Jeonggukk kesinlikle haklıydı.
Buradaki arabalar 150'den aşağı gitmiyorlardı ve ben yaklaşık 10 dakikadır emniyet şeridinde yürüdüğüm halde yanımdan geçen her arabada korkudan titriyordum. Üstelik karşıma herhangi bir yer de çıkmamıştı, hoş otobanda 5 yıldızlı otel olacak hali de yoktu ya...
İleride gördüğüm benzinlikle gülümsedim, orada durup bir şeyler düşünebilirdim. Bavulumu peşimden sürükleyip az ilerimde kalan benzinliğe doğru gittim. Kısa bir yürüyüşün ardından gelmiştim gelmesine ancak benzinlik yolun karşısında kalıyordu, bu da toplam 6 şeritlik bir yoldan geçmem demekti. Bavulumu elimde sıkıca kavrayıp soluma baktım. Boştu tamamen.
Hızlıca yürümeye başladım, bavulum ağırlık yaptığı için koşamıyordum. Duyduğum korna sesiyle soluma döndüm, bana hızla yaklaşan arabayı görünce kalbim ağzımda atmaya başladı. Bavulumla beraber kendimi öne attığımda en sol şeride düşmüştüm, gelen araba geçip gitmiş olsa da en sol şeritte durduğumdan buradan gelen arabalara karşı hiç şansım olmadığının farkındaydım, kendimi biraz daha zorlayarak bavulumla beraber gidiş ve geliş yollarının arasında bulunan, en fazla bir metre genişliğindeki alana geçtim. Geçer geçmez arkamdan gelen tekerlek sesi ile kıl payı kurtulduğumu anlayabilmiştim, bir daha asla otobana yaya bir şekilde çıkmayacaktım.
İki yolun ortasında kaldığımı fark etmem zaman aldı. Ne sola gidebilirdim ne sağa. Deli gibi korkuyordum.
Ağlamak istiyordum ancak koca adam olduğum için onu da yapamıyordum.
Yalnızca 3 şerit sonra benzinlik olduğunun bilinciyle kalktım ayağa, sanki bu yolu geçtikten sonra her şey düzelecekmiş gibiydi. Derin bir hefes alıp sağımı kontrol ettim, araba geldiğini görünce birkaç saniye daha bekledim ancak ardından bir araba daha geldi. Bir adım attığım an uzaktan gelen arabayı görüyor, bir kez daha geri çekiliyordum.
Karşımdaki benzinlikte olan hareketlilikle bakışlarım oraya kaydı, gelen güçlü ses benzinlikten çıkan karavanın kornasına aitti. Benzinlikten çıkıp 3 şeritli yola yatay bir şekilde durduğunda kornasını duyan ve yüksek tavanlı olmasının verdiği avantajla aracını gören diğer sürücüler yavaşlamaya başladı. Ucu bana bakan karavanın şürücüsüne diktim gözlerimi. O da bana bakıyordu, bakışlarındaki anlamı çözmeyi sonraya bırakarak daha fazla trafiği aksatmamak adına seri adımlarla karavanın arkasına binip kapıyı kapattım. Etrafı tam göremesem de hareketlerden Busan yoluna geri girdiği anlaşılıyordu.
(Anlamayanlar bölüm sonuna mükemmel çizimimi ekledim, ona bakabilirler)
Öne oturmama sebebim elimdeki bavuldu, onu yatay bir şekilde arkaya bıraktıktan sonra aranın kapısına ilerledim. Elim gitse de açamadım kapıyı, önce soluklanmaya ihtiyacım varmış gibi hissettim. Oturma grubunun köşesine oturup yüzümü ellerim arasına aldım, birkaç saniye bekledim, belki de birkaç dakika. Ardından kalkıp öne geçtim ve oturup emniyet kemerimi taktım.
"Bavulunu yerleştirip gelmen neden bu kadar uzun sürdü?" "Bir eşcinselin arabasına tekrar binmezsin sanıyordum." "Bu sefer de ben kovuyorum seni arabamdan." Tahmin ettiklerim dışında bir giriş yaptı konuşmaya.
"İyi olduğuna sevindim."
"Teşekkür ederim geri döndüğün için."
Cevap vermedi. Bir süre sessizce oturduk. İçimi yiyip bitiren konuya açıklık getirmem gerektiğini biliyordum. "Güveniyorum sana."
"Efendim?"
"Kötü bir amacın olduğunu düşünmedim hiçbir zaman. Özür dilerim öyle söylediğim için, sadece bir an önce araçtan inmeye çalışıyordum." Kafasıyla onayladı sadece. Kırgın gibi değildi ama emin de olamıyordum. "Bakma bana öyle kırılmadım. Daha dün tanıştık, bana güvenmiyor olsan da anlarım bunu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavenders || Taekook
FanfictionTaehyung'un yetişmesi gereken bir düğün vardı ve Jungkook değişik bir yol arkadaşıydı. #1 - taegguk #5 - jeongguk #6 - vkook