Sabah uyandığımda tamamen iyiydim. Hiçbir şeyim kalmamıştı.
Kazutora yoktu. Lavaboya falan gitmiştir diye düşündüm ama uzun zaman ortalıkla görünmeyince evi kontrol ettim.
Mutfaktaki tezgahın üzerinde kendisinin hazırladığı belli olan bi sandviç ve yanında da minik yeşil bi kağıda yazılmış not vardı.
" Öncelikle günaydın. Bugün okula gelmeyip dinlen diye seni uyandırmadan gittim. Sandviçi yiyip her ihtimale karşı ilacını iç. Bir şey olursa beni ara. "
Notun sonunda minik bi gülücük vardı ve ben de gülümsememe engel olamadım.
Ben düşmanımla ne zamandan beri arkadaşım?
Sandviçi elime aldım ve oturma odasına koltuğa çöktüm. Kumandayı uzun çabalardan sonra alıp herhangi bi kanalı açtım.
Sandviçi ısırdığımda gülmeye başladım. Çünkü bu manyak çocuk sandviçin içine çiğ patates rendelemiş. Kıkırdaya kıkırdaya çok da kötü olmayan sandviçi bitirdikten sonra ayaklarımı sürüye sürüye mutfağa ilacımı almaya gittim. İlacı içtikten sonra sabaha kadar ateşim yüzünden terlediğim için duşa girdim.
Sıcacık su mükemmel bi zevk sunuyordu bana.
Diğer günlere nazaran daha iyi ve enerjik olduğum için duştan çıktıktan sonra evi de toparladım. Hatta toz bile aldım.
En sonunda kendime kahve yapıp tekrar oturma odasındaki koltukta yerimi aldım.
Telefonu elime alıp gelen milyon tane bildirime baktım.
Çoğu reklamdı, bazıları ise gelen istekler falan filan... Sınıf grubundaki mesajları es geçerek kalanlara baktım.
Keisuke, Takemichi ve Kazutora...
Keisuke'nin adını görmemle hızlanan kalbim parmaklarımı kontrol edip açtı mesaj kutusunu.
" - Nasıl oldun? Kazutora hasta olduğunu söyledi. Gelmeme gerek var mı? "
" - Chifuyu? Endişelenmeye başlıyorum. Benim için kendini suçlayıp üzülmene gerek yok. En azından hastayken bunu düşünme. "
" - Okul çıkışı yanına geleceğim müsaitsen? "
Mesajları okuduktan sonra beni düşündü diye biraz delirdim ve cevap verdim.
" - Şuan iyiyim. Teşekkür ederim düşündüğün için... Ve müsaitim. Gelebilirsin. "
Keisuke'yle olan konuşmayı kapatıp Takemichi'ye tıkladım.
İyi olup olmadığım ve ona kızıp kızmadığım hakkında sorular soruyordu. Hepsini onun içinin rahat edeceği şekilde cevaplayıp son olarak da Kazutora ile olan mesajlara bastım.
" - Sabah habersiz gittiğim için üzgünüm. Ama yazdığım nottaki gibi seni uyandırmak istemedim. Dinlen istedim. "
" - Buraya tekrardan niye yazdığımı sorarsan görmezsin diye yazdığımı belirtmek isterim. Kendine dikkat et. "
Telefonu kapatıp koltuğa bıraktım ve elimde gitgide soğuyan kahvemi bi dikişte bitirdim.
Akşama kadar boş boş şeylerle uğraşıp biraz gelen mesajlara cevap verdim. Sonra erkenden uyudum.
Bu arada Keisuke gelemeyeceğini haber verip gelmedi. İşlerinin olduğunu söyledi; ben de sorun olmadığını, yarın sabah okula beraber gidebileceğimizi söyledim.
Sabah uyanıp hızlıca hazırladım ve iki sandviç yapıp evden çıktım.
Keisuke'nin kapısını tıklatıp beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Owner Of My Sharp Teeth
FanfictionAltın sarısı saçlarını gördüğüm anda zümrüt yeşili gözleri bana döndü. O an imzaladım ben kendi ölüm fermanımı. Ve... Tam o an gözlerini kalbime mühürledim bi daha başkasına bakamasın diye... ! vampir, omegaverse, gay, smut, küfür, kan ve daha bir...