Ilgaz ve Cihad ölümüne koşarken, arkalarından hâlâ sesler gelmeye devam ediyordu. İkisi de nefes nefese kalmıştı ama durduğu takdirde, biraz önce adamlara attıkları dayakların on mislini yerlerdi. Ne Cihad dayak yiyip de itibarının yerle bir olmasını istiyordu ne de Ilgaz o yorgunluğa rağmen yüzünde bir de dayakların iziyle eve gitmek istiyordu.
" Hızlı koş lan amına koduğum! "
" Kes lan piç! "
Binaların arası dar olduğu için Ilgaz öndeydi bu yüzden de arkada kalan Cihad'ın damarına basıyordu. Cihad zaten kavgaya karıştığı için ayrı bir pişmandı. Ne olmuştu yani adamlar onun ağzını burnunu birbiriyle yer değiştirirken de o da uzaktan izlese, karışmasa olmuyordu. Dertsiz başına dert almıştı. Ha dayağı Cihad'dan yemişti ha birkaç serseriden.
Cihad yorulduğu ve üstüne bir de Ilgaz'ı dövemediği için ekstra sinirliydi. Ilgaz ise onun arkasında soluk soluğa gelmesine sırıtıyordu. Az kalsın tökezleyip yere düşecekken son anda toparlandı. Ama bu sefer de anlık olarak yavaşladığı için Cihad arkadan gelip ona çarparak yere düşmüştü.
Ilgaz elinden ceketi yana düşerken, üstündeki ağırlık yüzünden yere yapıştığında, etrafı düşüşten ötürü toz bulutuyla sarmalanmıştı.
" Ah! "
Canı yandığı için yüzünü buruşturduğunda, Cihad elini onun sırtına koyup kafasını sırtından kaldırmıştı. Altındaki adamın siyah saçlarına ve esmer ensesine bakarken, Ilgaz ağırlığa daha fazla dayanamayıp sinirle bağırmıştı ona yan dönerek.
" Kalk ulan üzerimden şerefsiz! Hayvan ölüsü kadar ağırsın mübarek! " Cihad onun bu hâline gülerek ellerini sırtına dayayıp üzerinden kalktı.
" Bağırma lan! Senin yüzünden oldu. "
Cihad yerden ceketini alıp üstündeki tozu silkelerken, Ilgaz da elleri üzerinde doğrulup sinirle Cihad'a baktı.
" Ayağım takıldı napayım?! " diye söylendiğinde, Cihad yandan bir bakış atarak ayağa kalktı. Ardından yerdeki adama bir bakış atıp sinirle homurdandı." Ayağına sokayım! "
Ilgaz göz devirip yerden ceketi alarak dikleşti. İkisi de yan yana dururken sesleri dinledi. Birkaç saniye sonra sesler bulundukları yere gelmeye başladığında birbirlerine bakarak bıkkın bir nefes verdiler.
" Sizin nefesinizi sikeyim! " diye sinirle soludu Cihad. Ilgaz sinirli ve yorgun olmasına rağmen onun bu dediğine gülmüştü. Adamlar yorulmak nedir bilmeden büyük bir istekle peşlerinden koşuyordu. İzlerini de kaybettiremiyorlardı şerefsizlere.
Cihad etrafa bakınırken, Ilgaz gitmek için arkasını döndü. Tam o anda adamlar sokağa girdiğinde Cihad hiç düşünmeden Ilgaz'ın kolundan tuttuğu gibi yandaki iki binanın sıkışık duran aralığına doğru çekiştirdi.
Ilgaz daha ne olduğunu soramadan kendini Cihad ve duvar arasında buldu. Tam ağzını açmış bir şey diyecekken, Cihad ondan önce davranıp eliyle ağzını kapattı. İri cüsseleri nedeniyle zar zor sıkışmışlardı.
Bedenleri birbirine yapışık bir hâlde dururken, Ilgaz ağzını kapatan adamın karanlıkta parlayan mavilerine baktı. Binanın aralığı karanlıktı ve üstleri de şansa simsiyahtı, bu yüzden de görünmeleri neredeyse imkânsızdı.
Koşturmaktan nefes nefese kalan göğüsleri hızla havalanıp inerken, bedenleri sürekli olarak birbirine temas ediyordu. Ilgaz da Cihad da farkındaydı bu yakınlaşmanın ama yakalanmamak için katlanmaları gerekti. Daha sonra kaldıkları yerden birbirini dövmeye devam ederlerdi.
" Nereye gittiler lan bunlar? " Yanlarından ses geldiğinde sessizce durup beklediler.
Cihad, Ilgaz'ın ağzını daha sıkı kapatmıştı gelen sesleden sonra. Ilgaz gözlerini devirdi, sanki o ağzını kapatmasa Ilgaz buradayım diye bağıracaktı. Ama yine de sesini etmedi.
Adamlar kendi aralarında konuşup etrafa bakarken alttan kasıklarına değen bir şeyle kaşları havalandı. Cihad'a baktı ama mavi gözlü adam ciddi bir şekilde adamları dinliyordu. Ilgaz kafasını hafifçe eğip gözlerini aşağıda gezdirdi. Cihad'ın baldırları onun kasıklarına temas ettiği için, kıpırdanmıştı. Ama bu sefer de ikisinin de kasıkları birbirine temas ediyordu.
Ilgaz sırıttı, Cihad kaş yapayım derken göz çıkartmıştı. Ama farkında değil gibiydi Cihad.
Ilgaz biraz daha ona temas etti. Cihad hiçbir şeyden haberi olmadan dururken, adamların sesleri onlara doğru gelmeye başladığında, Ilgaz hızla atılıp elini Cihad'ın gözlerine kapattı. Mavi gözleri karanlıkta kedi gibi parlayıp da yerlerini belli etsin istemiyordu.
Cihad şaşırırken ağzı şaşkınlıkla aralandığında, Ilgaz ağzındaki eli seri bir şekilde tutup indirdikten sonra bu sefer o, açılan dudakları eliyle örttü. Cihad böyle bir şeyi neden yaptığını anlamasa da engel olmadı.
Ilgaz sırıtarak ona bakarken adamlar yavaş yavaş gitmeye başlamıştı. Ama Ilgaz geri çekilmedi. Her iki eli de hâlâ Cihad'ın yüzündeyken, sol eline değen kısa kesilmiş bıyıklar hoşuna gitmişti. Sırıttı istemsizce.
Habersiz olan adama biraz daha yaklaştı. Cihad'ın ılık nefesi elinin altında hapsolurken, yavaşça elini ağzından çekti Ilgaz. Gözlerini kapatmaya devam ederken yavaşça Cihad'ın dudaklarına yaklaştı. Karanlıkta soluk duran pembe dudaklardan sızan sıcaklığı engellemek istiyordu. Ve kesinlikle bunu eliyle yapmak istemiyordu. Daha farklı planları vardı Ilgaz'ın.
Cihad öylece beklerken her seferinde yüzüne daha da yakın hissettiği nefesle, gerginlikle kıpırdandı. Sanki Ilgaz ona yaklaşıyormuş gibi hissediyordu. Belki de yanlış hissediyordu çünkü Ilgaz onu öptükten sonra her saniye böyle hissetmekten kendini alamıyordu. Ve bu histen nefret etmişti. Her saniye öpülüyormuş hissi canını sıkıyordu.
" Gittiler mi? " diye sessizce fısıldadı Cihad ama dudaklarına bir şey temas ettiğinde hızla gözlerindeki eli çekti.
Ilgaz ona sırıtarak bakarken dip dibe geçen bedenlerini ayırmak için çıktı. Etrafta adam falan yoktu ve Ilgaz manyağı onu uyarmıyordu. O etrafa bakarken Ilgaz da peşinden usulca çıktı.
" Gözlerimi neden kapattın değişik? " diye sordu Cihad arkasını dönüp siyah gözlerle göz göze gelirken. Ilgaz sırıtıp ardından da giymek için ceketini silkeledi. Cihad hâlâ ondan bir cevap beklerken konuştu.
" Adamlar yanı başımıza kadar gelip bulamadılar bizi. Senin karanlıkta kedi gibi parlayan gözlerin yüzünden yakalansaydık, o mavilerini oyardım da ondan. " dedi sırıtarak cümlesini bitirirken.
Cihad'ın kaşları çatılırken, küfür ettiğinde Ilgaz daha fazla güldü.
" Siktir lan oradan! En azından benim gözlerim karanlıkta görünüyor. Seninkiler cehennem çukuru gibi kapkaranlık. " diye sinirle mırıldandı Cihad. Ilgaz sırıtarak başını yana eğip Cihad'a baktı. Cihad da birkaç saniye boyunca ona bakıp ardından ceketini parmağına takarak omzuna astı. Arkasını dönüp giderken konuşuyordu.
" Seni yarın döveceğim, bu gece hâlim yok. Hadi yine iyisin. " alaylı sözler Ilgaz'ı güldürdü. O da Cihad'ın peşi sıra giderken başını alayla sallayıp onu onayladı.
" Tabii tabii. Bu gece git dinlen yarın gel dövüşelim aşkım. "
Cihad arkasını dönmeden sabır çektiğinde Ilgaz sırıttı. Damarına basmayı seviyordu, neyseki Cihad çabuk sönüp parlayan biriydi. Yoksa ona eğlence çıkmazdı ki bu mahallede.
Yol ayrımına geldiklerinde Ilgaz onu beklemeden ilerleyen Cihad'a yaklaştığı gibi yanağından bir makas alarak hızla apartmana koştu. Arkasından küfürler edip birkaç evi kaldıran Cihad ise öfkeden deliye dönmüştü.
-------
Bu kurgu yazma şevkimi arttırdı. İkisini yazmak aşırı hoşuma gidiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAVUKLU-Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Cihad manyaktı, Ilgaz ondan da manyaktı. - Mahalle kurgusudur! - Küfür, şiddet, argo, +18 içerir!