazutora'nın ağzından;

1 sene önce

Karşımda duran çocuğa baktım. Altın sarısı saçları rüzgarda bi o yana bi bu yana yatıyordu. O kadar hoş gözüküyordu ki...

Üzerindeki boğazlı kazağın içine gömülünce saçları havaya kalktı biraz. Kıkırdadım. Çok tatlı...

Zümrüt yeşili gözleri benimkilerle buluşunca gülümsemeyi bıraktım. Anlamamalı...

Nefretle baktı bana bi süre. Baksın. Zaten öyle istiyordum. Çünkü anlamaması gerek.

Yanımdaki Baji'ye daha da sokuldum benden daha fazla nefret etmesi için.

Pembe dudaklarını araladı. Sonra kendi kendine bir şeyler mırıldanıp diğer tarafa döndü.

O kadar güzel görünüyordu ki... Bakmaya bile kıyamayacağım kadar güzel....

6 Ay Önce

Kollarımın arasındaki bedene baktım. Bi de yanımda yatan cansız bedene...

Sinir krizi geçirmiştim.

Sevdiğim çocuğu bi vampirin saldırısına uğrarken görmek beni delirtmişti.

Sarı saçları artık kırmızıydı, kana bulanmıştı. Dokunmaya kıyamayacağım dudakları gitgide morarıyordu. Beyaz teni daha da solgunlaşmış, boğazındaki ısırık izlerinin çevresi siyaha boyanmıştı.

- Ölme, lütfen...

Dişlerimi boğazına geçirdim. Ve birkaç saniye sonra geri çekildim. Kendimi tutmam lazımdı. Çok zordu ama yapmalıydım.

- Lanet olsun! LANET OLSUN! DÖNÜŞ ARTIK!

Parmaklarımı boğazından boşalan simsiyah kana götürdüm.

O kadar kan kaybetmişti ki... Şuan yaşaması mucizeydi aslında.

Normalde mucizelere falan inanmam. Ama o an yalvardım Tanrı'ya.

" Tanrım! Lütfen... Onu bana ver. Lütfen bi mucize olsun. Hatta bana verme. Sadece uyansın yeter. Lütfen... Yalvarırım... "

Gözlerimden bi damla yaş süzüldü ve tam boğazına düştü.

Dudaklarımı boğazına bastırdım nabzını hissetmek istercesine.

Atmıyor?! Nasıl...

Gözlerimden artık tahmin edemeyeceğim kadar yaş boşalırken tekrar tekrar kontrol ettim nabzını. Atmıyor!

Vazgeçmeyeceğim. Vazgeçemem!

Orada ne kadar aynı şekilde durdum bilmiyorum. Belki 3, belki de 4 saat...

En sonunda pes ettim.

- Özür dilerim Chifuyu... Seni koruyamadım.

Dudaklarına bi öpücük kondurdum. Morarmış dudaklarına...

Sonra bi mucize oldu. Evet... İnanmadığım mucizelerden.

Titremeye başladı. Sonra boğazından kanlar fışkırdı. Kesinlikle acıyor... Uzun bir süre sonra titremeleri azalıp kesildi.

Öptüğüm dudakları pembeleşti ilk. Sonra gecenin karanlığında kusursuz vücudundaki ısırık izleri parladı. Ve etrafındaki siyahlık, yerini teninin beyaz rengine bıraktı.

Mutluluktan deliler gibi ağlarken sarıldım bedenine.

Boynunda sadece sonsuza kadar geçmeyecek ısırık izleri kaldı en sonunda. Sonra bedeni parladı ve eski rengini geri aldı.

The Owner Of My Sharp TeethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin