Verdiği onayla tekrar konuşacaktım ki durdurdu beni, "Daha sert seviyorum, evet ama," dudakları kısa süreliğine dudaklarımı öptükten sonra alınlarımızı birbirine yaslayıp devam etti, "ama seni daha çok seviyorum."
"Çakma Christian Grey seni." ortamı biraz yumuşatmak için söylediğim sözlere en son tahmin edeceğim şekilde cevap vermişti sevgilim, "Christian Grey de kim?"
Şimdiyse beraber film izliyorduk onun telefonundan. Bizim, daha doğrusu. Saat sanırım sabah altıyı geçiyordu ve filmin sonlarındaydık,
*Fifty Shades of Grey 1 spoiler alert*
.
.
.
"Jeongguk, ağlıyor musun sen?"Beni onayladığında şaşkınlıktan ağzım açık bakıyordum ona, "Jeongguk bu ağlayabileceğin bir film değil."
"Ama ayrıldılar." dedi iç çekerek, "Jeongguk eminim ki bu film daha önce bir sürü insanı dolaylı yoldan da olsa ağlatmıştır ancak seninle aynı sebebe sahip biri olduğunu sanmıyorum."
.
.
.
.
Fifty Shades of Grey 1 spoiler sonuGözlerini devirip biten filmi kapattığında ortalık hafiften aydınlanmaya başlamıştı. Henüz güneş doğmamış olsa da kısa süre sonra sabah olacağı belliydi, gündoğumunu da buradan izleyebilecek olduğum için mutluydum. "Benim umrumda olmaz." Başımı ona çevirdim, "Ne yaparsam yapayım seninle yapmak istiyorum, o yüzden umrumda olmaz benim." Kafamı salladım, "Ama ben denemek istiyordum."
Bakışları bana döndü anında, "Emin misin?"
Gülerek omzuna vurdum, "Bir motorun soğusun Jeongguk, şimdi değil tabii ki. Hala bir taraflarım ağrıyor." dediğim şeyle suratı düşerken bunun sebebi onu reddetmem değil ağrım olduğunu söylememdi, biliyordum. "Belki başka bir gün denemek isterdim." Beni onayladı ancak geçiştiriyor muydu yoksa ciddi miydi anlamak zordu. Güneş kendini göstermeye başlayınca kalktım, "Ben yüzeceğim biraz, güneşin doğuşunu çekmek istersen söyle kenara geçeyim."
Onu birkaç dakika önce sönmüş olan ateşin yanında bırakıp suya girdim, su normale göre oldukça soğuktu. Gecenin etkisi vardı bunda, güneş yeni doğuyordu. Çıplak yüzmek de yağmurda yüzmek kadar güzeldi. Bunları bana yaşattığı için Jeongguk'a minnettardım.
Yüzüme vuran güneş uykumu getiriyordu, dün gece hiç uyumamanın verdiği yorgunluk vardı zaten üzerimde. Yine de hava soğuktu, uyurken sıcak bir yerde olmak istiyordum. Karavana dönüp sıcak bir duş almaya ve uyumaya ihtiyacım vardı, güneş doğalı biraz oluyordu o yüzden Jeongguk'un fotoğrafları çoktan çektiğini düşünüp sudan çıktım. Sevgilim yanıma gelip vücudumu battaniyeye sararken ona karavana dönmek istediğimi söyledim, eşyalarımızı alıp geri dönerken dünkü kadar neşeli değildim ve bunu yaşadıklarımıza yoracak olmasından korkuyordum. Yalnızca yorgundum ve koşup eğlenecek enerjim yoktu, o da tek kelime etmiyordu zaten.
Sonunda karavana ulaşabildiğimizde benim önce duş almama izin vermişti. Beraber duş almak istesem de küçük banyosu buna pek elverişli değildi, hızlıca duşumu alıp çıktım ve üstümü giyindim. Artık onun yanında utanmıyordum çıplaklığımdan ve bu hoşuma gidiyordu. O duşa girerken yatağa attım kendimi, planlarım onu beklemek yönündeydi ancak gözlerimin ne zaman kapandığını bile hatırlayamıyordum, uyandığımda Jeongguk yanımda yoktu. Benden önce uyandığını düşünüyordum. Elim telefonumuza giderken saate baktım, yaklaşık 9 saattir uyuyordum.
Telefonu yerine koymadan önce gelen mesaja bakmak için uygulamaya girdim, ben kardeşlerimden biri olduğunu düşünüyordum ama yanılmıştım. Yoongi'ydi, Jeongguk'un abisi. Okumamın doğru olmayacağını düşünüyordum ancak gönderdiği mesaj beni meraka düşürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavenders || Taekook
FanfictionTaehyung'un yetişmesi gereken bir düğün vardı ve Jungkook değişik bir yol arkadaşıydı. #1 - taegguk #5 - jeongguk #6 - vkook