5. Bölüm Gerçekler

120 48 11
                                    

Gerçekten kurtulmuştum artık. Bir yandan da katil olmuştum. Bu gerçek beni iyice deli ediyordu. Düşünsenize katil oluyorsunuz ve sadece bir kişiyi öldürmüyorsunuz. Bu gerçek artık benim gerçeğimdi. Ama berbat bir gerçek...


Afşin beni eve getirmişti. Ama Ege yoktu. Sorduğumda "Ege bir süre Merve ile kalacak" demişti. Acaba neden buraya gelmedi? Babamdan ya da benden mi utanıyordu? Ya da Afşin ona bir şeyler mi demişti? Belki de Merve bir şey demiştir. Kafamda milyon tane soru vardı. Marul kafanın yokluğu canımı sıkıyordu. Yok ya da saçmalama Saye. Sadece birbirinize yardım ettiniz bu kadar. Ama niye bana o kadar yakın davrandı ki? Günler boyunca bu sorunun cevabını aramam gerekiyordu.

Babam odama girdiğinde Afşin'in odadan çıkması için ricada bulundu. Ama ben babam ile hiçbir zaman karşılıklı konuşamazdım. Afşin'e yalvarır gözlerle baktım gitmemesi için. Afşin ise bana sırıtarak odadan çıktı. Evet şimdi yine aynısı olacaktı. O şırınga yine vücuduma girecekti. Dediğim gibi de oldu. İlk şırıngayı vurduğunda daha farklı bir his oluştu içimde. Bu seferki daha farklıydı. Bu başka bir ilaçtı. Damarlarımda o acıyı hissettim. İliklerime kadar hissettim hatta. Artık canım çıksın istiyordum. Vurulduğumda bile böyle bir acı hissetmemiştim. O sırada babam - baba demek istemiyorum adı Umut- sırıtarak " Yeni ceza aletin bu canım kızım. Unutma seni çok seviyorum. Annesinin küçük katili. Sen onu bir kerede öldürürdün ben ise seni avı çektire çektire öldüreceğim" dedi. Ama ben annemin katili değildim. Annem benim yüzümden ölmedi. Annemi başkası öldürdü ben değil...

2 hafta sonra

Artık yataktan kalkacak gücüm vardı. 2 haftanın ardından zar zor kendime gelebilmiştim. Şuan tek düşündüğüm Ege'ydi. Acaba ben niye sürekli bu çocuğu düşünüyordum? Neyse ya arkadaşız sadece. Şimdi tek yapmam gereken Afşin'e Merve'nin evini sormaktı. Afşin'in yanına giderek " Merve'nin evi nerde çabuk söyle acelem var" dedim. O ise " Ne yapacaksın yine onun için adam mı öldüreceksin canım kardeşim?" demişti. Afşin benim Yaren'i öldürdüğümü nereden biliyordu? Bunu sadece ben ve Ege biliyorduk. Ege söylemiş olamaz değil mi? Söylediyse beni hapise atarlar. Allah kahretsin gencecik yaşımda hiç erkek görmeden ölecektim. Saye tam bir salaksın. Bu durumda ne düşünüyorsun manyak mısın ya? Afşin birden kafama vurup " Nereye daldın katil kardeşim? Yoksa Ege Denizini mi düşünüyordun? Ayy ne romantik. Ege Denizinde boğulursun inşallah. Belki Ege balığı kurtarır seni. Yaren'in seni tam vuracakken önüne atlaması gibi. Yine seni kurtarır merak etme. O kurtarmazsa abin var burda. Direkt suyu kuruturum senin için abisinin salak kardeşi. Biliyor musun sen bana hiç benzemiyorsun?" dedi.
Benden cevap bekliyordu ama benim şuan düşündüğüm şey Ege'nin benim önüme atladığını nereden biliyordu bu? Afşin bu sefer benim yüzüme tükürerek " Kardeşim yüzünü yıkamadan gitme Ege'nin yanına ayıp olur. Bana teşekkür et yüzünü yıkadım. Çok iyi bir abiyim ya dimi?" dedikten sonra omzuna atlayarak " Merve'nin evini söyle yoksa senin her gece Pepee ile uyuduğunu herkese söylerim." dedim ve Afşin'in yüzü bozuldu. Birden " Sen gece beni mi izliyorsun? Çok ayıp " dedi. Sonra da hiç uzatmadan adresi verdi. Ben bir taksiye binip o adrese doğru gittim. Kapının önüne geldiğimde içerden gülme sesleri geliyordu. Ege ve Merve'nin gülme sesiydi... .

Kapıya vurdum ve ikisi de kapıyı bana açtığında bana ilk sordukları soru " Morelin niye bozuk?" sorusu oldu. Cidden morelim mi bozuktu? Hayır Saye saçmalama. Benim onlarla bir alakam yok. Sadece Ege'yi görmeye geldim bu kadar. Onun dışında aramızda bir şey yok. Yok değil mi? O zaman niye o kadar samimi davrandı ve yüzüme güldü? Unutma Saye Emir de yüzüne çok gülerdi ama ne oldu? Seni aldattı Saye. Yeteneğe bak ya. 2 kızı birden idare etti. Zaten bula bula da o yellozu buldu. Ama ben ne yaptım? Tabii ki de Emir aşkının yanına gönderdim. Orada sevgili olmaya devam ederler artık. Ateş eşliğinde evlenirler. Şimdi bu da 2 kızı birden idare etmeye çalışıyorsa... . Vay Egee sen ne şerefsiz çıktın. Ama hakkını yemeyelim yakışıklı yani. Ay marul kafam benim ya. Ne? Ben az önce marul kafam mı dedim? Marul kafaM. Ay kendine gel Saye.

Ege birden bire kolumdan çekiştirerek içeri soktu beni. Ben tabii durur muyum? Hayır tabii. Direkt sırıtmaya başladım. Tabii uzun sürmedi. Beni tekli koltuğa bırakıp kendisi ise Merve'nin yanına oturdu. Ben demiştim bu şerefsiz diye. Ah benim kaderim sen neden hep ağlıyorsun? Çünkü sahibin benim de ondan. "Çay mı kahve mi istersin" diye sordu Merve. Ben niyeyse Merve Ege'ye yaklaştıkça saçından tutup yere atasım vardı ama yapamam. Aslında ben bir katildim yapabilirdim. Saye saçmalama bir sus artık. Psikopat biri oldun iyice. Merve'den kahve istedikten sonra halinin desenlerini incelemeye başladım. Ardından Ege'ye dayanamayarak " Sen Afşin'e benim Yaren'i öldürdüğümü anlattın mı" dedim. O ise " Evet. Hata mı yaptım?" dedi. Bu çocuk geri zekalı. Ay manyak herif gidip katil olduğumu söylemiş. Allah'ım sen bana sayı ile mi veriyorsun bunları? Şimdi kalkıp yüzüne bir tokat yapıştırsam yeridir. Şimdi bu drama yapar kendini perdelere falan dolar. Ben de " Tabii canım sorun yok. Alt tarafı katil oldum. Sen de söyledin. Hiç bir sorun yok canım" dedim. Bu marul kafa da laf soktuğumu anlamadı ve mal mal yüzüme baktı. Ben de " Ne bakıyorsun Ege ben Merve değilim. Merve geldiginde ona böyle uzun uzun bakarsın " dedim. Allah kahretsin ben dışımdan mı dedim bunu? Evet Saye şuan seni öldürse haklı. Ama ben de onu öldürürüm. Sonuçta tecrübem var yani.

Kitabı beğendiniz mi?




♤ Vaveyla ♤ DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin