pt 9

127 12 54
                                    

selamlarr oy vermeyi ve bol bol bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen, keyifli okumalar dilerim 🤍

genç kadını beklerken ikisi için hazırlamış olduğu sütlü kahveleri koydu sehpaya. eline aldığı şiir kitabını da cam bölmenin üzerine bıraktı yavaşça. yanağına gitti elleri adamın yeniden. aybike'nin öpücüğünün olduğu yeri sevdi başparmağıyla. derin bir nefes vermişti ama nefes verme sebebini kendisi de bilmiyordu. merdivenlerden gelen seslerle aybike'nin gelişine kendini hazırlarken nefesini tuttu.

biliyordu zaten inci güzelinin onun kadar bembeyaz bir elbisenin içinde kuğu gibi süzüleceğini. aybike de elbisesinden çok memnun görünüyordu. devamlı açıktaki bacaklarını kapatma amaçlı elbisesini çekiştirmek, rahatsız hissetmek zorunda kalmıyordu. ayrıca bu elbise hayatında gördüğü en güzel elbise olabilirdi.

"berk! nasıl olmuşum? ben çok çok beğendim. sence nasıl durmuş?"

"çok güzel olmuşsun güzelim benim. çok yakışmış." gözlerinin içinin parladığına çok nadir şahit olduğu ela gözlerin parıldaması çok özeldi onun için. iki elini de elleriyle kavramıştı şimdi kadın.

"çok teşekkür ederim. her şey için. bunların hiçbirini hak etmesem de sen... fazla mükemmel bir erkeksin benim için."

"o nasıl laf güzelim? her şeyin en güzelini sen hak ediyorsun? ha eğer burada birinin hak etmediği şeyleri konuşuyorsak benim seni ne derece hak ettiğim tartışılır mesela."

güldüğünde gözüken gamzelerine gitti adamın bakışları. zarar vermekten korkuyordu ama bir yerlerden başlamalıydı. yaklaşıp kadının gamzesinden zarifçe öptüğünde geri çekildi. bu birkaç saniyede nefesini tutmuş kadın şaşırarak bakıyordu ona. memnundu ama halinden, mutluydu berk'in öpücüğünden. berk ise rahatsız olup olmadığına dair bir şeyler arıyordu ela gözlerde. kadın güldüğünde de güldü sessizce bir şey demeden. sessiz bakışları çok şey anlatıyordu zaten.

genç kadın, berk'in elini sanki bıraksa kaybolacak gibi daha sıkı tutarken de oturdu yavaşça koltuğa. kızıl da yanına yerleşirken kahvelerini yudumladılar, gözlerini ayırmadan.

"berk?"

"söyle güzelim."

"uzun zamandır ben buraya geliyorum, birbirimizi tanıyoruz da ama-"

"aybike eğer parayı istemediğinse yine konu bu konuyu konuşmuştuk. zamanını satın aldığımı söylemiştim sana."

"hayır, bu değil."

ilgiyle kaşlarını çatıp tüm dikkatini kadına verdiğinde elindeki kupayı da masaya bıraktı.

"sen, mükemmel birisin. bunda bir sorun yok zaten. sen benim işimi biliyorsun, maalesef. ama ben senin mesleğini bilmiyorum. yanlış anlama beni, sadece merak."

bir süre kadının gözlerine bakıp gülümsemişti sadece. aybike ondan bir cevap beklediği için bir şey demezken de ayaklanmıştı. "bekle bir dakika."

sağ bacağını solun üstüne atarak parmaklarıyla oynamaya başlayan kadın, merdivenleri tırmanan adamı izledi. her zaman düşünecekti bunu ama berk özkaya, aşık olunacak tek erkekti. aşkı hak eden, sevilmeye değen tek kişiydi. aybike ise ona aşık olmaktan korkuyordu, hatta olmuş bile olabilirdi. hayatındaki bütün erkeklerin ona bakışı, davranışı belliydi. kafasındaki erkek düşüncesi oldukça olumsuzdu ama berk bambaşkaydı. ona aşık olmuş olmaktan korkuyordu çünkü berk eğer onunla olursa onun hayatını da kendi hayatına yaptığı gibi çukura sürüklemekten korkuyordu.

kızıl adam kısa bir sürenin ardından merdivenlerden inip geldiğinde gülümsedi ona. uzattığı kitaba uzandığında da ela bakışlarını kıstı.

ay tenli kadın | ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin