Ilgaz, son yaptığı şeyden sonra bir daha Cihad'a gözükmemişti. Her yerde onu aradığını biliyordu ama onu delirtmek için bilerek karşısına çıkmayı erteliyordu. Tabii bir de işten yorgun argın döndüğü için hâli kalmıyordu çoğu zaman.
Yine bir akşam işten çıkmış, elleri ceplerinde sessizce yürürken arkasından bir çıtırtı duydu. Anında adımları duraksarken, Cihad olmayacağını hissediyordu bir yandan da. Çünkü Cihad onun çalıştığı mekânı bilmiyordu henüz.
Arkasını yavaşça dönüp sesi çıkaran kişilere baktığında, sabah mekânda kavga çıkardığı için Ilgaz'ın onu yaka paça dışarı attığı lavuk görüş açısına girdi. Ilgaz bıkkın bir nefes eşliğinde omuzlarını çökertti.
Ellerinde demir sopa bulunan dörtlü grup gülerek ona yaklaştığında gözlerini yumdu. Ne kadar da şanslı günündeydi(!)
" Seni geberteceğimi söylemiştim garson parçası. " diyen adamla, gözlerini açıp yüzüne alaylı bir şekilde baktı. Ilgaz, mahallenin korkulu rüyası Cihad'a kafa tutuyordu, dört tane lavuğa mı yenilecekti?
İşte buna götüyle gülerdi işte.
Sırıttı. Adamların yüzleri bunu beklemediğini belirtir bir şekilde şaşkınlıkla kasıldığında, Ilgaz üzerindeki ceketi çıkarmak için kollarını kaldırdı. Adamlar ellerindeki sopaları herhangi bir harekette vurmak için sıkıca tutarken, Ilgaz sırıtarak onların ellerine baktı.
" Dörde bir ha? " Alayla güldü. " Bana çok ok. "
Adamlar onun şımarık ve kendine güvenen sözleriyle sinirle bakmıştı. Ardından da ona yaklaşıp etrafını sarmaya başladılar. Ilgaz ceketini tozlanmaması için yana bırakıp tekrar onların karşısına geçti.
Kollarını da dirseklerine kadar kıvırıp, bir elinin orta parmağını havaya kaldırarak onlara gel işareti yaptı. Adamların yüzü sinirden kızarırken hızla ona atıldılar.
Ilgaz ilk hamleden kendini geriye atarak kurtarıp ardından adamın karnına büyük bir tekme attı. Kavgacı bir yapısı olduğu için onları alt etmek kolaydı onun için. O da neler neler atlatmıştı da kimseye boyun eğmemişti hiç. Üç beş tane çapulcu lavuğa mı diz çökecekti.
Ilgaz kendisine büyük bir hızla gelen adamın koluna tekme atıp elindeki sopayı yere düşürmesini sağladıktan sonra adamın kolundan tuttuğu gibi kendi etrafında çevirip arkadaşlarının üzerine sertçe attı. Biri önünden çekilmeyi başarırken, diğeri görmediği için adam ona sertçe çarpıp yere düşmesini sağlamıştı.
Önünden rüzgâr gibi biri geçtiğinde, bunun az önce konuşan kişi olduğunu görmesiyle sırıttı. Kesin başka adamlar getirmeye gidiyordu. Ama Ilgaz bugün pek de modunda hissetmediği için bunları bitirip hızla sıvışmayı planlıyordu. Tabii adamlar onca dayağa rağmen pes etmeden üzerine gelmeyi bıraksaydı...
Belki onuncu kez aynı adamın suratına kafayı gördüğünde adam geriye sendeleyip yerde kıvranmaya başladı. İkisi yerde kıvranırken diğeri kalkıp tekrar saldırmıştı. Ilgaz onu da tek hamlede yere serdiğinde, tam bittiğine sevinecekken karşıdan aynı adamla birlikte üç kişi daha gelmişti.
Sabahtan akşama kadar ayakta getir götür yaptığı yetmiyormuş gibi bir de üstüne bonus olarak yedi kişiyle birden kavga ediyordu.
Çökmüş omuzlarıyla adamlara bakarken tekrar etrafı sarılmıştı." Senin kafanı koparacağım lan it! " diye yüzüne doğru haykırdı biraz önce dayak yiyen adam. Ardından sırıtarak arkadaşlarına baktı.
" Hadi bizi de alt et bakalım. "Ilgaz onları tek tek süzdü yorgun bedeniyle, göğsünü havaya kaldıracak kadar güçlü bir nefes çekerken içine. Ardından gülerek söylendi.
" Bire karşı yedi, peki, öyle olsun. Hadi gelin. " diyip tekrar orta parmağını göstererek onları davet ettiğinde, sırıtıyordu." Yanlış, yediye karşı iki olacaktı o! " Ilgaz tam onlara saldıracakken arkasından gelen öfkeli sesle duraksadı.
Tanıdık sesle başını çevirip baktığında, gördüğü yüzle şaşkınca bakakaldı. Cihad biraz önce kendini onun safından mı saymıştı yoksa ona mı öyle gelmişti?
Cihad da onlara bakıp ardından da kendisine şaşkınca bakan siyah gözlere doğru ilerledi. Üzerindeki ceketi sıyırıp tişörtünü çekiştirdi. Mavi gözleri adamların ellerindeki sopalarda oyalanarak yanlarına yürüdü. Dudaklarında sinirli bir sırıtma vardı.
" Ee niye durduk? Saldırın yahu! " diye dalga geçtiğinde, adamlar sinirle onlara doğru atılmıştı.
Ilgaz son anda kafasının önünden geçen demir sopayı fark edip geriye çekilmişti. Cihad'a arada gözleri kayarken, onun gayet de rahat bir şekilde adamları dövdüğünü gördüğünde, sırıttı. Boşuna manyak demiyordu ona.
" Sonunda yakaladım seni orospu çocuğu! " bir yandan kavga ederken bir yandan da Ilgaz'a laf atmayı ihmal etmiyordu. Ilgaz onun bu haline gözlerini devirdi. Sülük gibi yakasına yapışmıştı. Gerçi bunda Ilgaz'ın onun dudağına yapışmasının payı büyüktü.
" Yaşlanmışsın Aşkım. Eskiden olsa bir günde bulurdun beni, iki gün oldu şimdi. " dedi gülerek Ilgaz. Cihad ona sinirip yetişemediğinden, yakasını tuttuğu adamın çenesine bütün gücüyle vurduğunda adam sendeleyip metrelerce ötedeki duvara çarpmıştı.
" Kes lan piç! " diye öfkeyle konuştu Cihad.
Ilgaz onun bu haline güldü. Ardından o da üzerine gelen adamı tekmeledi. Yerden aldığı sopayı yere düşen adamın suratına geçirdiğinde adam ağzından kan fışkırarak geriye düşüp yerde kıvranmıştı. Sırtı kendisine dönük olan Cihad'a baktığında, aynı saniyede bir adamın elindeki demiri, onu fark etmeden önündekiyle dövüşen Cihad'a vurmak için havaya kaldırdığını görmüştü.
Kendisine atılan adamı tutup duvara savurarak elindeki sopayı adamın inmeye hazırlanan kollarına attı. Adam elindeki demirin kontrolünü kaybederek Cihad'ın sırtına düşürdüğünde, beklemediği için irkilerek arkasını döndü Cihad. Ilgaz koşarak atılıp, arkasını dönüp ona bakan adamın göğsüne sert bir tekme atarak takla atmasını sağlamıştı.
Kendisine bakan adama nefes nefese döndü Ilgaz. Aralık ve sesli nefesler alan dudaklarında bir sırıtış oluştu.
" Olmuyor ama böyle aşkım. Sen bulduğun her fırsatta ölmüş aileme küfür edersen, ayrılalım biz. " dedi sırıtarak göz kırparken.Cihad onun alaylı yüzünü dağıtmak istedi. Gözü yerde kalkmaya çalışan adama kaydığında, sinirini ondan çıkarmak ister gibi suratına tekmeyi geçirdi. Son adamla etraf sessizliğe büründüğünde ikisi de nefes nefese kalmış bir şekilde duruyordu.
Cihad ve Ilgaz birbirine baktı.
Cihad sinirle sırıttı. " Ee en son nerede kalmıştık seninle? " diyip Ilgaz'a doğru yürüdüğünde, Ilgaz da sırıtarak geriye çekildi.
" Sanırım en son öpüşüyorduk aşkım. " dedi gülerek ona son olayı hatırlatırken.Cihad aklına gelen şeyle yine sinirlenmişti. " Ulan piç- " diye saydırmaya başlayacakken, bir anda arkasından gelen gürültüyle sözü kesilmişti.
Ilgaz'ın gözü onun arkasına takılı kalırken Cihad da dönüp baktı. Ondan fazla adam ellerinde sopalarla onlara doğru sinirli bir şekilde küfür ederek bağırırken, Cihad onlardan gözlerini ayırmadan konuştu.
" Bence biz bugünlük yeterince kavga ettik ha, ne dersin? " dediğinde, Ilgaz da yaklaşan adamlarla başını salladı.
" Haklısın aşkım. "Onun dediğini umursamadan arkasını döndüğü gibi elini Ilgaz'a atarak geriye ittirdi Cihad. " Kaç! " demesiyle Ilgaz da koştu.
Biraz önce ceketini çıkardığı yere doğru tam gaz koştururken, eğilerek ceketini kaptığı gibi koşmaya devam etti. Cihad da aynısını yapıp ceketini tek eline alarak bütün gücüyle Ilgaz'ın yanında koştu. Biri daha önce bu sinir olduğu adamla birlikte kavga edip ardından da kaçacaklarını söylese, önce güler sonra da o adamı vururdu. Ama şimdi hayat ona götüyle gülüyordu.
Arkalarından gelen bir dolu adamla, karanlık gecede ölümüne koştu iki düşman, yan yana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAVUKLU-Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Cihad manyaktı, Ilgaz ondan da manyaktı. - Mahalle kurgusudur! - Küfür, şiddet, argo, +18 içerir!