Dionysos ile olan konuşmamdan baya zaman geçmişti bu süreç içerisinde aklımı başıma toplamam gerektiğini anladım ve ardından da evimde misafir olan melezleri ziyaret etmiştim. Hepsinin durumu iyiydi. Bana her seferinde ne kadar minettar olduklarını söyleyip duruyorlardı.
Melezlerin yanından ayrıldığım zaman bu geceyi eğitim yapmak için kullanıcaktım. Eskiden bir suikastçıyken geceleri rahatça uykusuz hareket etmek için kendimi eğitir ve daha çevik olmak için çalışırdım. Orman bunun için güzel bir yerdi. Bu gece biraz yorulacağım gibi hissediyorum.
Ormanda çalışırken daha rahat hareket etmek için tamamen siyah kumaştan yapılmış kıyafetimi giyindim ve eğer kasabadan birini görürsem diyede ne olur ne olmaz yüzüme bezden bir maske geçirdim hava tamamen kararıncada kendi kafamda canlandırdığım ağaç dallarını engel gibi düşündüm ve hiç birinr zarar vermeden bir ağaçtan diğerine sıçrayarak hareket etmeye başladım.
Hızlıca tüm ağaçların üstünden ya sadece sıçrayarak ya da taklalar atarak geçiyordum. Bunu neredeyse bir, bir buçuk saattir yapıyordum ve şimdiden üstüme bir yorgunluk çökmüştü. Yavaştan uykumun geldiğini hissediyordum. Biraz dinlenmek için rastgele bir ağacın dalında oturmaya başladım ve soluklandım.
"Elly, kasabadan ne kadar uzaktayız?"
Elly -"Yaklaşık 1,5 kilometre."
Anladığımı belli eden mırıltılar çıkardım ve üstüne oturduğum ağaç dalının gövdesine yaslandım ve gözlerimi dinlendirmek için göz kapaklarımı yavaşça kapadım. Ormanda sadece bir kaç kuş sesi vardı ve gece olduğu içinde serindi kendimi çok rahat hissettim takii bir takım konuşma sesleri duyana kadar...
??? - Şef, ne taraftan gitmeliyiz?
??? - Onlarla yolumuz ayrılalı neredeyse üç hafta oluyor.
??? - Kardeşimde onlarla beraber.
??? - Umarım iyilerdir.
??? - Sakin olun. Hepsi güçlü melezler, iyi olucaklardır ve kasabaya çok yaklaştık.
Melezlermi?! Tanrım, bunlar başıma bilerekmi geliyor yoksa sadece bir tesadüfmü? Sanırım ben yanlışlıkla melezlerin diğer kısmını bulmuştum. Onlar belli ki beni daha fark etmemişlerdi bu yüzden birazdaha dinlemeye karar verdim. Oturduğum yerden kalkıp çömelir bir şekil aldım ve aşağıda biz insanların giydiğinden ya daha açık ya da daha şık kıyafetler giyen melezlere baktım. Hepsi benim şu anda evimde olan melezlerden daha büyüklerdi ve sonrada şef dedikleri adama baktım. Adamın yaşlı olduğu belliydi ama baktığında uzun,düz, beyaz saçları ve uzun bir boyu vardı ayrıca adam yaşlı olmasına ramen sert ve bir okadarda yumuşak birine benziyordu birde benden daha dinç olduğu uzaktan bakılınca her şekilde anlaşılıyordu.
Şef - Şu yoldan ilerlersek kasabaya varabiliriz ama öncelikle şu ağaçta duran kuşun icabına bakalım.
Benden bahsettiğini anladım ve şaşkınlığımı saklayamadım. Daha şaşkınlığımı gideremezken yaşlı adam bana birden üç tane ard arda uzun sivri iğneler attı. Hızla o daldan yukarıya doğru sıçradım ve üst taraftaki kalın dalı iki elimle tutup yukarıya doğru sallanıp dalın üstüne çıkmıştım. Aşağıda kalan iğnelere baktım ve içinden koyu renk bir sıvının yavaşça ağaç kavuğundan süzüldüğünü gördüm. Beni zehirlemeye çalışmıştı. Maskemi çıkardım ve aşağıdakilere seslendim.
"Çok kabasın! Sadece dinleniyordum."
Şef - Hıh, genelde hedefi kaçırmam ama ikinci defa olmayacak.
"Dur, dur, dur! Bekle sizinle ilgili bir sorunum yok. Sadece sizinle konuşmak istiyorum."
Eğer savaşırsam hayatta kalabileceğimi sanmıyorum. O adam fazla güçlü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya'nın En İyi Suikastçısı, Aristokrat Olarak Reenkarne Oluyor
Random35 yaşında bir suikastçıydım ama bana karşı yapılan bir suikast sonucu öldüm. Tanrılarla bir anlaşma yapıp başka bir Dünya'ya reenkarne olup o Dünya'yı kahraman dedikleri kişiden kurtarmam gerek. Bu hikaye dünyanın en iyi suikastçısını başka bir Dün...