2|Siyah Gözler

126 12 1
                                    


Gözlerim kendiliğinden açıldığında beyaz tavanım karşılamıştı yeni uyanmış halimi. Vücudum uyanmam gerektiğini haber veriyordu. Üzerimden yorganımı atıp ayaklarımı yatağımdan sarkıttım. Bu gün önemliydi ve benim hemen hazırlanmam gerekiyordu. Kalkıp camları açtım. Rüzgarın tenime çarpmasına izin verdim. Rüzgar benim için bir şikayet değildi aksine bana iyi geliyordu. Yanımda olduğunu hissettiren bir kişiydi sanki. Bu kişiye gülümsedim ve içeriye gittim. Dolabımı açtığımda çok bir şey düşünmeden iki parça aldım. Beyaz üzerinde desenler olan gömlek tarzı bir üst ve siyah uzun bir pantolon almıştım. Resmi gözüküyordum.

Jennienin kombini*Çantalarıma bakarken telefonum çalmaya başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jennienin kombini*
Çantalarıma bakarken telefonum çalmaya başladı. Kim olduğuna bakmak için eğildiğimde Bayan Hwasa yazısı ile somurtmuştum. Kontrolcü manyak. Telefonu açıp onun sesini dinlemek zorunda kaldım.

H: Jennie? Umarım uyanmışsındır. Zira Wife şirketinin önünde seni götürecek asistan beklemeye başladı.
J: Merak etmeyin Bayan Hwasa. Az sonra çıkıyordum.
H: acele et.
Suratıma kapattıktan sonra telefonu kulağımdan çekip göz hizama getirdim. Görüşürüz deseydi de olurdu açıkçası. Tanrım Bayan Hwasadan görgü kuralımı bekliyordum? Aptallaşma Jennie. Siyah bir kol çantası alıp çıktım.
...
Porsche'den indikten sonra kısa bir yol yürümem gerekmişti. Wife şirketinin önüne gelmiştim. Minhoyu dönen kapının yanında görünce oraya doğru yürümeye başladım. Heyecanlıydım ama kendime güvenli bir şekilde durmam gerekiyordu. Minhoya kibarca selam verdikten sonra beni şirkete soktu ve birlikte üst kata çıkmaya başladık. Beni burada bir çalışan gibi göstermemi sağlayan bayan Hwasa'ydı. Nasıl başarmıştı bilmiyorum ama bir şekilde Kim Jisoonun odasına yakın bir odam bile vardı. Odanın olduğu kata gelince Minhoyu takip etmeye başladım. Karşımıza kim Jisoonun odasının kapısı çıkınca geriledim. 2 kapı daha aştık ve benim odama geldik. Minhoya teşekkür etmek için bedenimi ona çevirdim. "Teşekkür ederim Minho. Görüşürüz." Kapımın kulpunu indirdim ve tertemiz odama girdim. Oda çok güzel kokuyordu ve çok güzel gözüküyordu. Grinin tonları kullanılmıştı. Camlara doğru ilerledim. Manzarası cidden çok güzeldi. Gözüme çarpan yüksek binaları izlerken havanın dehşet dolu olduğuyla karşılaştım.
Beni bırak kasvetli gök yüzü. Lütfen.
Derin bir nefes verdim.
Çantamı yerine yerleştirip siyah koltuğuma oturdum. Yeop şirketinde ne yapıyorsam, Wife şirketindede aynı işi yapacaktım. Bilgisayarı açar açmaz Wife şirketinin maden frimalarına baktım. Eksik mücevherleri bir dosyaya kaydedecek, onları Kim Jisoo'ya gösterecektim. Aslında asistanım olacaktı ama benim Kim Jisoo'yu görmek için yapacağım işleri o yapacaktı bu yüzden Bayan Hwasa müsade etmedi. Eksikleri yazdıktan kaydettikten sonra sandalyemi geriye ittirerek masamla birleşik olan çekmecemi kendime çektim ve ihtiyacım olan dosyayı aldım. Kapımın tıklatılmasıyla gerildim. Kimdi?
"Girebilirsiniz"
İçeriye kısa saçlı alımlı bir kadın girdi.
"Merhaba bayan Kim. Wife şirketine hoşgeldiniz. Ben tzuyu"
Gülümsedim.
"Hoşbuldum tzuyu, teşekkür ederim"
Sonraki söylediği cümle damarlarımdan çekilmeme neden oldu.
"Bayan Kim Jisoo odasında sizleri bekliyor. Sizi çağırmamı rica etti"
Kim Jisoo beni odasında bekliyor? Neden? Jennie kendine gel. Sen bu kadınla yüz yüze gelebilmek için buradasın. Tzuyu çıkarken aval aval arkasından baktım. Ellerimi masaya koyarak masadan destek aldım ve kalktım. Saçlarımı ensemden çekerek sağ omzuma bıraktım. Cidden gerilmiştim. Ellerimi pantolonuma sürerek rahatlamaya çalıştım. Kapıya doğru adımladım ve Jisoonun odasına doğru yürümeye başladım. Kısa koridoru aştım. Kapının önüne geldiğimde büyük harflerle CEO KİM yazısına baktım. Kapıyı tıklatmam gerekiyordu değil mi? Of Jennie her şeyi berbat edeceksin.
Aynı küçüklüğündeki gibi
Kafamdaki düşünceleri atmam gerekiyordu. Yazının altına yumruğumu 3 kere vurdum. Sesini beklemeden içeri girdim. Karşılaştığım ilk şey Kim Jisoonun
Kömür
Gözleriydi.
Ekranda göründüğü kadar güzeldi. Yutsanız sizin her hücrenizi öldürecek bir zehir gibiydi. Simsiyah saçları özenle yapılmış gibi duruyordu. Yüzünü bana çevirdi.
Mesafeli bakışları altında gerilmiştim. Siyah gözlerini yüzümde gezdirdi. Kavisli dudaklarını araladı ve konuştu. "Siz Jennie Kim'siniz. Şirketimize yeni birinin geldiğini duyunca çağırmak istemiştim. Hoş geldiniz"
"Şirketinize gelen her yeni elemanı çağırır mısınız?"
Ne demiştim ben?Neden bu kadar boş bir cümle kurmuştum. Kim Jisooyu incelerken dalgınlığımdan saçma sapan bir şey demiştim. Tabiki görmek isteyecekti.
"Evet çağırırım. Bir sorun mu var?" Tereddütle sorduğunda bende gözlerine baktım.
"Hayır yok. Üzgünüm bir an boşluğuma denk geldi. Hoş buldum."
Gözleri büyümüştü. Yaptığım şeyden utanmıyordum sonuçta yanlışlıkla olmuştu. Kim Jisoo'ya iletişim bilgilerimi verip artık geride bir işlem bırakmamıştım. Odama geri dönüp işlerime bakacaktım.

Jennie yakında Jisoo'ya karşı bu kadar resmî olmayacak 🤭

hopeless case/JensooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin