23. Bölüm

7.6K 485 108
                                    

Kucağında oturduğum adamın omzuna başımı gömdüm.

Fırat, bacaklarının üzerinde oturmamdan hiçbir rahatsızlık duymazken, elindeki dolma kalemle önünde duran dosyaya bir şeyler çiziyordu.

" Bitmedi mi? " diye sordum, artık benimle ilgilensin istiyordum.

" Az kaldı bebeğim. " diye yanıtladı.

Bir şey demedim. Kollarımı beline biraz daha sarıp ona sıkıca sarıldım. Kokusunu içime çekerken, Fırat huylanarak kendini çekmişti.

Umursamadan biraz daha dibine girip dudaklarımı boynuna sürterek öptüm. Kucağında yan oturmaktan vazgeçip yerimde kıpırdandım.

Fırat ne yapacağıma bakarken kasıklarının üzerine oturduğumda gözleri açıldı. Bir eli belime giderken, sıktı.

" Uslu dur Rüzgâr. " diye uyarıp yeniden dosyaya döndüğünde, göz devirdim. Acaba etkilenmemiş miydi?

Normalde bana karşı koyamıyordu. Herhalde etkili olamamıştım.

Fırat'ın yandan sert görünen çehresine bakıp kalçamı biraz havaya kaldırarak aniden üzerine oturduğumda, irkilerek elindeki kalemi düşürmüştü.

Ben onun bu haline gülerken, kıstığı gözlerini bana çevirip yüzüme baktı. Tek kaşını kaldırarak beni kendine çektiğinde, kollarımı boynuna doladım.

" Bebeğim neden uslu durmuyor bakalım? " diye sorduğunda omuz silktim.

" Sıkıldım ben. Sen nasıl her gün bunu yapabiliyorsun? " diye sordum.

Gözleri kısılırken belimi sıkarak beni göğsüne çekmişti. Altımda kalçamı dürten varlığı hissetmeye başlamıştım. Anlaşılan onu çileden çıkarmıştım.

" Ha yani sen bunun için mi böyle yaptın? " tek kaşını kaldırarak sorduğunda, içten içe gülerken dışarıdan masum bakmakla yetindim.

" Elbette. Hem başka ne için olabilir ki? " diye sordum başımı sallayıp saf ayağına yatarak.

Güldü.

Ardından belimi sıkıp beni kendine bastırdığında, yutkundum.

Fırat bana yaklaştı. Dudaklarını kulağıma değdirerek fısıldadı.

" Bence sen başka bir şey istiyorsun. "

Sözleriyle omuzlarındaki ellerim sıkılaştı.

" Ne münasebet. Terbiyesiz. " diye soludum aniden.

Sırıtarak geri çekildiğinde onu izledim.

" Belki ben başka bir şeyden bahsettim. Senin neden aklın hemen oraya gitti ki? " muzipçe sorduğuna gözlerimi devirdim.

" Hıhı tabii tabii, o yüzden beni kendine bastırıp duruyorsun. Ne zaman yanına gelsem aklın fikrin kalçamda. "

Gülerek üzerime eğilip yanaklarımı sıkıca tutup ısırarak öptüğünde, kaşlarımı çatıp kendimi geri çekmeye çalıştım. Biraz debelendiğimde en sonunda bırakmıştı.

" E bu da Rüzgâr etkisi napayım. Sen bu kadar güzelken benim aklımın başka şeylerde olması mümkün mü? "

" Tabii ki de değil. " diye araya girdim aniden. Ama elleri hâlâ yanaklarımı sıktığı için dudaklarım büzülüp, sesim anlaşılmaz çıkmıştı.

Fırat'ın çenesini sıktığını görebiliyordum. Dayanamayarak yaklaşıp elini yanaklarımdan çekmeden dudağımı sıkıca üst üste öptü.

Geri çekildiğinde gözlerindeki arzuyla yüzüme baktı. Ellerini istemeye istemeye yüzümden çekti.

NİŞANCI BEY-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin