Dün yüzünden hala biraz gergindim ama şu anda daha iyi hissediyorum çünkü akademide bugünkü son dersimiz ve zilin çalmasına bir kaç dakika kalmıştı ve dersi bitirdiğimiz içinde şu an herkes toplanıyordu.Herkes tam toplanmayı bitirdiğinde zilde çalmıştı ve Jack ile beraber aşağı doğru iniyorduk.
Aşağada ikizleri gördüm ve onların yanına gittim. Dün Alfred'e ikizleri alınması gerektiğini söylemeyi unutmuştuk bu yüzden son kez ikizleri eve ben bırakıcaktım.
Eddy - Blyck, zahmet olucak ama...
"Tamam, sizi bırakalım."
Eddy muhtemelen yürümekten kurtulduğu için çok mutlu olmuştu ki mutlu bir şekilde nefes verdi.
Kapı büyüsünü yapıp ikizleri yolcu etmeye başladım. Eddy bana veda edip kapıdan geçti sonrada Roul yanıma geldi ve yanağımdan öpüp oda bana veda etti.
Arkalarından kapıyı kapatıp hemen arkamda duran Jack'e döndüm.
Jack - Gel, araba şu tarafta.
Jack önümde yürümeye başladı. Akademinin kocaman olan bahçesinde faytonlar sırayla gelip çocukları alıyorlardı. Sonunda kıraliyet faytonu dedikleri araba geldi. Bu arabanın tek farkı diğerlerinden biraz daha büyük ve süslü olmasıydı.
Arabanın içinden yirmili yaşların sonunda olan koyu lacivert saçlı gözlüklü bir adam indi ve Jack'e hitaben konuşmaya başladı
? - Merhaba prensim, gününüz nasıl geçti?
Jack - Güzeldi Sebastian. Bu arada sizi tanıştırıyım bu sınıf arkadaşım Blyck, Mey-san'dan eğitim alıcak kişi.
Sebastian elimi tutup havaya nazikçe kaldırıp boyum ona göre kısa olduğu içinde öne eğilmişti
Sebastian - Memnun oldum Leydi Blyck, ben Sebastian, şatonun uşağıyım.
Birinin ilk defa bana bukadar fazla kibar davrandığını görünce ister istemez hem hoşuma gitmişti hemde ufaktan kızarıyordum.
"Bende memnun oldum Sebastian."
Jack - Hadi ozaman gidelim.
Jack'e katıldığımı belli eden mırıltılar çıkardım. Sebastian bizi sırayla arabaya binmemize yardım ettikten sonra oda içeri girip kapıyı kapattı ve atlar hareket etmeye başladı.
Yaklaşık 10-15 dakika sonra şatoya ulaşmıştık. Şatonun bahçesine baktığımda akademiden bile daha büyük olduğunu fark ettim. Bahçe bu kadar büyükse içerisi nasıldır acaba?
Şato giriş kapısını önüne geldiğimizde Sebastian önce Jack'in inmesine yardım etti. Sebastian tam banada inmem için elini uzatıcaktıki Jack ondan önce davranıp bana elini uzattı.
Sebastian ilk şaşırdığını belli eden bir yüz yaptı ama hemen o yüz sildi ve yerine sırıtan bir yüz gelmişti.
Bununla birlikte Sebastian bir adım geriledi ve Jack ile beni bekledi. Daha fazla bekletmemek amacıyla Jack'in elini tuttum ve aşağı indim. İndiğim halde Jack elimi bırakmamış ve kapıya doğru yürümeye başlamıştı. Bu yüzden bende zorunlu olarak Jack'i takip ettim Sebastian'da arkamızdan geliyordu.
Kapı açıldı ve aynı malikanedeki gibi birsürü hizmetçi prensi karşılamak amacı ile sıraya dizilmişlerdi
Hizmetçiler - Hoş geldiniz prensim!
Jack herkese güler yüz gösterdi ve yavaşça içeri girdi. Hizmetçileri arkada bırakıp yavaş adımlarla bir koridora girdi. Merakla ona soru sormaya başladım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya'nın En İyi Suikastçısı, Aristokrat Olarak Reenkarne Oluyor
Rastgele35 yaşında bir suikastçıydım ama bana karşı yapılan bir suikast sonucu öldüm. Tanrılarla bir anlaşma yapıp başka bir Dünya'ya reenkarne olup o Dünya'yı kahraman dedikleri kişiden kurtarmam gerek. Bu hikaye dünyanın en iyi suikastçısını başka bir Dün...