Denizin sesi duyulurken gözlerimi kapattım, yaklaşık 12 saattir gemideydim ve sıkılmıştım. Gittiğim düğün heyecanlandırmıyordu beni, içimde bitmek bilmeyen bir geri dönme isteği vardı.
Limana varan gemide herkesin ayaklanmasıyla kalabalık oluşurken yerimden kıpırdamadım, bir yere yetişmeye çalışıyor değildim sonuçta. Birkaç dakika sonra yoğunluk azaldığında ben de ayaklanıp indim gemiden, ufak bavulumu da peşimde sürüklüyordum. İçinde takım elbise yoktu. Damatlığımı ailem seçmişti benim adıma, beni uğraştırmamak için benim için en iyi olanı seçmişlerdi.
Jeju'ya 2. kez geliyordum, önceleri gelmememin sebebi gemi yolculuğunun çok uzun sürmesiydi ama Eunji düğünü Jeju'da yapmak isteyince onaylamıştım, neden onaylamıştım onu da bilmiyordum. Ailem kızın isteklerini kırma demişti, hayallerindeki gibi bir düğün olsun. Sanki kendi kendine evleniyordu, benim düğün için hayallerim olamazdı sanki.
Bir taksi çevirip otelin adını verdim, ailem ve Eunji'nin ailesi oradaydı. Tabii, Eunji de.
Çok uzun sürmemişti otele gelmemiz, taksici sanki acelemiz varmış gibi kullanıyordu arabayı. Herkesin acelesi vardı sanki, neye yetişmeye çalıştığımızı anlayamıyordum. Eskiden ben de onlar gibiydim, kendimi de anlayamıyordum artık.
Otelin önünde taksiden indim, telefonumu çıkarıp annemi aradım. Öğrendiğim bilgiyle otelin yemek katına çıktım, burada olmalılardı. Gözlerim hızlıca katı tararken gördüğüm kalabalık masaya doğru yürüdüm. Annem, babam, 2 kardeşim, Eunji, onun ablası ve onun ailesi oturuyorlardı. Yanlarına geçip selam verdiğimde Eunji dahil hepsi hoş geldin demişti. İçimdeki Jeongguk susmak bilmeden kalkıp sana sarılmayan biriyle evlenmek mantıklı mı diye soruyordu bana. Değildi, olmadığını biliyordum.
Masaya oturup ben varmadan getirilmiş tabağıma bir şeyler doldurdum, gemide kahvaltı yapmamıştım.
"Patates kızartması almaz mısın?" Eunji elindeki tabakla bana sorduğunda onu reddettim, "Sağlıklı beslenmeye özen gösteriyorum."
Diyetisyen annemin gururlu gülümsemesi tekrar ortaya çıkarken Eunji de tabağı geri masaya koydu, acaba annem hamburger yediğimi bilse ne tepki verirdi?
"Bavulumu bırakacak vaktim olmadı, Eunji, odanın anahtarını verir misin?"
Çok iştahım olmadığı için bahane olarak söylemiştim aslında bunu, bir an önce odaya geçip dinlenmek istiyordum ancak bana dönen bakışlarla yanlış bir şey yaptığımın farkına vardım, özellikle Eunji'nin babasının bakışları iç açıcı gözükmüyordu. "Kızımla aynı odada kalacağını düşünmemişsindir herhalde, daha evlenmediniz hatırlatırım."
4 gün sonra hayatımı birleştireceğim biriyle aynı odada kalmam neden bu kadar yanlıştı anlayamıyordum, ne Jeonggukluk yapıp onları ikna etmeye ne de eski Taehyung olup saygısızlığım için özür dilemeye halim vardı. Annemden kendi odamın anahtarını alıp herkese afiyet diledim ve asansöre ilerledim. Elimdeki anahtar kartı incelerken iç çektim, bu düğün olana kadar düşüncelerimi kendimden uzak tutmam gerekiyordu yoksa saçma sapan bir şey yapacaktım.
Odaya girip kapıyı kapattım, bavulumu bırakıp kendimi yatağa attım. Bir süre hiçbir amacım olmadan yattıktan sonra başımı çevirip denize baktım, çok davetkâr görünüyordu. Bavulumu açıp mayomu çıkarırken telefonumun zil sesini duydum, arayan annemdi.
"Efendim anne?"
"Masada yaptığın terbiyesizliği sonra konuşacağız, şimdi hazırlan adayı gezmeye gidiyoruz."
"Ben yüzmeye gideceğim, siz gezin."
"Taehyung, saçmalamayı kes. Önce masada yaptığın edepsizlik şimdi de bu mu? Plan çoktan yapıldı, üstünü giyin ve gel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavenders || Taekook
FanfictionTaehyung'un yetişmesi gereken bir düğün vardı ve Jungkook değişik bir yol arkadaşıydı. #1 - taegguk #5 - jeongguk #6 - vkook