quarante-six

252 13 225
                                    

bayramımız kutlu olsun! son kısımlar biraz aceleye geldi bugüne yetişsin diiye... bi de biraz ben de çakırkeyfim, ne yazdım inanın bilmiyorum...

iyi okumalar bebeklerim, beğenmezseniz yazın ha...

-⤝♆*♆*♆⤞-

Meredith büyük sarayda Wymond'ı bulduğunda derin bir soluk vermişti. Zira evet, onu bulmak zor oluyordu. Hele şu son günlerde daha sık dinlenme ihtiyacı duyarken...

Wymond kapıda beliren karısını görünce yutkundu. Niye gelmişti? Kötü bir şey mi olmuştu yoksa? Genelde Meredith Waymond'la ihtiyaç duymadıkça bırakın konuşmayı, onun yüzüne bile bakmıyordu.

"Bir sorun mu var?"

"Evet, var..." dedi Meredith adamın masasının önündeki sandalyelerden birine otururken. Derin bir soluk verdi, "Neler oluyor? Niçin bana hiçbir şey söylemiyorsun?"

Wymond yutkundu, "Anlamadım..."

"Ekselanslarının birden dönme kararı almasından söz ediyorum. Üstelik siz konuştuktan sonra. Ne oldu? Mektupların sırrını çözebildiniz mi?"

Wymond yutkundu ve anlamayarak kıza baktı, "Bunun için mi geldin?"

"Elbette bunun için geldim!" dedi Meredith, "Gerçeği öğrenmeye hakkım yok mu? O mektupları beraber bulduk. Hakikati ben de bilmek istiyorum. Neler oluyor?"

"Pekâlâ, biraz sakin ol, tamam mı?.." dedi Wymond, "Önce biraz soluklan. Buraya gelene dek nefes nefese kalmışsın..."

"Wymond, beni oyalama..." dedi Meredith, "Zira yeteri kadar kırgınım. Bunu benden gizlemene darıldım."

"Darıldın mı?" diye sordu Wymond, "Niçin?"

"Aramızda gizli saklının olmadığını sanıyordum..."

Wymond hafifçe güldü, "Haftalardır yüzümü dahi görmek istemediğini sanıyordum ben de..." kaşlarını çattı, "Ne yapmamı bekliyordun? Soluğu yanında alıp olanları bir bir anlatmamı mı? Yoksa her zamanki gibi senin için bir hayalet olmamı mı?"

Meredith yutkundu, adamın haklı olduğunu biliyordu.

Ama elinde değildi. İsteyerek yaptığını da söyleyemezdi. Amacı bu olmasa da adamı kırdığını biliyordu.

"Haklısın..." diye fısıldadı Meredith, "Aslında tüm bunlardan önce senden özür dilemeye gelmeliydim. Hak ettiğin muamele bu değildi..."

"Senden bir özür beklemiyorum..."

"Ancak bu tavrı hak etmiyordun. Ben..." yutkundu, "Ben özür dilerim. Bir anlam ifade etmediğini biliyorum. Ancak..." kafasını onaylamazca salladı, "Kendimi kaybetmiş gibiydim. Ben kayboldum. Bir anda çevremdeki her şeyi, herkesi kaybettim sanki Hala daha öyleyim... yalnızca senden kaçmadım. Yalnızca senin yüzüne bakmamazlık yapmadım," tekrardan yutkundu, "Ben kendimden de kaçtım, kendi yüzüme bakmadım... hâlâ bakamıyorum. Ama..." hafifçe adamın gözlerine baktı, "Ama bakmaya çalışıyorum. Bunun bu şekilde devam edemeyeceğini biliyorum. Aynı evin içinde birbirimize yabancı insanlar olarak yaşayamayacağımızın farkındayım."

"Ne var, biliyor musun?" diye sordu Wymond, "Bu o geceden beri ilk kez yanıma kendi isteğinle gelişindi. Ve sen bunu ne benim ne de kendin için yaptın..."

Meredith yutkundu.

"Sana kızmıyorum. İstediğini yapmakta özgürsün... ve çok iyi biliyorsun ki istediğin her zaman yanında olacağım. Benim bundan daha fazla yapabileceğim bir şey yok... zira sen istemedikçe ben sana ulaşamam. Ancak ne olur, bana benim için..." yutkundu, "Bizim için bir şeyler yapmaya çabaladığını söyleme. Zira buna inanmam. Seni sandığından da iyi tanıyorum. Sen her zamanki gibi insanlara yardım etmeye çalışıyorsun. Yaptığının yanlış olduğunu düşünmüyorum, defalarca kez bana da yardım ettin... sana ne kadar minnettar olduğumu biliyorsun. Ancak belki de artık kendin için bir şey yapmalısın. Belki de..." dudaklarını ıslattı, "Belki de ailen için bir şeyler yapmalısın."

mon chéri | harry stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin