8

1.6K 225 79
                                    

İskeleden çıkıp yolun karşısına geçtim, ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Seul'e gidip istifamı vermeli ve evimi satmalıydım, bir kez çıkmıştım bu yola. Her şeyi geride bırakacaktım.

Bunun için yolun karşısına geçtim, bir taksi bulup otogara gidecektim. Gözlerim taksi ararken gördüğüm şey bir taksiden çok daha iyiydi.

Resmen koşarak karşımdaki karavana gidip kapısını yumrukladım, plakasına bile bakmamıştım aracın. O olma ihtimali çok düşüktü ama belki dedim, belki odur.

Kapıyı beyaz tenli, siyah saçlı ve yeni uyandığı belli bir çocuk açtığında suratım asıldı, Jeongguk değildi. Yine de gözlerim karavanın içine kaydı, Jeongguk'un karavanına benziyordu. Hem o kendim tasarladım demişti, başka bir karavan onunkine benzemezdi ki. Bunun verdiği umutla sordum karşımdaki çocuğa,

"Jeongguk burada mı?"

Karşımdaki çocuk daha ağzını açamadan içeriden gelen boğuk ses cevaplamıştı sorumu,

"Hyung? Kapı mı çaldı?" Jeongguk'un sesiydi, izin istemeden karavanın içine daldım ve evet, Jeongguk'tu! Buradaydı!

Yeni duştan çıktığı belliydi, beline sarılı bir havlu dışında hiçbir şey giymiyordu ve saçları ıslaktı ancak o an bunu önemsemek için fazla heyecanlıydım. Minik karavanın içinde ne kadar koşulabilirse o kadar koşup Jeongguk'un üstüne atladım, kollarım boynunu bulurken onun elleri belimi buldu yine, ayrılışımızda olduğu gibi.

"Hyung, Taehyung'un bavulunu alıp kapıyı kapatır mısın?" Jeongguk konuşana kadar karavandaki o çocuğu tamamen unutmuştum, aklıma gelmesiyle ona baktım. Benimle yaşıt gibi duruyordu, yeni uyandığını belli edecek şekilde karışıktı saçları. Jeongguk'un da duştan çıktığını yeni yeni fark edermiş gibi ellerimi çektim ondan, ne yani o ikisi-

Sonuç olarak Jeongguk eşcinseldi ve çocuk da yakışıklıydı, yani tuhaf bir şey yoktu bunda. Tabii ki sevişmiş olabilirlerdi. İçimdeki hissi ilk defa gay sevişmesi görmüş -görmüş sayılmazdım da neyse- olmama verip Jeongguk'a döndüm, "gitmemişsin."

"Gitmiştim, sonra geri dönmemi sağlayacak bir şey oldu. Üstümü değiştirsem, öyle konuşsak?"

O arkada rahatça üstünü giyinebilsin diye ön kısma geçerken beyaz tenli çocuğun peşimden geleceğini tahmin etmemiştim, sonuçta sevişmişlerdi, sorun olmaması gerekirdi. Belki de benimle konuşmak, "sevgilime ne diye sarılıyorsun?" demek için gelmişti yanıma. Endişelenmesine gerek yoktu, düzdüm sonuçta ben.

"Taehyung, değil mi?" Onayladım onu. Hala gözünü açmakta zorlanıyor gibiydi. "Ben de Yoongi, Jeongguk'un abisiyim." O halde yatmamışlardı, bunun beni neden sevindirdiğini bilmiyordum ancak mutlu olmuştum işte. "Jeongguk sizden bahsetmişti."

"Sen diyebilirsin, ve Jeongguk bana da senden bahsetti çokça. Onu Busan'a getirebilmişsin, namını duymamak elde değil. 7 yıldır bir kez bile benim için gelmemişti ama senin için 2 gün içinde 2 kez gelmiş. Söylesene, sırrın ne?"

O böyle söyleyince hatırlamıştım, Jeongguk onu geri döndüren bir şey olduğunu söylemişti. Neydi acaba?

"Tuhaf bir cazibesi var, insana yapmayacağı şeyler yaptırıyor." Jeongguk kapıyı açıp abisinin sorusuna cevap verdiğinde ikimiz kalkıp karavanın içine geçtik, o karşı koltuğa giderken ben de Jeongguk'un yanına oturmuştum.

"Teşekkür ederim sana Taehyung, sayende 2 gün de olsa kardeşimle vakit geçirebildim." Yoongi bana ciddi bir minnettarlıkla bakarken ben Jeongguk'un bu iki günü nasıl geçirdiğini sorguluyordum. Büyük ihtimalle inmemişti aşağı, abisini arayıp gelmesini istemişti.

Lavenders || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin