AŞIKMIŞSIN|BXB

16

Okumayan varsa önceki iki bölümü atlamayınız...

••••

"Anne çıktım ben." Odamdan çıktığımda merdivenleri hızla inmeye başladım. Kapıya ulaştığımda ayakkabılarımı giyecekken babam tepemde belirdi. Aklım çıkacaktı.

"Nereye haftasonu? Hem de bu saatte?" Diye sordu ciddi bir ses tonuyla. Tek kaşını kaldırmış, ayağını da yere vuruyordu yavaşça.

"Şeye gidiyorum ya. Şeyde şey varmış, şey de beni çağırdı gel diye. Oraya." Yüzüme anlamsız bir ifadeyle bakmaya başladığında bir açıklamam olmadığı için gerildim.

"Güney'in maçı var bugün. Onu izlemeye gidiyor." Annem mutfaktan çıktığında elini havluya siliyor, bir yandan da babama laf yetiştiriyordu. Bir daha bu kadına bir şey anlatmayacaktım.

"Ne? Ben seninle bir kere maç izlemek için oyun konsolu aldım sana ama sen elin oğlunun maçını mı izlemeye gidiyorsun? Hem de hür iradenle."

Sesi ciddi olduğu için bir şey diyemedim. Haklıydı. Maç izlemekten nefret ederdim. Ama Güney tek hissedecekti gitmezsem. Beni çağırması bile çok değerliydi.

"Baba-"

"Çocuk ağladı, ağlayacak. Uzatma şunu." Annem babamın koluna dirseğiyle vurduğunda babam gülmeye başladı. Bir an afallasam da rahatlamıştım.

"Bir oğlan kadar değerimiz yok ama neyse. Affettim bu seferlik." Yanına koşarak gidip göbüşüne sarıldım. Kollarını hemen bana sardı. Başımı yukarı kaldırıp ona bakarak konuştum.

"Sen her şeyimsin benim, o ise aşkım." Dedim masum bir ses tonuyla. Güney'i sevdiğimi biliyordu ailem. Saklamamıştım onlardan. Yönelimimi anladığım zamanlarda depresyona girmiştim resmen.

Her gece ağlardım, derslerim çok kötüydü. Henüz 13 yaşımda öğrendiğim en acı şey gibi gelmişti. Bir ara intihar etmeyi bile düşündüğümde annem benimle konuşma yapmıştı. Haberi bile yoktu ölüm düşüncemden.

"Sana ne olduğunun farkındayız. Sakın bunun için kendini suçlama. Ne olursa olsun benim güzel oğlumsun sen." Kucağına atlayıp içimi boşaltırcasına ağlamıştım o zaman.

"Peki babam, o kızdı mı?"

"Hayır eşek sıpası. Cinsel kimliğine ya da yöneliminle ilgilenmiyorum ben. Ama o dersler düzelecek hemen." Sesini sahte bir ciddiyetle kalınlaştırdığında koşarak ona da sarılmıştım. Tek desteğim ailem olmuştu o zamanlar.

"Seni bırakmamı ister misin?" Babam on sorduğu soruyu başımı iki yana sallayarak reddettim. Gülşin ile beraber gidecektik zaten. Yürümeyi seviyordum. "Gülşin ile dedikodu yaparak gideceğiz."

İkisini de öpüp yanlarından ayrıldığımda Kapıda beni bekleyen arkadaşıma koşup sarıldım. Onu da sürükleyecektim peşimden her yere.

•

"Şaka gibi Ali. Maça mı getirdin beni?" Yanımda oturan Gülşin mızmızlanmaya başlamıştı bile. Tek başıma gelemezdim saçmalamayın.

Elif'in gelmeyeceğini kırık bir şekilde söylediği için gelmek istemiştim. Yalnız hissetmesini istemiyordum.

"Tek başıma gelsem baygınlık geçirirdim. Yanımda sen olursan tokat atar ayıltırsın beni."

"Ne yani, beni kullanıyor musun Ali?" Sesini incelttiğinde ağlıyor gibi konuştu. Tam bir drama queendi. "Evet. Güney'e giden yolda seni kullanıyorum." Dedim oyununa ayak uydurarak.

Çok fazla gergindim ve başka şeylerle ilgilenerek kafamı dağıtmaya çalışıyordum. Maçı izleyip gidecektim hemen. Beni görmesi yeterliydi. Onunla konuşursam her şeyi batırırım gibi hissediyordum.

Ona karşı aşırı gamsız görünsem bile onu gördüğüm an elim ayağım birbirine giriyordu. Aslında gerçekten gamsızın tekiydim. Aşkım onu ilgilendirmezdi. Tek başıma yaşamayı seviyordum.

"Bak takımlar sahaya çıkmaya başladı." Gözüyle işaret ettiği noktaya baktığımda onu gördüm. Üzerinde formasıyla sahaya çıkmış, ısınıyordu. Ben de bir ısınmıştım şu an.

"Bugün hava çok mu sıcak?"

"Ne saçmalıyorsun? Dışarıda yağmur yapıyor. Hava buz gibi." Benim için hiç öyle değildi şu an. Aşırı sıcak hissediyordum.

Farkettiğim detayla dikkatle bakmaya başladım ona. Uzun saçları gitmiş, yerine kısa saçları gelmişti. Saçlarını mı kestirmişti o?

Geçen gün saçlarına laf ettiğimde ciddiye mi almıştı yoksa?

Saçmalama Ali. Senin dediğini neden ciddiye alsın? Hoşuna gitmedi büyük ihtimalle. Ama çok güzeldi. Ona her şey çok yakışıyordu.

Onu izlemeye dalmışken birden gözleri benim olduğum yeri buldu. Gülümsemesi büyüdüğünde ben de gülecektim ki yanıma oturan bedenle gülümsemenin bana ait olmadığını anladım.

"Hani gelmiyordun?" Diye sordum çekinerek de olsa. Bana da gitmeyeceğini söylemişti. Şimdi neden geldi ki? Sorgulamam yanlıştı fakat bilmiyorum işte.

"Dün gece gel dedi durdu. İşim var dedim ama kırıldı sanırım. Bir süre sonra gelme artık dedi. Gönlünü almak için geldim."

"İyi yapmışsın. Hoş geldin." Dedim gülümseyerek. Zaten neye heves etsem kursağımda kalıyordu. Alınmam doğru değildi aslında. O sevgilisiydi sonuçta, tabii ki gelecekti.

"İyi misin?" Gülşin kulağıma eğilerek, fısıltıyla sordu. İyiydim tabii. Neden iyi olmayayım ki? "İyiyim yavrum."

Maçın başladığını belirten düdük çaldığında dikkatimi ona verdim. Takımdaki en başarılı kişiydi. Övündüğü kadar vardı yani. Boş egosu olan insanlardan değildi.

İlk golünü attığında sanki ben atmışım gibi sevinç ve heyecan yapmıştım. Gülşin bile kaptırmıştı. Tezahürat bile yapıyordu şu an.

Gol attığında bu tarafa baktığında gülümsemesi yüzünde soldu. Ne olduğunu anlamadığım için yanıma baktım. Elif telefona kilitlenmişti.

"Elif ne yapıyorsun?"

"Bizim kızlar mesaj atmış ona bakıyordum. Ne oldu?"

"Güney gol attı ama onunla ilgilenmek yerine telefonla mı ilgileniyorsun?" Sesim hafif kızgın çıktığında oturuşunu düzeltip bana döndü. "Sevmiyorum maç izlemeyi. Burda olduğumu bilsin diye geldim."

Yaptığı şey aşırı sinirimi bozarken daha fazla bir şey demeden önüme döndüm. Karışmak haddim değildi ama Güney'in üzülmesi canımı yakıyordu.

Maç bitmeye yakın yine gol atmıştı fakat ofsayt bayrağı kalkmıştı. Güney sinirle itiraz ederken karşı takımdaki biri de onun üzerine yürüdü. Kavga çıkması an meselesiydi.

"Kavga çıkmasa bari."

"Umarım çıkmaz. Yoksa Güney takımdan atılır bu sefer." Elif konuştuğunda şaşkınlıkla ona döndüm. Bu sefer derken. Daha önce de mi kavga etmişti.

"Geçen gün de kavga etmiş birisiyle. Sebebini bilmiyorum."

"Kiminle?"

"11.sınıflardan Ufuk var ya onunla." Bana zorbalık yapan grubun içindeki çocuktu bu. Neden onunla kavga etmişti ki?

Aklımdaki sorular beynimi kurcalarken sahaya döndü bakışlarım. Çoktan ayrılmışlardı ve gol Güney'in takımına yazılmıştı.

Maç 3-1 galibiyetle onların olmuştu.