27. Yardım Eli

7.8K 483 42
                                    

Elindeki çayları yanına gittiği üç adamın önüne bıraktı Ilgaz.

" Sağol aslanım. " diyen otuzlu yaşların sonundaki adama başını salladı.
" Afiyet olsun abi. " diyerek yanından uzaklaştı.

Bir hafta olmuştu burada çalışalı. Şimdiye kadar çok güzel gidiyordu işi. Tabii arada Emre'nin sırf piçlik yapmak için yanına gelmesini saymazsa.

O günden sonra Emre onunla yalnız kalamayacağını bildiği yerlerde karşısına dikilip canını sıkıyordu. Normalde Ilgaz sabırsız bir insandı ama Rüstem abi için sesini çıkarmıyordu. Yoksa onun dişlerini kırar eline sayardı.

Tabii Emre'ye ek olarak bir de yanında getirdiği Fatih adında bir çocuk da vardı. Duyduğuna göre Fatih, Cihad'ın en yakın arkadaşı Uğur'un kardeşiydi. O da tıpkı Emre gibi serseri tipliydi.

Ilgaz, Cihad'a söylemekten vazgeçmişti. Nasıl olsa bu salak böyle davranmaya devam ederse kendi kendini ele verirdi. Onun için uğraşmaya bile değmezdi.

Öğle saati geldiğinde ayak üstü yemeğini yedikten sonra henüz kimse bir şey istememişken dışarı çıktı. Sigarasını cebinden çıkarıp dudaklarının arasına koyarak yaktı. Kara gözlerini yerden kaldırarak kahvenin arkasına bakan duvara sırtını yasladı. Buraya güneş vurmadığı için rahat rahat içmek istiyordu sigarayı. Çünkü kahveye çok müşteri geldiği için vakti kalmıyordu sigaraya. En azından fazla triyakisi olmadığı için şanslıydı.

Gri duman ağır ağır gökyüzüne doğru süzülürken gözlerini kısarak dumanı dudaklarının arasından saldı. Arada bir kendi kendini eğlendirmek için dumanı daire şeklinde ağzından çıkarıyordu.

Cihad'ın babaannesi hastalandığı için iki gündür yanına gelemiyordu. Özlemişti Van kedisini.

" Ah ah, yaktın beni mavi boncuk. " diye sitem etti sessizce. Bu kadar bağlanacağını hiç tahmin etmezdi ama olmuştu işte. O mavilere eskiden söverken şimdi onsuz bir an bile geçiremiyordu.

Onu en çok mutlu eden şey ise, Cihad erkeklere ilgi duymamasına rağmen ilk defa bir şey yaşadığı birini bile arkasında bırakmayacak kadar onurlu biriydi. Çünkü az çok biliyordu Ilgaz için ne kadar önemli olduğunu. Onu olmayan ailesi yerine koyduğu için ve Cihad'ın da ailesi öldüğü için bağlılığın nasıl bir his olduğunu anlıyordu.

Ve tabii bir de kendine itiraf edemediği, Ilgaz'a alışmış olması vardı.

" Babaanne çabuk iyileş valla torununun hasretinden ölüyorum. Az kaldı şu sokaklarda Mecnun gibi aranmama. " dedi oflayarak. Bir onu böyle görse delirdi sanardı, çünkü kendi kendine sigarayla konuşan birine kimse akıllı gözüyle bakmazdı.

Sigarasından son bir nefes alıp yere atarak ezdi. Dumanı dudaklarından salarken arkasını dönüp kahveye gireceği vakit gözüne çarpan kişiyle duraksadı. Yanlış görmediyse sokak arasına giren kişi Emre'ydi.

Gözlerini kıstı. Kesin o it bir şeyler karıştırıyordu.

Sanırım onu enselese fena olmazdı. Hem kahvede sürekli ona sataştığı için atamadığı dayağı burada atardı.

Aklına giren düşüncelerle sinsi sinsi sıratırak ellerini ceplerine koyup oraya ilerledi. Ağır ağır yürüyerek duvarın dibine vardığında, " Oğlum nolur çok zor durumdayım lan. " diyen Fatih'in sesini tanıdığında durdu. Acaba ne konuşuyorlardı.

Omzunu duvara yaslayarak onları dinledi.

" Fatih beni delirtme! Sana bir daha vermeyeceğimi söyledim. " diyen Emre'yle, Fatih sesli bir nefes almıştı. Konuştuğunda sesi sinirli çıkıyordu.

YAVUKLU-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin