Ilgaz daha fazla dayanamayıp Cihad'ın kapısına dayanmıştı. Onun için iki günlük hasretlik yeterdi.
Derin bir nefes alarak elini kaldırdı. Tam kapıyı tıklatacağı vakit bir anda açılan kapıyla ayarı tutturamayarak elini yanlışlıkla Cihad'ın alnına vurmuştu.
" Ay pardon. " diyerek elini kendine çektiğinde, Cihad çatık kaşlarıyla alnını ovuyordu. Ilgaz gülmek istedi onun bu hâline ama kızacağını bildiği için boğazını temizleyerek gülüşünü bastırdı.
" Ne yapıyorsun Ilgaz? " diyen çatık kaşlı kediyle, kimse var mı diye arkasına bakıp bir anda elini beline atarak dibine çektiği adamın dudaklarına bir öpücük kondurdu.
Cihad daha şaşırmaya fırsat bulamadan Ilgaz çoktan geri çekilmişti.
" Naber kedicik? " diye sordu pişkince.
Cihad gözlerini devirdi. Kaç defa uyarmıştı ona kedicik deme diye. Ama Ilgaz laftan anlamıyordu ki.
Kolunu kapı pervazına yaslayarak göz kırptı.
" Hayırdır? Özlemime dayanamadın değil mi? " diye sordu bilmiş bilmiş sırıtırken.
Ilgaz hiç lafı dolandırmadan başını salladı.
" He valla, gelmezsem çatlardım. " diye itiraf etti. Cihad güldü hafifçe." Başımı belaya sokacaksın bir gün ama neyse. " diye geveledi. Ilgaz anlamazca baktığında açıkladı.
" Bugün amcamlar geldi. Babaannemin bakıma ihtiyacı olacağı için onu kendi evlerine götürecekler birkaç haftalığına. Şimdi de eşyalarını toparlıyorduk. "Ilgaz her ne kadar ninesini sevse de Cihad'ın birkaç haftalığına ona kalacağını bilmek deli gibi sırıtmasına neden olmuştu. Ellerini çarptı birbirine. " Desene bana kaldın kediciğim. " dediğinde, Cihad kafasına sert olmayacak bir tokat geçirdi.
" Salak. " diye homurdandı.
Daha fazla kapı önünde durmayıp kenara çekildi Cihad. " İçeri gelmeyecek misin? " diye sorduğunda Ilgaz 'cık' diye olumsuz bir ses çıkardı.
" Hayır. Gelirsem şimdi lafa tutacakları için geç giderler, o yüzden onlar gidince sen bana gel. " dediğinde, Cihad kısık bir sesle güldü.
Ilgaz da güldüğünde uzanıp Cihad'ı sıkı bir şekilde öperek geri çekilip öpücük attı. " Akşam yemeğini beraber yiyelim aşkım. " diyerek merdivenlerden inmeye başladığında, Cihad ardından göz devirdi. " Olur kocacığım. " diye homurdanarak kapıyı kapattı.
Ilgaz sesini duyduğu için keyifli bir şekilde binadan çıkıp kendi evine yürüdü. Yorgunluk sonrası Cihad gibisi yoktu resmen.
Eve girip üstüne rahat bir şeyler giydikten sonra mutfağa geçti. Çok fazla yemek çeşidi yapmayı bilmese de yine de aç kalmayacak kadar bilgisi vardı bu konuda. Yalnız olmanın iyi yanlarından biri de buydu sanırım.
Buzluktan eti çıkarırken tencereleri ocağa koyup yemek yapmaya başladı. Dudaklarında bir türkü mırıldanırken zaman hızla akıp gitmişti.
Çalan kapıyla Ilgaz yemeğin altını kapatıp kapıya ilerledi. Açtığında görüş açısına mavi gözler girmişti. Ilgaz hızla Cihad'ı süzdü. Onun aksine Cihad rahat giyinmemişti. Siyah pantolon ve beyaz gömlek giymişti. Gömleğin iki düğmesi açıktı ve beyaz teni gözler önüne seriliydi. Ilgaz'ın ağzının suyu akacakken sahte bir şekilde öksüren adamla gözlerini vücudundan çekti.
" Hoşgeldin evimin direği. " diye kocaman gülümseyerek kenara çekildiğinde, Cihad gözlerini devirerek içeri girdi.
" Hoşbuldum, al. " diyerek elindeki ekmek poşetini uzattığında, Ilgaz güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAVUKLU-Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Cihad manyaktı, Ilgaz ondan da manyaktı. - Mahalle kurgusudur! - Küfür, şiddet, argo, +18 içerir!