1. Bölüm

264 76 46
                                    


Hayat nedir?

Sadece doğumdan ölüme değin geçen süre midir?

Hayat sadece yaşanmışlıklardan ibaret de değildir. Hayat bana göre yaşanmışlıklara, zorluklara, güzelliklere ve çoğu şeye tanık olmaktır.

Tanık olduğumuz şeylere de göğüs gerebiliyorsanız siz güçlüsünüz. Güç tanımı soyut olarak kişiden kişiye değişir tabii. Ben güç kavramını tek bir duruma bağlamam.

Kimine göre;baban ölür, bu acıya dayanırsın güçlü olursun. İnsanlara karşı dağ gibi durursun,güçlü olursun. Diyorum ya işte,kişiden kişiye değişir durumları ama sonuç hep aynı. "Sen hep güçlüsün."

Hayatta bazen zorluklarınız ağır bassa da pes etmeyin. Ben de çok kez pes ettim. Hem de çok kez... .Her pes edişimde yine güçlendim. Kendime güvenerek yeniden ayağa kalktım. Ne de olsa, öldürmeyen her darbe güç verir bana.

Yaşayın ve yaşattırın. Yaşadığınızı hissedin. Bu dünyaya boş yaşamak için gelmeyin. Elinize mesleğinizi alın ve özgürlüğe karışın. Sizin gibi umutsuz olanı da yaşattırın. Onu da mutlu edin. Yaşamak güzeldir.

Her zaman günlük rutin haline gelen okul günlerinden birindeydim. Her günüm aynı geçiyordu. Uyanıp okula git ve gel ardından ödev ile uğraş. Bir insanın her günü böyle mi geçerdi ya?Her hafta içi bunu yaşıyorum ve artık üniversiteden sıkıldım. Fakat hedeflerim beni ayakta tutuyor. Ben kendi kendine yaşayan bir kızım. Arkadaş desen o bile yok bende. Yalnız ve mutsuz biriyim ben.

Ben Saye. Saye Demir.Adımın anlamı gölge demek. Annemin gölgesi olmam gerekirmiş. Annem küçükken sürekli bunu bana derdi.

Adımı annem koymuş. Ama annem vefat etti. Öldü diyemiyorum. Çünkü çok kabaca geliyor bana. Birileri annem ile alakalı şeyler konuşunca öldü diyorlar. Bu çok ağır. Hele ki küçük yaşta iken buna maruz kalmak...

En nefret ettiğim kelime ölmek...

21 yaşındayım. Her yaşımda kendime yeni şeyler katıyorum. Her yaşımda yeni zorluklar,yeni şeyler öğreniyorum. Çok edebiyat ve felsefe yaptım farkındayım.

Uyanıp elimi yüzümü yıkamaya üşensem de kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Soğuk su yüzüme deyince özürlü gibi ağzımı şekilden şekle soktum. Tamam saçmaladım.

Okul için hazırlandım. Siyah boğazlı kazak ve siyah bir pantolon giyip hazır hale geldim. Tabii bizim buralar soğuk. Söylemeyi unuttum. Ben Ankara'da yaşıyorum. Ankara soğuk olduğu için altıma tayt da giyindim. Bu bilgi gerekli değildi ama olsun.

Babam evde yoktu. Şaşırdım mı? Tabii ki de hayır. Babam kafasına göre takılan biri. Adı Kenan. Eve çoğu zaman geç gelir. Toplantıda oluyor çoğunlukla. Artık zaten onu heyacanla bekleyecek halim bile yok.

Zaten bana pek değer verdiği de söylenemez. Benim fikirlerimi az da olsa önemseseydi yeni biri ile evlenmezdi. Üstüne üstlük bir de benden 1 yaş büyük oğlu vardı. Adı Afşin.

Okulumu ve hedeflerimi seviyorum. Mimar olma yolunda ilerliyordum. Küçüklükten beri mimar olmak istiyordum. Annem beni avukat olarak görmek isterdi ama ben hep mimar olmak isterdim...

Okula girdim. Sınıfa doğru ilerledim. Final haftasına girmek üzereydik. Ağla kalbim ağla. İç sesim çok boş biri kusura bakmayın.

Sınıfa girip rastgele bir yere oturdum. On dakikaya yakın bir sürede içeri hoca girdi. Dersin ilk dakikaları eğlenceli geçti fakat diğer dakikaları yanımda oturan kendini bana karşı samimi gören Yaren boş boş konuşmaya başladı. Bu kızda dedikodu bitmiyordu. Kalbini kırmamak için çok bir şey söylemesem de ders başarımı etkiliyordu sonuçta. Ona dönerek:

♤ Vaveyla ♤ DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin