Blyck, sarayda kraliyet ailesi ile beraber yemek yediği sırada birden kolyenin içinde olan şeytana bir melek aracılığıyla Tanrılardan bir çağrı gelir. Kolyenin içinde ki şeytan ve melek aniden yanlarında beliren meleğe şaşkınlıkla bakarlar.
X - Büyük Şeytan Nova, Tanrılar tarafından huzurlarına çağrılıyorsunuz.
Nova çağrıyı duyduğunda tüm vüculdu gerilmiş ve aklında sorular oluşmaya başlamıştı.
"Acaba yanlış bir şey mi yaptım?" Bu soru aklında yankılanıyordu. Hiç bir şey yapmadığına emindi zaten istesede yapamazdı çünkü ona verilen bu görev ona hem cenneti geri verecekti hemde özgürlüğünü.Nova, karşısında onu bekleyen meleği daha fazla bekletmedi ve o melekle beraber doğruca Tanrıların bulunduğu mekana gittiler.
Bulundukları mekan Olimpos'un güzel manzarasının olduğu bir köşeydi. Mas mavi bir nehirin ve her türden çiçeğin olduğu özenle bakılmış bir bahçeydi burası.
X - Beni takip edin.
Melek önde yürüyerek Nova'ya nereye gidiceklerini göstermeye başladı. Her adımda Nova daha fazla gerilirken içinde ki kurtta onu yiyip bitiriyordu.
Bir süre yürüdükten sonra güzel bahçenin sonuna gelmişlerdi. En uç kısımda bir masanın etrafında üç Tanrı oturuyordu. Nova ile yanında ki melek yavaşça onların yanlarına gidip önlerinde durdular. Melek hızlıca eğilerek Tanrıları selamladı ama Nova tüm Tanrılara sinirli olduğu için bu görev bitip ona özgürlüğü ve ait olduğu cennet verilene kadar onların önünde eğilmeyi ve secde etmeyi kesinlikle reddediyordu. Karşısında duran üç Tanrıda keskin bakışlarıyla Nova'yı süzdüler ama eğilmeyeceğini anlayınca direk konuya geçmeye karar verdiler.
Nuwa -"Seni buraya neden çağırdığımızı merak ediyorsundur."
Nova -"Evet, birden bire neden çağırıldım? Yanlış bir şey yapmadım."
Dionysos -"Aslında çok yanlış bir şey yaptın."
Nova'nın o anda kalbi gerginlikten çok hızlı atmaya başladı. Yanlış bir şey yapmadığına çok emindi. Yaptığı tek şey Blyck'in yanında durup ona bilmesi gereken şeyleri öğretmekti. Yanından en fazla bu zamana kadar saysan on kez falan izin almadan ayrılmıştı.
Nova -"Bana neyi yanlış yaptığımı söyleyin. Tek yaptığım emirlerinize uyup o kadının yanında olarak gerekenleri öğretmekti."
Nuwa -"Ayriyetten o kadına aşıkta oldun."
Nova bu cümleyi duyar duymaz kas katı kesilmişti. Tanrıların fark etmeyeceğini düşünmedi ama bu neden onlar için bir sorun olsun ki?
Nova -"Ne demek istiyorsunuz?"
Zeus -"Unutma ki sen hala özgür değilsin."
Nuwa -"Ayrıca o kadına aşkını itiraf edersen ne olacak? Kafasına bunu çok takıcak ve eğitimine konsantre olamayacak. Zaten hareketlerinde gariplik olduğunu fark etmeye başladı.
Dionysos -"Zaten ne düşünüyordun ki? Bir insanın, yıllarca milyarlar kadar insana cehennemde işkence eden birini seviceğini falan mı düşündün? Hayatımda hiç bu kadar saçma bir şey duymamıştım. Kim senin gibi birine aşık olur ki?"
Dionysos karşısındaki şeytanla alayla dalga geçerken kahkaha attı.
Dionysos -"Ahh~ çok ironik değil mi? İnsanlara itaat etmeyi reddeden ve onları cennetten def etmeyi başaran biri bir insana aşık oluyor."
Bir kez daha alayla güldü. Karşısında duran şeytana acıyarak baktı ve kahkahasını durduramadı.
Nova hayatında ikince kez bu kadar aşağılanmış hissetti. İlki kendinden daha güçsüz olan ilk insana itaat etmesi istendiğinde, ikincisi de bir insana aşık olduğu zaman. Tanrılardan nefret etmesinin de en büyük nedeni buydu Nova'nın. İlk başlarda her şeyin ne kadar güzel olduğunu hatırladı o an. Tanrıları en çok seven onlara en çok ibadet eden melekti o. Her bir Tanrıya her zaman ibadette bulunurdu. Bir çok Tanrının gözdesiydi ama ilk insana secde etmesi söylendiğinde egosunun ve gururunun onu sonsuz bir ölüm çukuruna atıcağını nereden bilebilirdi? Ne kadar bu bataklıkta boğulsada yaptıklarından asla pişman değildi. Bu ikinci şansı sadece daha fazla bu hisle boğulmamak için kabul etmişti ama şuan aşık olması bile yasaktı. Sevdiği kadın belkide kahramanla olan savaşına kadar biriyle tanışıcak ve ona aşık olucaktı ama o izlemek dışında hiç bir şey yapamayacaktı çünkü onun görevi bitene kadar aşık olması yasaktı.
Şeytan bu aşağılanma ile orada daha fazla durmak istemiyordu. Gidip sadece yanlız kalmak ve kafasını toparlamak istiyordu.
Nova -"İzninizle ben artık gidiyorum."
Zeus -"Çekilebilirsin."
Nova bu sözü duyduğu an direk evine gitmişti. Odasının ortasında beliren Nova endişe içinde bir otarafa bir bu tarafa yürüyen sarışın kızı görür görmez iyice düşüncelerine dalıp gitti. Sarışın kız odanın ortasında beliren şeytanını görünce hemen onun yanına gitti ve sorular sormaya başladı.
"Nova?"
Cevap vermedi.
"Tanrılar seni neden çağırdı? Bir şey yapmadın değil mi?"
Gene cevap vermedi.
Bu sefer karşısındaki kız elini şeytanın koluna koydu ve dürtmeye başladı.
"Nova, bize söylemen yasak mı? "
Hayır anlamında kafasını iki yana salladı.
"O zaman konuşsana."
Nova -"Uykum var velet."
Şeytan aşık olduğu kadına biraz daha bakmak istiyordu ama artık istesede ona aşkını belli edemeyecekti.
Ağır adımlarla yatağına ilerledi ve kendini yatağın üstüne bıraktı. Sevdiği kadın onun yatağına çıkarken kalbi küt küt atıyordu. Yüzündeki hafif kızarıklık belli olmasın diye hızlıca büyüsü ile ışığı kapattı. O sırada odada bulunan melek ofise gitmek için odadan çıktı.
"Neden konuşmuyorsun?"
Nova -"Yorgunum."
Blyck biraz durduktan sonra kafasını şeytanın sırtına yasladı ve ellerinide onun üzerine koyarak yatmaya başladı. Şeytanın kalbi çok hızlı atmaya başladı. Onunla böyle yakın temasa girmeyi çok seviyordu.
"Yarın konuşucak mısın?"
Gene cevap yok.
Nova bir kez daha cevap vermediğinde kız artık soru sormayı bırakmış ve şeytanın üstünde yatmaya devam etmişti. Şeytan o sırada Tanrıların dediği şeyleri hatırladı. Artık kendine hakim olucak ve sevdiği kadına eskisi gibi davranmaya devam edicekti. Hislerini hiç bir şekilde belli etmemeye çalışıcaktı ve birazda kızı fiziksel olarak kendinden uzaklaştırıcaktı çünkü biliyordu eğer böyle temas etmeye devam ederse hiç bir zaman bu yasaklanan hissi unutamayacaktı.
Şeytan sanki rahatsız olmuş gibi yattı yerde kıpırdandı ve yavaşça yattı yerden oturur pozisyona geçti. Üstünde yatan kadın mecburen kalkmak zorunda kaldı ve karşısında ki adama anlamaz gözlerle bakmaya başladı. Şeytanın kalbi bu şirin bakışlarla biraz daha hızlandı ama karşısındaki kadına bunu belli edemezdi.
"Noldu?"
Nova -"Git yatağında yat."
"Tam uyumak üzereydim neden gidiyorum?"
Nova -"Sorgulama. Git."
Kadının kırıldığı bakışlarından belliydi. Her ne kadar bu görüntü şeytanı sinirlendirip üzsede başka çaresi yoktu.
Artık onunla aralarına mesafe koyması gerekiyordu.
Kadın yavaşça yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledi ve çıkmadan önce şeytana döndü.
"İyi geceler."
Şeytanın cevabını beklemeden dışarıya çıkıp ardından kapıyı yavaşça kapatmıştı.
Odada tek kalan şeytan neden Tanrıların ona böyle davrandığını bir türlü anlamıyordu. Konu sadece göreve odaklanma olamazdı çünkü Nova olmasa bile o kızın etrafında sürekli birileri olacaktı ve illa dünyaevi işlerle uğraşması gerekecekti. Buna rağmen Tanrılar görevleri bitene kadar Nova'nın aşık olmasını yasaklamıştı. Mutlu olması yasaktı
İşte bu yüzden Nova'nın Tanrılara olan nefreti asla bitmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya'nın En İyi Suikastçısı, Aristokrat Olarak Reenkarne Oluyor
Random35 yaşında bir suikastçıydım ama bana karşı yapılan bir suikast sonucu öldüm. Tanrılarla bir anlaşma yapıp başka bir Dünya'ya reenkarne olup o Dünya'yı kahraman dedikleri kişiden kurtarmam gerek. Bu hikaye dünyanın en iyi suikastçısını başka bir Dün...