40

16.6K 1.2K 288
                                    

Yorumlar aşırı mı düştü sanki? Hm?

••••

"Güney senin yüzünden geç kaldık resmen."

"Ama mor eriğim ne yapayım, uyuyakalmışım."

Kursa yetişmeye çalışırken bir yandan da Güney ile uğraşıyordum. Sabaha kadar benimle konuşmuştu sonunda da uyuyakalmıştı. Kursa ise 15 dakika geç kalmıştık.

Hocayı aradığımda sinirlenmişti ama bizi bekleyeceklerini de söylemişti. Okula yaklaştığımızda Güney'in elini tutup hızla çekiştirmeye başladım.

Hâlâ söyleniyordu ama dinlemiyordum onu. Onun yüzünden azar yiyecektik zaten. Kurs binasının önüne geldiğimizde elini bıraktım ve içeri girdik. Nefes nefese kalmıştık yetişmek için.

"Hocam kusura bakmayın."

"Önemli değil. Bir daha olmasın. Yerlerinizi alın."

Bir dinlense miydik hocam? Tabi bunu içimden diyebilmiştim. Güneye baktığımda sinirle hocaya baktığını gördüm. O da yorulmuştu çünkü koşmasını sağlamıştım.

"Çift olarak çalışıyoruz bugün. Çok fazla erkek olmadığı için kızlar birbiriyle olsun. Boşta kalanlar partnerinizi bulun."

Hoca konuşmasını yapıp bizi beklemeye başladığında ne yapacağımı bilemedim. Güney ile dans edemezdim, 3 erkektik ve birbirimizle olmamız saçma olurdu. Gülşin ile de edemezdim çünkü Elif de vardı ve o Güney'e giderdi. Ne yapacağım ben?

Gülşin hâlimi anlamış gibi Güney'e doğru ilerleyip onunla eş oldu. Güney şaşkınca ona bakmaya başladığında, Gülşin bana göz kırptı. Aslan kızım benim be.

Boşta kalan tek kişi Elif olduğu için ben de onunla eş olmak zorunda kaldım. Yerlerimizi aldığımızda hocanın yönlendirmesiyle hareketlerimize başladık.

"Kızgın mısın bana?"

Elif'e bakmamaya çalışıyordum. Onunla konuşmak istemiyordum hiçbir şekilde. Bana yaptığı şey canımı çok yakmıştı. Onu sevmesini anlayabilirdim ama benim ki de sevgiydi ama ben bunu ona yapmazdım.

"Konuşma benimle."

"Ali, lütfen."

Israrına devam ettiğinde göz devirdim. O da sustu. Isrardan nefret ettiğimi bilirdi. Uzatmadı o yüzden. Ben de küçük bir hatrı vardı onu da yok etmesini istemiyordum.

Gözüm Gülşin ve Güney'e kaydı. İki beceriksiz birbirini bulmuş gibiydi resmen. Gülşin onun ayağına bastığında ardı ardına özür diliyordu ama iki dakika sonra Güney onun ayağına basıyordu.

"Güney kırdın kızın ayağını."

"Hocam o da benim ayağıma basıyor. Onu görmüyorsunuz."

Hoca sıkıntıyla derin bir nefes verdiğinde alnını kaşıdı. İkisinin böyle öğrenemeyeceğini anlamış olmalıydı. Bakışı bana kaydığında sıkıntıyla kasıldım. Lütfen Elif ve Güney partner olmasın. Lütfen lütfe-

"Ali, Güney ile eş ol."

"Yes be!" Güney elini yumruk yapıp, sevinçle bağırdığında hocanın garip bakışları altındaydı. "Kızın ayağını ezdim sürekli, kurtuldu benden. Ona sevindim hocam." Dediğinde hoca tamam diyerek susturdu onu. Çok gergindi bugün hoca.

Elif'ten ayrılıp Güney'e ilerledim ama onun bakışlarının üzerimizde olduğunu biliyordum. Açıkçası artık umrumda değildi. Güney'i sevdiğini bile düşünmüyordum.

"Yine kavuştuk Ali Bey."

"Kader ayrılmamıza razı değil Güney Bey."

Elimi elinin üzerine koyduğumda anında belime sardı parmaklarını. Tenimin yandığını hissediyordum. Çünkü yine crop giymiştim. Çıplak tenime dokunuyordu. Gözlerimin içine derin derin bakarken ve teninin ısısıyla sakin kalmak mümkün değildi.

"Ali kalbin çıkacak gibi atıyor."

"Sen kendininkini duymuyorsun sanırım." Kalbinin atışını kendi göğsümde hissediyordum. Hangisi benim kalbimin ritmiydi ayırt edemiyordum. "Senin yanında hep böyle."

Söylediklerinden dolayı utanıp başımı eğdim. Belime daha sıkı sardı ellerini. Diğerlerine doğru baktım, bize bakıyorlar mı diye. Herkes kendisine konsantreydi.

"Fazla cesur hareketler yapmasak mı?"

"Henüz bir şey yapmadım karamelli çikolatam."

Bu hitaplarına eriyip bitiyordum resmen. Bilmediğim bir yönü buydu aslında. İlk duyduğumda çok şaşırmıştım. Elif'e böyle şeyler dememişti hiç. Sinem derdi bazen saçma şeyler der bana diye ama bunlar olduğunu anlamamıştım.

Başkasının saçma diyeceği şeye ben bitiyordum.

"Sırtınızı partnerinizin göğsüne dayayın, başınız sağ omzunda olsun. Ellerinizi çapraz yapıp, göğsünüz altında parmaklarınızı kenetleyin."

Hocanın komutlarıyla pozisyonumuzu değiştirdik. Başımı omzuna yasladığımda yüzünü boynuma yakşaştırdı. Bunun koreografide olmadığına emindim.

"Güney biri görecek."

"Şu an herkes birbirinin ayağını ezen Elif ve Gülşin'e gülmekle meşgul. Bizi kimse takmıyor bile." Boynuma doğru fısıldadığında sıcak nefesi vücudumu titretti. Gözlerim kendiliğinden kapandı.

Dokunuşları beni eritiyordu. Şu yaşıma kadar yaşamadığım her duyguyu onunla tadıyor olmak benim için mucize gibi bir şeydi. Benim mucizemdi.

Sıcak nefesi boynuma daha hızlı vurmaya başladığında sırtımda kalp atışlarını hissedebiliyordum. Boynumda dudaklarını hissettiğimde şokla açtım gözlerimi. Islak bir öpücük verip geri çekti kendini. 

Yemin ederim o an inlememek için zor tuttum kendimi. Ona dediğim ergen azgınlığını şu an ben yaşıyordum. Onu öpmek istiyordum, dokunmak istiyordum.

"Ali."

"Efendim."

"Kalçanı neden penisime bastırıyorsun?" Zorla konuştuğunda sesi fısıltıdan daha da az çıkıyordu. Kendime geldiğimde dediklerinin şokuyla alt tarafa doğru baktım.

Kendimi ona bastırıyordum.

Hızla ondan ayrıldığımda ellerini penisine kapattı. Yüzüme morarmış şekilde baktığında zor durumda olduğunu anlıyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu şu an.

"Ne ara kalktı lan?"

"Abi ne yapayım, kalktı işte."

Altındaki gri eşofman bizi çok fazla zorluyordu şu an. İki büklüm olmuştu bile.

"Bir sıkıntı mı var gençler? Güney ne oldu?"

"Hocam kötüyüm biraz. Tuvalete gidebilir miyim?" Nefes nefese kaldığında hocaya yalvarırcasına konuştu. Hoca biraz düşünüp başıyla gitmesini söylediğinde hızla kapıya ilerledi.

Kapının kenarından bana bakıyordu masum kedi gibi ama yapacak bir şeyim yoktu ki. Gitsem hocaya ne diyecektim? Dudaklarımı oynatarak "özür dilerim aşkım" dediğimde omuzlarını düşürüp kapıdan çıktı.

AŞIKMIŞSIN|BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin